GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:39
Tarih:16.02.2016

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; bu 16'ncı maddenin değiştirilmesi, bunun tamamen çıkartılması doğrultusunda bir değişiklik önergesi verdik ama aslında bu değişiklik önergesi, tasarının tamamıyla, ruhuyla ilgili bir başka tartışma yapmaktan bizi alıkoymuyor.

Her şeyden önce en ilgi çekici bölümlerden bir tanesi genel amaçlar arasında "Ülkenin bilim ve teknoloji alanında çekim merkezi hâline gelmesi için temel bilimler, yüksek lisans, doktora eğitimi desteklenecek ve nitelikli yabancı çalışmasının önü açılacaktır." der. Fakat, bu, gerçekten kayda değer bir amaç. Fakat bununla ilgili olarak yapılması gereken şey kanun çıkartmak değil uluslararası alanda Türkiye'yi ve Türkiye üniversitelerini, Türkiye'deki araştırma geliştirme faaliyetlerini ciddi, insanlığa yeni bir değer katan bir merkez olarak görecekleri bir ülke hâline getirmek. Bunun da temel taşı barış ve esenlik. Barışın olmadığı yerde, her gün Türkiye'nin hangi ülkeye askerini sokacağına dair hesap yaptığı ve bu hesaplarını yaygın medyadan yaydığı bir yerde, bırakın bilim insanını, Türkiye'yi gezmek için Türkiye'ye gelen yabancı sayısında ne kadar büyük bir düşüş olduğunu turizmciler size anlatsın. Benim bir şey anlatmama bile gerek yok. Antalya boşaldı, İstanbul'a gelen turist sayısında çok büyük düşüş var. Esasen gelirleri turizme dayalı bütün her yerde Türkiye bir barış ülkesi olarak görülmediği için insanların ilgisini çekmeyen iş hâline geldi uluslararası alana kendinizi takdim etmek.

Dolayısıyla, bence, bu kanunu çıkartmak yerine -ki bu kanunun kendisinde çok ciddi problemler var- Türkiye'nin kendisini bir barış ülkesi hâline getirmeyi Hükûmet deneyebilir mi acaba? Bunu yaptığı takdirde bunun için bir kanun çıkartmaya bile gerek olmaksızın, bu yükselen refah ve barıştan payını almak için dünyanın her yerinden gözler zaten buraya dikilecektir.

Ancak bunun yanı sıra araştırma geliştirme faaliyetlerinin doludizgin gidebilmesinin temel şartı, düşünce ve ifade özgürlüğünün mevcudiyeti. Siz, sakıncalı araştırma alanları, sakıncalı deneyim alanları...

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, uğultu çok fazla.

BAŞKAN - Sayın Kürkcü, bir saniye efendim...

Değerli arkadaşlar, bir uğultu hissediyorum Genel Kurulda. Sessiz olursak çok daha iyi dinleyeceğiz.

Teşekkür ederim.

Buyurun, devam edin efendim.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Devamla) - Biz halka konuşuyoruz zaten, dinleyen dinlemeyen olabilir, hiç önemi yok, halk dinliyor.

Sakıncalı araştırma alanları, sakıncalı deneyim alanları bir bir artarken, bunların oluşturduğu sakıncalılık alanı özgürlük alanını fersah fersah geçmişken araştırma-geliştirme faaliyetlerine ne kadar yatırım yaparsanız yapın, asıl düşünce sahipleri, kendilerinde bir geliştirme-araştırma cevheri olanların hiçbirisi bu imkânları kendileri için değerlendiremeyeceklerdir. Çünkü aslında Hükûmetin, devletin araştırılmasının yasak olduğunu söylediği alanlara girmek ihtiyacını gören, buna cesaret eden herkesin başına neler geldiği malumdur. Yıllarca Türkiye'de Kürdistan araştırmaları yasak konuydu, Ermeni soykırımı araştırmaları yasak konuydu. Türkiye'de şimdi giderek felsefi alanda da yasaklar bir bir üremektedir. Örneğin evrim teorisinin üniversiteden kovulması, bunun yerini yaradılış inancının alması yönündeki basınçların nasıl bir üniversite bize sunacağını söylemeye bile gerek yok.

Bütün bu nedenlerle, çevre faktörünü de istediğiniz kadar dikkate almak istediğinizi söyleyin, Türkiye Kyoto Anlaşması'nı imzaladı mı, imzalamadı. Türkiye esasen karbon salımı konusunda kendi önüne engeller konulmasına razı değildir. O zaman çevreye duyarlı, ekolojik bir yaklaşım bu kanunla nasıl sağlanacaktır? Bu aslında bir oksimorondur yani birinci terimin ikinci terimi yadsıdığı bir ifade. O yüzden bu yasanın özü ve bütün maddeleri aslında Türkiye'nin alelacele uluslararası alana...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Devamla) - ...yetişme çabası içerisinde önündeki temel sorunları sihirli çizmelerle atlama çabasıdır.

BAŞKAN - Sayın Kürkcü...

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Devamla) - Ama öyle bir sihirli çizme yok yüzünüzü halka dönmekten başka. (HDP sıralarından alkışlar)