GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kent kimliği ve İstanbul'da kentsel dönüşüme ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:41
Tarih:18.02.2016

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Değerli Başkan, sayın milletvekilleri, yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Olağanüstü koşullardan geçen ülkemizde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ancak unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir devlettir, her bir karışı şehit kanıyla sulanmıştır ve ülkemiz asla teröre teslim olmayacaktır. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; kenti kent yapan yaşam alanlarımızın tarihsel değerlerinden, anılarımızdan ayrıştırılarak kent belleği yok edilmek üzere yasalar çıkarıldığı, plan ve projeler üretildiği, kent kimliklerinin kamu kaynaklarını israf eden gösteriş amaçlı projelerle yok edildiği algısı toplumda oluşmuştur. Tarihî, kültürel ve mimari eserlerin korunması devletin ana görevlerinden olduğuna göre genellikle kent merkezlerinde yer alan konumuyla, ölçeğiyle, yaşanmışlıklarıyla, kent tarihinde ve yaşamında önemli bir rol oynayan kültürel miras alanlarının korunması temel alınmalıdır.

Kente ait alanların ticarete kurban gitmemesi için eğer bir dönüşüm yapılacaksa burada uygulanacak her bir projenin katılımcı olması gerekliliği açıktır. Meslek odalarının ve orada yaşayan halkın görüşlerinin alınması ve projesinin şeffaf bir şekilde topluma sunulması, toplum tarafından tartışılır hâle gelmesi için bilimsel çalışmalar yapılmalıdır. İktidarın neoliberal politikalarıyla uyumlu olarak kentsel yaşamla ilgili her projeye parasal açıdan yaklaştığı, kârlılığı toplumsal yarardan daha değerli gördüğü açıktır.

Bir parktaki ağaçların kesilmesine direnerek başlayan, üç beş ağacın arkasında Kanal İstanbul'dan HES'lere, kıyıların yağmalanmasından TOKİ'lere kadar büyük bir sorun yığını vardır.

Şunu bilmelisiniz ki, milletimiz artık birilerine rant sağlamak için doğal, estetik ya da kültürel varlıklarını kaybetmek istemiyor. Değişen toplum gereksinimlerine çözüm üretmek, gelişen teknolojiyle birlikte farklılaşan topluma yeni anlayışlar sunmak idarecilerin görevidir. Bunun güvencesi de bilimsel kriterlere göre belirlenmiş kurallar ve kanunlardır.

Bu bağlamda, taşıdığı değerlere, tescilli olan yapılarına, ağaçlarına, denizine kadar korunması gereken İstanbul'un korunarak yaşatılması ve tarihî ve kültürel değerlerinin kamusal kullanımlarla kente kazandırılması için uluslararası standartlara uygun çalışmalar yapılmalıdır.

Bugün İstanbul'un nüfusu 130 ülkeyi geçmiştir. Bu kadar hızlı nüfus artışıyla karşılaşan bir kentin yaşanabilir olması için bilimsel çalışmalar yapılmalıdır. Biz mimarlar artık "İstanbul anlatılır, İstanbul'da yaşanılmaz." diyoruz. İstanbul kentini yirmi bir yıllık yönetiminizle artık yaşanmaz hâle getirdiniz.

İstanbul'da hemen her ilçede yapılan kentsel dönüşüm, Türkiye'nin hemen her vilayetinde yapılan kentsel dönüşüm anlayışınız yanlıştır. Kentsel dönüşüm demek, sadece mevcut yapıları yıkıp yerine yenisini yapmak demek değildir. Kentsel dönüşüm demek, orada yaşayan halkın demografik yapısıyla, ulaşım akslarını öncelleyen, komşuluk ilişkilerini gözeten, insanı merkez alan ve kendi enerjisini kendi üretebilen, karbon salınımı sıfıra yakın kentler üretmeye çalışmaktır.

Arapların yaşam tarzını insanlarımıza dikte etmeye çalışacağınıza, Sevda Tepesi'ni onların ikametine açmaya çalışacağınıza, Birleşik Arap Emirlikleri Masdar'da 2025 yılında tamamlanması planlanan dünyanın ilk sıfır karbon ve sıfır atık şehri çalışmalarıyla ilgilenmenizin daha yerinde olacağı kanaatindeyiz.

Soylulaşma mantığıyla kentsel dönüşüm insanı, mülkiyet hakkını yok sayan metadan yana bir anlayışın ürünüdür.

Burada Gezi Parkı'nda direnen, hayatını kaybeden, gözünü kaybeden ve bugün Cerattepe'de yeşile, doğaya, Artvin'e ve Karadeniz'e sahip çıkan bütün dostlarımızı, yol arkadaşlarımızı sevgiyle selamlıyoruz.

TOKİ ve KİPTAŞ'ın, kent kimliğini hiçe sayarak birbirinin aynı projelerini güneşlenme yönünü bile gözetmeden Erzurum'a, Tekirdağ'a, Amasya'ya, Bursa'ya, Adana'ya uygulayarak kentlerimizin böğürlerine âdeta birer hançer gibi sapladığı açıktır. Bizler her koşulda 3 ağaca sarılarak yaptığımız gibi insana, kente, kültüre ve değerlerimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum. Sözlerinizi tamamlayınız Sayın Yedekci.

GÜLAY YEDEKCİ (Devamla) - İstanbul'da herkesin insanca yaşayacağı, yoksulluğun kader olmaktan çıkacağı, keyfî imar uygulamalarına ve yolsuzluklara son verileceği anlayışı hâkim kılacağız.

İçinden deniz geçen tek dünya kenti İstanbul her alanda Avrupa standartlarına ulaşacaktır. İstanbul'un buna gücü vardır, milletimizin buna gücü yeter. Bir başka İstanbul, bir başka Türkiye mümkündür. Yirmi bir yıldır yerelde, on dört yıldır merkezî düzeyde kenti ve kent kültürünü ayaklar altına alan karanlık zihniyete karşı Büyük Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ün aydınlık yolu ışığımız olacaktır.

Yüce Meclisi sevgiyle saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)