| Konu: | AKP Hükûmetinin sahaya sürmüş olduğu savaş konseptinin vahşet boyutuna ulaştığına, Cizre'de bazı binalarda mahsur kalan yaralıların hastanelere nakledilmemesinin insanlık suçu olduğuna, Hükûmeti bu yanlış tutumdan bir an önce vazgeçmeye davet ettiğine ve Cizre'de katledilen bir kadının cesedinin teşhir edilmesini lanetlediğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 11.02.2016 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, AKP Hükûmetinin sahaya sürmüş olduğu savaş konseptinin uzun bir süredir vahşet boyutuna ulaştığını günlerdir burada ifade ediyorduk. Cizre'deki vahşet bodrumlarında insanlığa karşı işlenen suçlar tarih önünde, insanlık önünde teşhir olmaya devam ediyor. Cizre Sur Mahallesi'nde, dün Genel Kurulda da ifade ettiğimiz gibi, bir bina içerisinde 20 cenazenin ve 25 yaralının mahsur kaldığını ve bize ulaşan bu yaralıların hastaneye nakledilmek istendiklerini burada belirtmiştik. Nitekim yerelde de ilgili yerlere ulaşan yaralılar bu konudaki taleplerini resmî makamlara iletmişlerdi. Ancak maalesef bu saat itibarıyla, dünden beri ifade etmiş olduğumuz bu hususla ilgili tek bir olumlu gelişme yaşanmadığı gibi, bu vahşet binasına yönelik ağır silahlarla saldırılar devam etmektedir. Yani binaya yaralı ve cenazeleri nakletmek üzere ambulans göndermesi gerekenler maalesef oraya operasyonel birlikler göndermiş ve yirmi dört saat içerisinde orada bulunan 2 yaralının daha yaşamını yitirmesine neden olmuşlardır. Şu anda o binadaki son durum 22 cenaze ve hastaneye nakledilmeyi bekleyen 23 yaralıyla son derece vahim bir boyuttadır.
Biz özellikle bugün de yoğun çabalarımızı sürdürdük. İçişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanının kendisiyle yapmış olduğumuz görüşmelere ve bu konuda "Ambulanslar gönderilecektir." ifadesine rağmen hâlâ hiçbir somut gelişme yaşanmamıştır. Operasyonel birlikler gönderildiği için, binada bulunanların aileleri bugün olay yerine intikal etmek üzere yürümek istemiş ama onlara da yani içeride bulunan cenaze ve yaralıların annelerine ve ailelerine yönelik de son derece vahşice bir saldırı gerçekleşmiştir. Bu insanlık ayıbını, insanlığa karşı işlenen bu suçu buradan kınadığımızı ifade etmek istiyorum.
Bir zamanlar, 1990'lı yıllarda da bu tarz, insanlığa karşı işlenen suçlar o bölgede çok pervasız bir şekilde devreye konmuştu. Bugün, o suçları işleyenler, Türkiye kamuoyu önünde, kendi yaptıklarını savunamayacak bir duruma düştüler. Tarih önünde, insanlık önünde bugün gücü elinde bulundurup bu suçu işleme özgürlüğünü kendinde bulan muktedirler mutlaka hesap vereceklerdir diyorum.
Şunu da bir uyarı olarak ifade etmek istiyorum: Ülkenin bir yanında, maalesef, söndürülmeyen bu ateş böyle devam ederse ülkenin dört bir tarafında bir daha söndürme şansına sahip olamayacağımız bir yangına dönebilir. Umarız ki o aşamaya gelmez. Bizim çabamız, bu yangına benzin dökme anlamına gelen bu katliamları engelleyerek bir damla da olsa su taşımaya çalışma çabasıdır. Hükûmeti ve devleti bu yanlış tutumdan bir an önce vazgeçmeye davet ediyorum.
Diğer taraftan, Cizre'den bugün gelen insanlık dışı bir fotoğrafın bilgisini de sizlerle ve Genel Kurulla paylaşmak istiyorum. Daha önce Varto'da Ekin Van şahsında bir kadın cenazesi katledildikten sonra insanlık dışı bir işkenceye maruz bırakılıp daha sonra sokak ortasında çırılçıplak teşhir edilmişti. Bugün Cizre'de, aynı şekilde katledilen bir kadının işkenceye, insanlık dışı, alçakça bir işkenceye maruz kalmış bedeni, maalesef, yine çırılçıplak bir şekilde teşhir edilmiştir. Bu zihniyeti, cenazeye işkence uygulayarak kahramanlık yaptığını sanan bu alçak zihniyeti buradan kınadığımızı, Cizre'de katledilen kadın şahsında bütün kadınlara dayatılan bu insanlık dışı uygulamayı da bir kez daha buradan lanetlediğimizi ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim.