| Konu: | Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken'in 85 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 2'nci maddesi üzerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 25.02.2016 |
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önce grup başkan vekili konuşmasında defaatle mezhepçi olduğumuzla ilgili iddiada bulundular. Aslında konuşmanın tümüne baktığımda neresini düzelteyim diye bakıyorum, o kadar çok farklı ithamlarda bulundu ki belki 10 tane, belki 15 tane farklı konuda hak etmediğimiz ifadelerde bulundu. Ama, şunu söyleyeyim: On dört yıldan beri AK PARTİ hükûmetlerinin hiçbir alanda insanların diniyle, mezhebiyle, giyimiyle uğraşmadığını, aksine aradaki tüm engelleri kaldırıp bununla ilgili adım attığını bütün dünya biliyor. Gözümüzü kapayarak kendimize gece yaparız. Onu demekle biz mezhepçi olmayız. Biz kendimizin ne yaptığını biliyoruz. Ayağımız yere sağlam... İnsan odaklı olarak dış politikamızı yönetmeye devam ediyoruz. Siz bunu söylerken bölgedeki mezhepçi olan devletlerin politikasına gizlenmek istiyorsanız bu başka. O bölgede hangi devletin hangi mezhep adına ne işler yaptığını herkes biliyor. Ama, Türkiye El Azez'den de, Kobani'den de, diğer yerlerden de gelen kim varsa bağrını açarak yardımcı olmaya çalıştı, kimseye ön yargıyla yaklaşmadı, gelenin mezhebi nedir diye bakmadı; aksine "Bu coğrafyadaki en kadim medeniyet bizim medeniyetimizdir, ev sahipliği bize yakışır." dedi, birçok riske rağmen, ekonomik sıkıntıya rağmen bu konuda görevini yerine getirmeye çalıştı.
Onun dışında, muhtarların yaptığı toplantı sürekli dile getiriliyor. Biz, demokrasi usulü içerisinde baktığımızda, en kılcal noktalarımızın, seçimle direkt gelen insanlarımızın muhtarlar olduğunu keyifle biliyoruz. Aslında bu sizin demokrasi anlayışınızı da gösterir. "O seviyeye inince Cumhurbaşkanı görüşmesin." Olur mu öyle bir şey? Keşke daha çok toplantı yapılsa, keşke daha çok bir araya gelinse -tırnak içerisinde- en tepedeki görevli ile en alttaki birim daha fazla bir araya gelse de ortak bir ruh ortaya konulsa. O yüzden ben muhtarlarla yapılan toplantıyı Sayın Cumhurbaşkanımızdan başka, sizlerin de yapması gerektiğini düşünüyorum, sizler de yapın bunu. Kötü bir şey değil bu, iyi bir şey Sayın Başkan, keşke her zaman yapsak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bir dakika alabilir miyim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Ama sizin, bu ülkede seçilmiş olmanın ilk başlangıcı olan, en kıymetli yerlerinden birisi olan muhtarlar ile Sayın Cumhurbaşkanının bir araya gelmesinden gurur duymanızı beklerdim ben. Ben istiyorum ki herkes daha fazla bir araya gelsin, her grup daha fazla toplantı yapsın.
Onun dışında, bizim İsrail'le ilgili, Sisi'yle ilgili, diğer meselelerle ilgili duruşumuz dün neyse bugün de o. Yeni bir şey söylemiyoruz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Öyle mi? İsrail terör devleti mi, değil mi?
BÜLENT TURAN (Devamla) - Gazze'ye yapılan saldırıları kınadık, kınıyoruz. Halklar arasındaki diyaloglara ilişkin yapılan vurgunun tonu tartışılabilir, o yüzden bir daha söylüyorum: Biz dün Sisi'nin darbesiyle ilgili de, İsrail'in zulmüyle ilgili de neredeysek orada duruyoruz. Ama bir şey daha söyleyeyim: Terörle ilgili de aynı yerdeyiz. Sizi de aynı yerde durmaya davet ederiz Sayın Başkan.
Ben bir daha söylüyorum: Bu önümüzdeki kanunların daha hızlı geçmesi için ses tonumuzu artırmadan konuları gündeme getirerek düzeltmeye devam edeceğiz.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)