| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 47 |
| Tarih: | 28.02.2016 |
HDP GRUBU ADINA İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün tarihî bir gün, 2 önemli tarihin yıl dönümü. Birincisi, Türkiye demokrasi tarihinde bir utanç abidesi olarak duran postmodern bir darbenin, 28 Şubat darbesinin yıl dönümü. Halkların Demokratik Partisi olarak bir kez daha bu darbeyi açık bir şekilde kınadığımızı ifade ediyoruz.
Bir diğer yıl dönümü de 28 Şubat 2015 tarihinde, bu militarist cumhuriyeti demokratik bir cumhuriyete evriltmek üzere çözüm süreci boyunca yapmış olduğumuz bütün çalışmalarımızı özetlediğimiz Dolmabahçe mutabakatının kamuoyuna açıklandığı günün yıl dönümü. Demokratik cumhuriyeti sağlayacak olan Dolmabahçe mutabakatını da buradan yine HDP olarak selamladığımızı ifade etmek istiyoruz.
28 Şubatın o utanç verici kararlarını burada okuyacak değilim, bu Meclise o haksızlığı yapmak istemiyorum. Her biriniz eminim ki o utanç sayfalarında, maddelerinde neler yazıldığını biliyorsunuz ama Dolmabahçe mutabakatındaki o 10 maddelik demokrasi manifestosunu buradan mümkün olduğunca özetlemeye çalışayım. Hangi milletvekili o mutabakatın hangi maddesine karşı çıkıyor, gelip buradan ifade etsin isteriz. Türkiye'yi tamamen demokratikleştirecek militarist bir cumhuriyet yerine demokratik bir cumhuriyeti önceleyecek, Kürt meselesi, Alevi meselesi, inançlar meselesi, kadın özgürlüğü, ekoloji, ekonomi meselelerinin tamamını çözecek o manifestonun maddeleri şunlardı:
1) Demokratik siyasetin tanımı ve içeriği.
2) Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması.
3) Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri.
4) Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına yönelik baskılar.
5) Çözüm sürecinin sosyoekonomik boyutları.
6) Çözüm sürecinde demokrasi-güvenlik ilişkisinin kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması.
7) Kadın, kültür ve ekoloji sorunlarının yasal çözümleri ve güvenceleri.
8) Kimlik kavramı, tanımı ve tanımlanmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi.
9) Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması.
10) Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa.
Değerli arkadaşlar, gördüğünüz gibi, Türkiye'yi demokratikleştirecek bir manifestoyu reddeden AKP Hükûmeti, maalesef, 28 Şubat darbecileriyle ortaklaştığı için, yeni bir darbe hukukunu devreye koyduğu için bugün her türlü sorunu yaşamaya devam ediyoruz.
Bugün, AKP, gladyo yapılarıyla, Ergenekoncularla, darbecilerle kol kola Türkiye'nin temel politikalarını ele almaktadır. Bugün, Doğu Perinçek gibi bir anlayış ve zihniyet, AKP Hükûmetinin, Kürt meselesi başta olmak üzere temel politikalarına yön vermektedir. Yine, aynı darbeci mantığın özellikle bir saray darbesiyle beraber güçlendirildiğini ifade etmek istiyoruz. Yani, bugün geldiğimiz aşamada, demokratik cumhuriyet teklifini reddeden AKP, 28 Şubat darbesini saray darbesiyle güçlendirilmiş bir darbe konsepti şeklinde sahaya sürmektedir. O nedenle, sokağa çıkma yasakları hukuksuz bir şekilde uygulanıyor. O nedenle, her gün gençlerin ölümüne neden olacak. Toplumsal gösteri hakkına müdahale ediliyor. O nedenle, basın özgürlüğü üzerinde âdeta terör estiriliyor. Bütün bunlar bu darbeci mantığın yansıması.
Bakın, iki gün önce açılış konuşmasında, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsünün Parlamentonun iradesini yok sayan o açıklamasını ifade etmiştim. AKP'li yetkililer körü körüne çıkıp o açıklamayı savundular ama bugün, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisi bile o açıklamayı tekzip etmek zorunda kaldı ama tekzip ettiği saatte de "Anayasa Mahkemesinin kararını tanımıyorum. Mahkemenin de tanımaması gerekir." diyerek yeni bir darbenin 28 Şubatta devreye girdiğini açık bir şekilde ilan etti. Alın size darbe işte. Anayasa Mahkemesinin kararını tanımıyorsan, "Saygı duymuyorum." diyorsan, mahkemeye çağrı yapıyorsan, bunun adı "Ak 28 Şubat darbesi"dir, bu kadar nettir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bakın, bütçe konuşmasında Başbakan Davutoğlu şunu demişti: "Artık Tayyip Erdoğan efsanevi lider, yeni lider benim." Biz de öyle olmasını umardık. Yani, efsanevi; biraz geçmişte kalan, kendi alanını belirleyen, siyasete müdahale etmeyen demekti ama görüyoruz ki bu tanım kesinlikle...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Devamla) - ...doğru bir tanım değil, hâlâ siyasete müdahale ediyor...
BAŞKAN - Sayın Baluken, teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - ...hâlâ darbeci anlayışla mahkemelere talimat veriyor, hâlâ "Anayasa Mahkemesinin kararlarını tanımayın." demeye devam ediyor. Bu yol, yol değildir.
BAŞKAN - Sayın Baluken, teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bu darbeci anlayıştan uzaklaşıp bir an önce Dolmabahçe mutabakatına geri dönmenizi temenni ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)