| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 17.02.2016 |
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, konunun önemini anlayabilmek için öncelikle "Ülkemize Suriye'den gelen ne kadar misafirimiz vardır, ülkemiz misafirlerimiz için neler yapmıştır, ne kadar kaynak kullanmıştır?" gibi sorulara kısaca belki değinmemiz gerekiyor.
İç karışıklıklar başlamadan önce 20 milyon civarında bir nüfusa sahip olan Suriye'de, bugün yaklaşık 12,2 milyon kişi acil insani yardıma ihtiyaç duymaktadır. Bu süreçte yaklaşık 7 milyon Suriyeli evini terk etmek zorunda kalmış, 3 milyonu aşkın Suriyeli de kurtuluşu komşu ülkelere sığınmakta bulmuştur. Türkiye, uyguladığı açık kapı politikası çerçevesinde giriş yapan hiçbir Suriyeliyi geri çevirmemiş, onları geçici koruma statüsüne almıştır.
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye, 2,5 milyondan fazla Suriyeli sığınmacıyı misafir etmekte olup AFAD'ın 10 ilde kurduğu ve yönettiği 25 barınma merkezini bulundurmaktadır. Bugüne kadar, Türkiye, ülkesindeki savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriye vatandaşları için uluslararası standartlara göre 9 milyar Amerikan dolarını aşkın tutarda bir kaynak kullanmıştır. Türkiye'nin bu olağanüstü çabalarına karşın, uluslararası camia, ülkemizde bulunan Suriyeliler için yalnızca 500 milyon dolar katkıda bulunmuştur.
Saygıdeğer milletvekilleri, acil sağlık hizmetlerine tüm kentlerdeki mülteciler ulaşabilmektedir. Acil olmayan sağlık hizmetlerine erişim için ise mültecilerin yetkili mercilere kayıt yaptırması gerekmektedir. Yani kentli mülteciler "geçici koruma" statüsü altında kendilerini yetkili mercilere kaydettirdiklerinde ve "yabancı tanıtım kartı" çıkartmaları durumunda sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma hakkına sahiptirler. Geçici Koruma Yönetmeliği'ne göre, acil sağlık hizmetlerinde mülteci hastalardan gerek tedavi gerekse ilaçlar için herhangi bir ücret talep edilmemektedir.
Bugün, ülkemizin kurmuş olduğu modern kamplarda sağlık alanında şu hizmetler verilmektedir: Temiz içme suyu; temiz, güvenilir, kültüre uygun gıda; bağışıklama kampanyaları, bulaşıcı hastalıklara ve salgınlara yönelik mücadele; sendromik sürveyans, Şark çıbanı, ishalli hastalık ve sıtma yönetimi, hijyen eğitimleri, çevre sağlığına yönelik tedbirler, atıkların düzenli olarak yok edilmesi, jit alanlarının kontrolü, suların mikrobiyolojik ve kimyasal izlemeleri; banyo, tuvalet gibi alanların hijyeninin sağlanması; üreme sağlığı, anne güvenliği, çocuk sağlığı gibi tedbirler sürekli takip edilerek alınmaktadır.
Saygıdeğer milletvekillerim, ülkemizin misafirlerimiz için yaptığı sağlık hizmetleri için neler yaptığını tek tek saymaya kalksak, herhâlde sabaha kadar Mecliste bunu izah etmemiz gerekir.
Bazı kalemlere belki değinmemiz gerekiyor hem milletimiz hem de milletvekillerimizin güncel bilgileri alması adına.
Kampta sunulan poliklinik hizmetleriyle ilgili: Aile hekimliği uzmanlığına başvuru sayısı 289.579'dur. Diğer uzman hekimlere başvuru sayısı 1 milyon 522 bin 613'tür. Pratisyen hekime başvuru sayısı 2 milyon 31 bin 141'dir. Sevk sayısı 501.859, acil vaka sayısı 465.425'tir.
Sınır illerde, İstanbul ve Mersin'de 0-5 yaş arası tüm çocuklar için polio aşısı yapılmış olup, toplam 9 milyon 403 bin 319 çocuğa aşı yapılmıştır. Aşı yapılan 9 milyon 403.319 çocuğun 884.872'si yabancı çocuklardır. Diğer illerde sadece Suriyeli çocuklar ve temaslılarına aşı yapılmıştır. Suriyeli mültecilerin yaşadığı kamplardan hastanelere 500 binin üzerinde hasta sevk edilmiştir. Türkiye'de ameliyat edilenlerin sayısı 200 bini aşmıştır. Sınır illerindeki devlet hastaneleri toplam hizmetin yüzde 30 ile yüzde 40'ları arası bir oranda Suriyelilere hizmet vermektedir
Değerli milletvekilleri, 2010 yılından bu yana ülkemize sığınan Suriyeli sığınmacıların sayısı her geçen gün artmaktadır. Yukarıda belirttiğim gibi ülkemizin verdiği sağlık hizmetleriyle rakamlar ortadayken görüştüğümüz bu önergenin aslında ne kadar gereksiz, ne kadar da Meclisi meşgul ettiği ve boşa zaman harcadığıyla alakalı kanaatim tamdır. Bu kadar poliklinik hizmeti vereceksiniz, bu kadar hasta ameliyatı yapacaksınız, yavrularımıza aşı yapacaksınız ve "Kayıt tutulmuyor, ne yapılıyor?" diye gelip önerge vereceksiniz. Keşke Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerimiz böyle bir araştırma önergesi yerine yağmurda, karda, kışta Suriyeli misafirlerimize hizmet veren, onların sorunlarına çare olmaya çalışan başta sağlık personelimiz olmak üzere tüm kamu çalışanlarıyla sivil toplum örgütleri ve gönüllülere nasıl şükranlarımızı sunarız, onların nasıl motivasyonlarını artırabiliriz adına bir çalışmayı ortaya koyabilecek bir samimiyeti ortaya koyabilselerdi. Bu konuda, orada mağdur olmuş, hakikaten sıkıntı yaşayan mültecilerin, yani ensarın, oradaki bizim misafirlerimizin yaşadığı sıkıntılarla gece gündüz uğraşan birimlerimiz var, devletin bütün kademeleri orayla çok yakından ilgililer. Doğrusu, oradaki yaşanan sıkıntılarla alakalı alınacak tüm tedbirler de zaten alınmakta.
Bu vesileyle, değerli milletvekilleri, CHP'nin grup önerisi aleyhinde olduğumu bir kere daha zikrediyorum. Tabii, yapılan hizmetleri takdir etmek lazım, yapılan hizmetleri takdir edip yapanları da motive etmek lazım. Motive edelim ki oradaki hakikaten kanayan yaraya çare olalım. Değilse, sürekli yapılanlarla ilgili eleştiri getirilecekse... Eksikleri, tabii, getirelim. "Muhalefet yapmayalım" demiyoruz ancak yapıcı muhalefeti gündemimizde tutmamız lazım. Hele hele ülkenin millî birliği, beraberliği hele hele Suriye'deki gerçekleri -ki CHP'nin daha önceki genel başkanı fark etmiş olmalı ve onun açıklamalarına bakarak- ve ülkenin menfaatlerini göz önünde bulundurarak sorumlu muhalefet yapmanın ülkemize ve milletimize gerçekten önemli katkılar sunacağını düşünüyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)