| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.02.2016 |
HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; HDP grup önerisi üzerine AK PARTİ grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.
Grup önerisinden önce burada müzakere edilen ve sorulan bir soruya şahsım adına bir cevap vermek istiyorum. Neden Suriye'de bu duruma gelindiği sorusuna hepimiz yüz yıl öncesinden bir cevap bulabiliriz. Yüz yıl önce bu topraklarda Sykes-Picot ve ismi geçmeyen, tıpkı bugün olduğu gibi Sykes ile Picot arasındaki sözleşmenin onayına tabi olan Rus Sazonov vardı. Amaçları -tıpkı 1915'te Çanakkale'de Britanya'nın amacı- Bakü petrollerine ulaşmak ve Suriye bölgesindeki İngiliz ve Fransız egemenliğini, silah egemenliğini, petrol üzerindeki egemenliğini tesis etmekti. Daha sonra, savaştan sonra "Birleşmiş Milletler" adı altında bir örgüt kurdular. Bu örgütün de kuruluşu Versay Antlaşması'na dayanıyor. Orada, Osmanlı İmparatorluğu'ndan sonra kurulacak olan devletlerin yasal ve meşru bir zeminde tanınması için bu örgütü kurdular ve yüz yıl sonra Recep Tayyip Erdoğan "Dünya 5'ten büyüktür." dediğinde, bugün Meclis olarak şunu demeliyiz; Birleşmiş Milletler eğer bu topraklarda, Osmanlı bakiyesi bu topraklarda bir meşru zemini tesis etmek için kurulmuş ise biz de hep birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunanlar olarak demeliyiz ki: Evet, dünya 5'ten büyüktür. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tabii, zaman zaman medyada ve burada "özerklik" ve "özerk yönetim" adı altında da müzakereler yapılabiliyor, konuşmalar yapılabiliyor. Bununla ilgili de "Bilgeliğin Yedi Sütunu" adlı anı kitabında Lawrence "İngiliz Hükûmeti bölgedeki halklara özerklik ve özerk yönetim vadederek, onlara yine İngiliz hâkimiyetini sağlamak için vaatlerde bulunuyordu." diye anılarında ifade ediyor. Bunları bir tarihî kayıt olarak sizlerle paylaşmak istedim.
Elbette ki grup önerisine gelince, bahsedilen, sosyal medyada bir kadın vücudunun teşhir edilmesi bizim inanç değerlerimizde, medeniyet değerlerimizde, örf ve âdetlerimizde, geleneğimizde yeri olmayan, kabul edilemez bir durumdur. Fakat bizim inancımız bize der ki: "Size biri bir haber ulaştırdığında -buradaki olayda sosyal medyadaki görüntüden bahsedersek- kaynağını araştırın." Kim, ne maksatla bu görüntüyü sosyal medyaya servis etmiştir, bunun araştırılması lazım. Elbette ki devletimiz bir hukuk devletidir, hukukun üstünlüğünü ve insan onurunu esas alan bir devlettir. Bu anlamda, hukuk dairesinde bununla ilgili gerekli araştırma ve tahkikat yapılacak ve bununla ilgili varsa suçlular bunlar da cezalandırılacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti bin yıldır bu topraklarda var olma mücadelesini veren, köklü medeniyeti olan bir devlettir. Defalarca bu topraklarda varlık mücadelesini hep birlikte vermiş olan bir milletiz. Önemli olan, böyle zamanlarda kimin, nerede durduğudur, tarih ve millet karşısındaki duruşudur. Tarih ve millet kahramanları ve hainleri de kaydeder, toprak, vatan için şehitlerini ve toprağa kan akıtan teröristi de kaydeder.
Bu konuda, devlet olarak, Hükûmet olarak temel paradigmamız, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız tarafından defaatle ifade edilmiştir. Esas, hukukun üstünlüğüdür. Yapılan, bir terörle mücadeledir tanım olarak. Amaç, terörle mücadeleye kamu düzenini sağlayıncaya kadar devam etmektir ve amaç, kapsam ve şümul anlamında da kim nerede olursa olsun, ismi ne olursa olsun; ister PKK ister PYD, YPG, DHKP-C, DEAŞ, paralel ve benzeri örgütler terör örgütüdür. Devletimiz ve milletimizi el ele bu terör örgütleriyle mücadeleyi sonuna kadar hukukun üstünlüğü çerçevesinde, özgürlük ve güvenlik dengesini gözeterek; devlet organları, Anayasa ve yasalar çerçevesinde hak ve hürriyetlere riayet ederek; uluslararası, evrensel insan hak ve hürriyetlerine riayet ederek bir hukuk devletine yakışır tarzda mücadelesini devam ettirecek, sorumlularını da elbette ki yargıya intikal ettirecektir.
Elbette ki burada terörle Türkiye'yi kuşatmak isteyenler Türkiye'ye, bu millete diz çöktürmek istiyorlar. Tarih şahittir ki bu millet Allah'tan başka hiç kimsenin önünde eğilmeyen bir millettir. Terörle de kimse bu millete diz çöktüremeyecek ve boyun eğdiremeyecektir.
Evet, grup önerileriyle Meclisimizde farklı konular görüşülecek ama çözüm, başkanlığı esas alan, insan onurunu esas alan, milleti esas alan, kadim geleneğimizi esas alan, medeniyet değerlerimizi esas alan, millet kokan, tarih kokan, bu topraklar kokan bir anayasayı hep birlikte yapmaktır. Muhatap bizleriz, Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
Sözlerimi Ziya Paşa'nın bir sözüyle bitirmek istiyorum.
"İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah
Yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah."
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)