| Konu: | Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.02.2016 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, araştırma geliştirmeyle ilgili önemli bir yasa tasarısı görüşüyormuşuz gibi bir izlenim veriyoruz ama şu anda Türkiye'deki mevcut ortamın ne AR-GE çalışmalarını geliştirmeye yönelik ne de "academia"da bir özgürlük sağlamaya yönelik hiçbir demokratik içerik taşımadığını en başından ifade etmek istiyoruz. "Academia"da, üniversitede araştırma geliştirmeyi, özgürlüğü tamamen kısıtlayan, tamamen demokrasiyi rafa kaldıran, mevcut hukuk devleti anlayışını bitiren bir hükûmetin getireceği yasal düzenleme de ancak bu kadar olur.
Eğer bu yasa tasarısı savaşla ilgili bir araştırma geliştirme olsaydı o konuda gerçekten başarılı işler yapmıştınız, burada da önemli tartışmalar yürütülebilirdi çünkü diyalog masaları nasıl devrilir, savaş nasıl başlatılır, sivillere yönelik katliamlar nasıl devreye konulur, dışarıda belaya nasıl bulaşılır, içerideki savaştan sonra dışarıda da ülkeyi savaşa doğru nasıl sürükleriz noktasında gelmiş geçmiş en başarılı hükûmetlerden birisiniz. Bunu açık bir şekilde ifade etmek gerekiyor. Hatta o kadar başarılısınız ki işte, o dönemin Başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanı, geçmişte Orta Doğu'daki savaşlara neden bulaşmadık diye şimdi öz eleştiri veriyor, 1 Mart tezkeresiyle "Irak'taki savaşa neden müdahil olmadık?" diye Türkiye kamuoyunun gözünün içine baka baka açıklamalar yapıyor. Doğrusu dehşete kapılıyoruz yani bütün dünya Irak'taki vahşeti, Irak'taki oluk oluk akan Müslüman kanını sorgularken, oradaki emperyal planların bu coğrafyaya hangi faciaları getirdiğini ortaya koyarken bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıp "1 Mart tezkeresine onay vermemekle çok büyük bir hata yaptık." diyor. O dönemin savaşın yürütücülerine bakın hiç kimse o savaşa sahip çıkma cesaretini gösteremiyor. Tony Blair defalarca İngiliz kamuoyundan özür diledi "Biz aldatıldık, Irak'la ilgili yanlış bilgiler bize verildi." dedi. Bush'la ilgili herhâlde çok fazla bir şey ifade etmeme gerek yok ama Amerika, Irak'taki o savaş sürecinden ilk fırsatta hemen askerini geri çekip bölgede işte sizin Hükûmetinizin de olduğu gibi kendisine âdeta taşeronluk yapan, jandarmalık yapacak olan güçlerin arayışına girdi.
Şimdi, ortada böyle bir tablo varken, biz, hâlâ, 1 Mart tezkeresinde niye onay vermemişiz de, niye Irak'ta oluk oluk akan Müslüman kanına ortak olmamışız diye bir tartışma yürütüyoruz. Neyse bereket ki yani bu sıralardan çok fazla ayrıksı düşünce gelip burada ifade edilmiyor ama AKP içerisinde de artık ayrıksı bazı düşünceler yüksek sesle dile getirilmeye başlandı.
O dönemin bakanlarından birisinin çıkıp kendi oyuna sahip çıkması, "Ben bu oyu kullanmakla en doğru işi yaptım ve o dönemin suçlarına, emperyal suçlarına ortak olmadım." açıklamasını yapması son derece önemlidir. Keşke bugün de bu savaş politikalarına karşı bu sıralardan bu şekilde itirazlar yükselse. On yıl sonra itiraz yükseltmenin çok fazla bir anlamı kalmıyor. On yıl sonra çıkıp "Bu koca çınarın altında hangi güneşe ulaşmamış hakikatler var." açıklaması yapmak maalesef süreci geriye götürmüyor, yaşanan kayıpları tekrar bize kazandırmıyor. O nedenle, özellikle burada AKP sıralarında oturan milletvekili arkadaşlarıma da AKP'nin kurucu kadrolarının şu anda nerede olduğuna, nasıl bir tutum içerisinde olduğuna bir bakmalarını tavsiye ediyorum.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Akıl verme, sen kendine bak.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Size doğru gelen neyse, vicdanınızdan gelen ses neyse çıkıp onu burada dile getirin. Bir yerden gelmiş olan talimatla burada sadece parmak indirip parmak kaldırıp vekillik yaparsanız biz de işte karar yeter sayısı isteyerek sizin içerisine düşmüş olduğunuz o durumu bütün halkımıza göstermek durumunda kalırız.
Umarım içinizde demokrasi gelişir, umarım o güneşle buluşmamış olan hakikatler bir an önce gün yüzüne çıkar ve sizin için de memleket için de hayırlı sonuçlar doğar.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)