GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:38
Tarih:11.02.2016

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partim ve grubum adına, görüşülmekte olan Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım.

Değerli milletvekilleri, araştırma geliştirme, tasarım ve yenilik projeleri ile üniversite sanayi iş birliği faaliyetleri sonucu elde edilen gelirler döner sermaye işletmesinin ayrı bir hesabında toplanacak. Bu gelirlerden herhangi bir kesinti yapılmayacak. Bu kapsamda görev yapan öğretim elemanlarına ödenecek gelirin yüzde 85'i herhangi bir vergi kesintisi yapılmaksızın ilgili öğretim elemanına ödenecek. Kalan tutar yasada belirtilen işler için kullanılacak. "Bu kapsamda değerlendirilecek proje ve faaliyetlere, öğretim elemanlarının müracaatı doğrultusunda, üniversite yönetim kurulunun izniyle karar verilir." diye bir ibare bulunmaktadır.

Bizler, burada, üniversite ve sanayi iş birliği alanında atılımları destekliyor, aynı zamanda üniversitelerden mezun olan kişilerin iş dünyası ve hayatına entegre olmaları ve de uzun vadede işsizlik sorununun çözümü boyutunda önemli ve gerekli buluyoruz. Fakat üniversitelerin birer ticarethaneye dönüştürülmesine ve bilgiyi ticarileştirme emelleriyle eğitim alanlarının metalaştırılmasına da karşıyız. Eğitim hizmetinin metalaşması genel olarak eğitimin içeriğinin dönüşmesine; bilimsel özgürlüğün, kurumsal özerkliğin ve demokratik işleyişin tamamen ortadan kalkmasına neden olmaktadır.

Ne yazık ki özerk araştırma kurumlarının yaşamasına izin verilmeyen bir ülke olma talihsizliğini yaşıyoruz. Üniversiteler, özgür düşünce ortamının olması ve araştırma ve geliştirme kapsamında yenilikçi fikirlerin oluşması gereken alanlardır. Devletin ve ona bağlı kurumların birer parçası olarak faaliyet sürdüren üniversiteler, uygulamadan ziyade birçok alanda sadece teorik bilgilerin hayat bulduğu, pratikte ise tamamen eksikliklerin yer aldığı kurumlar durumundadır. Öncelikle, üniversite ve ona bağlı özgün gelişimin sağlanması boyutunda uygulama alanlarının açılması gerekmektedir.

Bugün, özellikle, AKP Hükûmeti, iktidara geldiği günden bugüne kadar özel sermayeyi destekleyerek, koruyarak ve genişleterek toplumun her alanına yaymaktadır. Üretimden daha çok ticarete önem veren devlet anlayışı ve kamudan ziyade desteklenen özel sektörler, küresel boyutta meydana gelebilecek ekonomik dalgalanmaların çok fazla hissedildiği bir ülke yaratmış durumdadır. Özellikle, neoliberal politikalarla her türlü emek sömürüsü gerçekleşmekte, aynı zamanda dünya pazarlarında meydana gelen gelişmeler sonrası kâr güdüsüyle her türlü çabayı ve eforu sarf etmektedir.

"Araştırma" ve "geliştirme" sözlerine kavramsal nitelikleriyle bakıldığında "araştırma" için en gerekli nitelikler özgür, özerk ve eleştirel ortamın sağlanmasıdır; geliştirme ise bu ortamın tahsis edilmesinden sonra ortaya çıkacak olan sonuçtur. Özellikle, Hükûmet ve yetkililer, liselerden başlamak üzere, üniversite ve yüksekokullarda her türlü özgün ve eleştirel fikrin doğmasını engellemektedir. Bugünün Türkiyesi'nde her türlü fikir, bölücülük olarak algılanmaktadır. Akademisyenler örneğinde de bunu net bir şekilde gördük.

Bir başka husus ise bu gelişimin sağlanması konusunda ilkokuldan başlamak üzere, etkin ve tamamen uygulama ile görsele dayalı sistemin yaygınlaştırılması olmalıdır. Fakat, özellikle, hukuksuz sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü illerde bırakın uygulamalı eğitimi, normal eğitimin bile verilmediği görülmektedir. Hükûmet, bilimi, aklı ve ona bağlı gelişimi öğretmenleri bölgeden çekerek mi destekliyor? En temel haklar arasında yer alan eğitim hakkının bile önü kesilerek mi küresel düzeyde ekonomik ve teknolojik gelişmeler meydana getirilecektir? Ya da vahşet bodrumunda mahsur kalmış insanlar kendi kaderlerine terk edilerek mi bilgi ticarileştirilecektir?

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)