| Konu: | Terörle mücadelenin zor bir iş olduğuna ve devletin bu mücadele sırasında hiç kimsenin kaybını istemediğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.02.2016 |
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Terörle mücadele zor bir iştir, sevimli değildir, akıl veren ve eleştiren çok olur ama işin sevimsiz kısmına ilişkin yükümlülüğü üstlenmek isteyen çıkmaz. Türkiye istekli olduğu için değil, mecbur kaldığı için mevcut terörist saldırganlıkla, terörist dalgayla mücadele etmek durumunda. Eminim oradaki güvenlik görevlileri ve bu terörle mücadelenin her aşamasında görev alan herkes, bu yaşanan olaylara karşı üzülerek, istemeyerek ama bu ülkedeki insanların, halkın -Türk'üyle, Kürt'üyle- can ve mal emniyetini sağlamak ahlaki ödevi dolayısıyla bu işi üstlenmek durumundalar.
Türkiye temmuzdan bu yana Orta Doğu'daki gelişmelerin bir neticesi olan terörist bir saldırganlıkla karşı karşıya. Bazı şehirlere bu iş taşınmak, hendekler açılmak, buralar patlayıcılarla doldurulmak ve arkada silahlı gençler marifetiyle de burada "öz yönetim" adı altında fiilî işgal durumu yaratılmak isteniyor; devlet buna seyirci kalmaz. Keşke bu ülkede bu tür gelişmeler yaşanmasa ve hayırlı bir iş yaptığını zannederek ellerine silah alıp o hendeklerin arkasında kendilerince onurlu bir iş yaptığını düşünen o gençler, esasen, başkalarının yaptığı gibi, meşru siyaset marifetiyle hak arayışına girseler, üniversitelerde okusalar, bu ülkeye, bu ülkede yaşayan herkese karşı hayırlı işler yapsalar; bu işin başka yolları var. Şiddet, kan dökmek, orada devletin güvenlik kuvvetlerine karşı çatışmaya girmek ne Kürtlere ne Türklere hiç kimseye hayır getirmez. Devlet, bu mücadeleyi verecek, bu mücadeleyi verirken üzülerek elbette ki "Hiç kimsenin burnu kanamasın." diye bir ihtimamla yürütecek ama maalesef kayıplar yaşanıyor. Bu kayıpların yaşanmasını istemeyiz, oradaki güvenlik görevlilerinin şehit olmasından hiç kimsenin memnun olmayacağı gibi, emin olun orada gençlerin hayatlarını kaybetmesinden, o "terörist" diye tanımladığımız ve esasen yaptıkları iş bu olan insanların kaybından da memnun olmayız. Fakat bu bir mecburiyet, oradaki fiilî işgal etme girişimine karşı da devletin kayıtsız kalmasını beklemek, "Yapsınlar, etsinler." diye arkada beklemek, durmak, seyirci olmak mümkün değil. Ben orada elinde silah olan, o patlayıcılarla uğraşan gençlerin elbette ki bir suçu, kabahati olduğunu düşünüyorum, elbette bunun yükümlülüğünü üstlenecekler ama asıl katil...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum, sözlerinizi tamamlayınız Sayın Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Teşekkür ediyorum.
Asıl katiller, bu işin asıl sorumluları, işin arkasında duranlar, o çocukları çok onurlu bir iş yapıyormuş gibi plastik, muhayyel, ideolojik diskurlarla oraya sevk eden 20, 22, 25 yaşında, belki başka bir mecra bulsalar bu ülkedeki herkese hayırlı olacak gençleri ölüme gönderenlerdir, asıl katiller onlardır. Elbette ki bu halk asıl katilleri unutmayacaktır.
Saygılarımla.