Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 39 |
Tarih: | 16.02.2016 |
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 16 Ağustos 2015 tarihinden beri kürdistanın dört bir yanında sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili olarak, bu sokağa çıkma yasaklarında uygulanan antidemokratik, vahşi uygulamalara dair burada birçok arkadaşımız konuşma yaptı. Ancak bu sokağa çıkma yasaklarının bir başka boyutunu burada konuşup bu konuyla ilgili olarak bir Meclis araştırması komisyonunun kurulması için bugün konuşma yapacağım. Bu da bu sokağa çıkma yasakları süreçlerinde özellikle kadınlar üzerinde uygulanan antidemokratik, gayrimeşru ve vahşi boyutlara varan uygulamalardır.
İlk olarak, Varto'da Ekin Van katledildikten sonra işkence edilerek, işkence edilip, fotoğraflarının çekilip sosyal medya üzerinden özellikle teşhir edilmesiyle başlayan bu süreç, yine Silopi'de üç kadın arkadaşımızın yaralı olarak bulundukları noktaların bildirilmiş olmasına rağmen daha sonra kafaları parçalanarak vahşice katledilmesi, en son olarak da Cizre'deki iki ayı aşkın süredir devam eden sokağa çıkma yasaklarında zafer naraları atılırken sosyal medya üzerinden özellikle bizler de etiketlenerek ahlaksızca birtakım yorumlar yapılıp kadın bedeni teşhir edilmiştir.
Bu şekilde teşhirin asıl nedeni, aslında bütün kadın mücadelesini veren kadınlara karşı gözdağı vermektir. Bu şekilde özelde kadınlar, Kürt kadınları, Kürt toplumu olmak üzere bütün toplumu baskıyla sindirerek onları, bir şekilde, verilen mücadelelerin dışında tutulmasının amaçlandığını hepimiz biliyoruz.
Ekin Van olayında eğer etkili ve düzgün bir soruşturma yapılsaydı, bugün Cizre'de, yine, kadın üzerinden uygulanan bu psikolojik savaş konsepti uygulanmıyor olacaktı. Her ne kadar Şırnak Valisi kendini aklamak adına birtakım açıklamalar yapsa da oranın Cizre olmadığını söylese de bizler oranın Cizre olduğunu biliyoruz. Elimizde başka görüntüler de mevcut. Orası Cizre'ydi. Orada aslında o kadın üzerinden bütün kadınlara bir mesaj verilmeye çalışıyordu. Sizler iradenize sahip çıkarsanız sizi katlederiz ve bu şekilde teşhir ederiz mesajıydı. Bu, aslında bugün bile katledilen, Türkiye'de sürekli katledilen diğer kadınlardan, diğer kadınların durumundan çok bağımsız değil. Şunu net olarak bilmemiz gerekiyor ki o teşhir edilen kadın üzerinden, iktidar, aslında erkinin, iktidarının ne kadar güçlü olduğunu göstermeye çalışıyor. Bu uygulama ulusal ve uluslararası hukuka göre suçtur. Ancak, maalesef ki maalesef, bunlarla ilgili olarak şu ana kadar soruşturulacağına ya da soruşturulması için en ufak bir adım atılacağına dair herhangi bir açıklama yapılmamıştır.
Çıplak olarak teşhir edilen kadının kim olduğuna bakmadan, bakmaksızın aslında bugün buradaki bütün kadın vekillerin bir araya gelip bu uygulamaya karşı bütün olarak bir isyan hâlinde olması gerekirken maalesef suskunluğu görüyoruz yine. Ama dediğim gibi, bugün orada teşhir edilen, aslında, bütün kadınlara verilecek bir mesajdı, bütün kadınların onurunu bu şekilde ayaklar altına alma çabasıydı, bu erkin kadın üzerinden bütün toplumu sindirme çabasıydı. Onun için, biz bir daha buradan sesleniyoruz: Gelin, bu antidemokratik, bu gayrimeşru uygulamalara karşı komisyon kuralım, gidip yerinden açıklama yapalım; kendi evinden çıkmayıp hiçbir şekilde bilgisi olmayan valinin, odasından yaptığı açıklama üzerinden karar vermeyelim. Gidelim orada bu uygulamayı yapanların hepsini hep beraber tespit edelim ve gerekli cezayı alması için beraber mücadele edelim. Eğer, bugün burada hep beraber bunun için bir komisyon çıkaramazsak bunun sorumlusu hepimiz olacağız ama öncelikle, buna göz yuman, bunu görmezden gelen, bütün sosyal medya hesaplarında dolaşmasına rağmen en ufak bir ses çıkartmayan kadın vekiller olarak hepimiz, işte bu yapılan, bu ahlaksızca, bu gayriinsani, gayrimeşru uygulamanın sorumlusu olacağız.
Bir gün bunun yargılanmayacağını, cezasız kalacağını düşünmemek gerekiyor çünkü oradaki bu şekildeki uygulamalar insanlığa karşı suç olarak kabul ediliyor ve bu suçların zaman aşımı yoktur. Bugün sessiz kalabilirsiniz, bugün hiçbir tepki vermeyebilirsiniz ama bir gün, mutlaka ama mutlaka, bunu yapanlar yargılanacaktır. Vicdanen de insanen de dinen de bu uygulamanın hepimiz karşısında olmalı, buna karşı ortak mücadele etmeliyiz. Onun için, dediğim gibi, özellikle kadın üzerinden, kadını hiçleştirmeye çalışan, kadını dört duvar arasına hapsetmeye çalışan, kadını iradesizleştirmeye çalışan, kadın mücadelesinin önünü tıkamaya çalışan bu tür uygulamalara karşı, kadın vekiller olarak eğer buradan bir komisyon kurulmasa bile, buyurun, gelin, bizler kadınlar olarak, bütün kimliklerimizi bir tarafa bırakarak, bütün siyasal, etnik, dini kimlikleri gerekirse bir tarafa bırakarak hepimiz gidip oradaki bu vahşi uygulamalara karşı kendimiz araştırıp kendimiz tespit edelim. Bunu tespit etmememiz, dediğim gibi, hepimizin sorumluluğu olacaktır ve bu sorumluluktan hiçbir şekilde kaçmamız da söz konusu değildir.
Bunun için, bugün verdiğimiz araştırma önergesinin -bugüne kadar hiçbiri kabul edilmedi ama- bunun en azından vicdanen kabul edilerek, bütün ön yargılardan bağımsız, gidip oradaki tespitinin yapılması için sizlerin de desteğini, özellikle kadınların desteğini bekliyoruz.
Tekrar teşekkür ederim.