GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:38
Tarih:11.02.2016

KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; saygılarımı tekrar hepinize sunuyorum.

Biz üniversitedeyken AR-GE'yle ilgili yaptığımız toplantılarda, panellerde, konferanslarda 3-4 tane madde vardı, ilke vardı, ön plana çıkıyordu. Bunlardan bir tanesi, bunun mutlaka merkeziyetçi yapıdan uzak kalması yani tam da bizim arzuladığımız yerinden yönetimle bu işin çözümlenmesi. Bir tanesi, üniversitelerde motivasyonun sağlanması. Bir tanesi, doktora ve postmodern doktoranın mutlaka ve mutlaka özendirilmesi gerektiğiydi ve en önemlisi de AR-GE bağlamında bütün kültürler, bütün diller bu üniversitelerde mutlaka ama mutlaka yerini almalı, hayat hakkı bulmalıdır.

Şimdi, tabii, biliyoruz ki değişik kültürler denince bunlardan bir tanesi de Kürt dilidir, Kürt kültürüdür. Üç yüz küsur sene evvel yaşayan büyük Kürt İslam âlimi ve düşünürü Ahmed-i Hani'nin üç yüz küsur sene evvel bu kültürün, bu dilin dönemin resmî makamları tarafından resmî dil olarak kabul edilmesi talebi vardı. Bakın, bugün, Mem û Zîn yani Ahmed-i Hani'nin bu şaheseri Kültür Bakanlığı yayınları arasında çıkmıştır. Ahmed-i Hani üç yüz küsur sene evvel şunları söylüyor: "..."(x) Yani, "Bu dilimize 'Değersizdir.' demeyin". "..."(x) "Üzerinde iktidarın, yönetimin resmî onay mührü yoktur." "..."(x) "Eğer bu dile bir resmî onay mührü vursaydı" "..."(x) "Böyle sahte bir para, sahte bir pul gibi kalmayacaktı."

Dolayısıyla, Sayın Başbakan geçenlerde Mardin'de master planı açıklarken maddelerden bir tanesinde de Ahmed-i Hani ruhuna değinmişti, bu birleştirici ruhtan bahsetmişti. Ben de diyorum ki Kültür Bakanlığımız Mem û Zîn'i bastırdı ve iyice okusun. İçerisinde Ahmed-i Hani Kürtçenin ana dilde eğitimde kullanılması için Kürtçeye resmî onay mührü olan sikkenin vurulması gerektiğini açıkça belirtmiştir. Dolayısıyla, sizi Mem û Zîn'in içerisindekiyle amel etmeye davet ediyorum ve Hani'nin diline bu resmiyet mührünün vurulması için üzerinize düşen görevi yapmanızı istiyorum.

İkincisi, üniversitelerde doktoradan bahsediliyor AR-GE kapsamında. Bakın, benim geldiğim Mardin Artuklu Üniversitesinde açılan bir Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü vardır enstitü bünyesinde. Başka enstitülerde de bu Kürt Dili Bölümü açılmıştı. YÖK tarafından öbür üniversitelerdeki o bölümlere doktora hakkı verildi hiçbir kadrolu eleman orada olmamasına rağmen. Fakat, benim geldiğim Mardin Artuklu Üniversitesindeki Kürt Dili Bölümü için, o zaman Başbakan olan Sayın Erdoğan geldiğinde bizim orada yaptıklarımızın birer devrim olduğunu ifade etti ve bunun değerlendirileceğini söyledi ama ondan sonra hiçbir şey yapılmadı. Yapılmamanın nedenlerinden bir tanesi de Mardin Artuklu Üniversitesinde açılan bu bölüme öğretim elemanı ve öğrenci alırken bana sipariş üzerine gönderilen ve kendilerini güya iktidara yakın hisseden bazı derneklerin, vakıfların ve sendikaların bu siparişlerini kabul etmeyişimdir. Zira, ben şuna inanıyorum: Bilimde, akademide, evrensel değerlerde siparişler kabul edilmez; bilimsel etik, bilimsel prensipler geçerlidir. O yüzden de ben şunu arz ediyorum: Mutlaka ama mutlaka hem Kürt dilinin eğitimde kullanılması ve resmî olarak tanınması hem de özellikle Mardin Artuklu Üniversitesinde bu doktora programının bir an evvel açılması gerekiyor. Aksi takdirde, objektiflik, somutluk tartışılacaktır, ben de tartışmaya devam edeceğim.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)