GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:38
Tarih:11.02.2016

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün Özgecan'ın ölümünün, katledilmesinin, vahşice katledilmesinin 1'inci yıl dönümü. Gerçekten onu katledenlerin yargı karşısında hak ettikleri cezayı almasını çok önemli buluyoruz ve bu kararların bütün kadına yönelik şiddet ve katliamlara karşı da uygulanması gerektiğini bir kez de buradan ifade etmek istiyoruz. Ve Özgecan şahsında, bugüne kadar gerek aile içinde gerek aile dışında gerek kamusal alanda herhangi bir yerde şiddete uğrayan, tecavüz ve tacize uğrayan ve bunun bedelini hayatıyla ödeyen bütün kadınları saygıyla anmak istiyoruz.

Tabii, kadına yönelik şiddet sadece Özgecan davasıyla sınırlı değil. Bunu önemle düşünmemiz, tartışmamız ve hatırlamamız gerekiyor. Türkiye'de toplumsal anlamda, aileden başlayarak toplumun tüm kesimlerine sirayet eden, aslında kadına yönelik ikincil sınıf yaklaşımı, ayrımcı tutum, maalesef, neredeyse övünülecek ve bununla gurur duyulacak bir aşamaya gelmiştir.

Bizim için kadın bir bireydir, bir öznedir, toplumun yarısıdır. O da en az erkekler kadar hak ve özgürlüklere sahip ve toplumun bütün karar alma mekanizmalarında eşit düzeyde, denk düzeyde yer alması gereken bir cinsi temsil eder.

Türkiye, kadına yönelik şiddetten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ilk kez dünyada mahkûm edilen tek ülkedir. Opuz kararında -o kararın, o başvurunun başvurucu avukatı olarak çok yakından biliyorum- Türkiye'de kadına yönelik ayrımcılık vardır kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı olarak hukuk tarihindeki yerini almıştır. Tabii ki, bu övünülecek bir durum değil.

Bizim amacımız, Türkiye'de kadına yönelik ayrımcılığı, şiddeti, taciz ve tecavüzü, istismarı ortadan kaldırmaktır. Çünkü -bu toplumda- kadınların özgür olmadığı, kadınların eşit olmadığı, kadınların birey olarak toplumda kendi yerine kavuşamadığı müddetçe asla tüm toplumun özgür olamayacağını ve eşitlikten söz edemeyeceğini de bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

Özgecan vesilesiyle, bugün Şırnak Cizre'de çıplak bir kadın bedeninin sosyal medyada sabahtan itibaren, dün geceden itibaren servis edildiğini çok üzülerek paylaşmak istiyorum.

MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) - Valilik yalanladı onu.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - En son Muş Varto'da "Kader Kevser Eltürk" olarak bildiğimiz ve basında "Ekin Van" olarak bilinen çıplak bir kadın bedeni yine kamuoyuna servis edilmişti. Bugün Cizre'de bu iğrenç, bu korkunç bir tarzda servis edilen fotoğraflar yine gözümüzün önünde. Bunu yapanlar insan olamaz, bunu yapanlar insanlıktan nasibini almış olamaz. Bir kadının bedenini çıplak vaziyette fotoğraflarını çekip servis etmek insanlıktan nasibini almamış olmak demektir. Ama maalesef Şırnak Valiliği yaptığı açıklamada bunu yapanları soruşturacağım yerine, tıpkı Muş Valiliği gibi -bunu çeken ve servis edenlere biz soruşturma başlattık demişti Muş Valiliği- bugün yaptığı, biraz önce düşen yazılı açıklamaya göre, Cizre'deki başarılı operasyonlara, başarıya gölge düşürülmek istendiğini söylemektedir.

Gerçekten bu açıklama utancımızı ve bu ayıbı bir kez daha büyütmektedir. Nerede olduğu önemli değil, kimin yaptığı ve bunun yargı önünde hesabını vermesi önemlidir. 2016 Türkiyesi'nde kadınların soyularak, öldürüldükten sonra çıplak bedenlerinin teşhir edilmesinin anlatılır, izah edilir, kabul edilebilir, tartışılabilir hiçbir yönü yoktur. Şırnak Valiliği de, sanki başka bir ülkeyi işgal ediyormuş gibi, bir galibiyetten söz etmektedir. Orada yaralılar katlediliyor, yaralılar yakılarak öldürülüyor. Burada isimlerini saydığımız şahıslardan, sivillerden şu ana kadar haberimiz yok ve bu sorularımıza hiçbir yanıt alamadık.

Bu vesileyle, bugün sosyal medyaya düşen çıplak kadın bedeni, Özgecan, Ekin Van ve daha birçok kadının, hayatını kaybeden birçok kadının anısı önünde saygıyla eğiliyorum ve gerçekten hepimizin sorumluluğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Teşekkür ederim, saygılar sunuyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)