| Konu: | Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 10.02.2016 |
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının geneli hakkında konuşacağım.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak tasarının geneline olumlu bakıyoruz fakat bir endüstri mühendisi olarak ben doktora sonrası araştırmalarda gelir vergisi istisnasından faydalanılmasında endüstri mühendislerinin, işletme branşında okuyanların, mimarların ve psikoloji ve sosyoloji branşlarında çalışma yapanların da eklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Diğer taraftan, söz konusu tasarıya baktığımızda, ülkemizi gelecekte teknolojik açıdan küresel rekabeti ön plana çıkartacak ve güçlendirecek bir yaklaşım öngörmediğimizi düşünmekteyim çünkü mevcut tasarı sadece işin ekonomik tarafına odaklanmış durumda. Aslında eğitim, özgürlük, bilimsel ve yaratıcı düşünce kısmı çok daha önemli.
Hepinizin bildiği üzere, doğal kaynaklar, jeopolitik konum, tarımsal zenginlikler artık bir ülkenin kalkınması için yeterli olmuyor. Ülkelerin kalkınması bilgi sermayesine, bilişime, AR-GE'ye, katma değeri yüksek ürünlere yapılan yatırımlarla ve alınan sonuçlarla doğrudan ilişkilidir. Türkiye'nin uluslararası piyasalarda yarışabilmesi ancak katma değeri yüksek ürünler üretebilmesiyle mümkündür fakat bulunduğumuz nokta itibarıyla hedeften oldukça uzak olduğumuzu görüyorum. Öyle ki dünyanın en büyük 18'inci ekonomisi olmakla övünüyoruz fakat ülkemizin ileri teknoloji firmaları borsasında tek bir şirketi bile yok. Sizlere Selçuk Şirin'den aldığım küçük bir örneği vermek istiyorum.
Hepiniz WhatsApp kullanıyorsunuz, hepimizin akıllı telefonları var. WhatsApp, basit bir bilgisayar uygulaması ve birkaç yıl önce 19 milyar dolara satıldı. Başka bir deyişle, 53 kişinin çalıştığı, beş yıl önce kurulan basit bir uygulama olan WhatsApp, cumhuriyet tarihimiz boyunca kurduğumuz ve devlet himayesiyle koruduğumuz, on binlerce çalışanı olan, binlerce gayrimenkulü, uçağı, gemisi olan ve siz tarafından umursamazca satılan TÜRK TELEKOM'dan, TÜPRAŞ'tan ve Petrol Ofisinden çok daha yüksek bir değere satıldı.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sormak istiyorum: Bizden neden bir WhatsApp çıkmıyor? Çünkü WhatsApp, kaliteli ve eşitlikçi bir eğitim sisteminden, teknolojiye erişimden, bilimsel özgürlükten ve hepsinden öte ifade ve düşünce özgürlüğünden çıkar.
Değerli milletvekilleri, gelin, hep birlikte karnemizi gözden geçirelim. İstatistiklere göre en önemli zenginliğimiz olarak övündüğümüz genç nüfusumuz ne yazık ki kaliteli ve eşitlikçi eğitim hizmetinden yararlandırılmıyor, eğitim sistemine ulaşamıyor. PISA testi sonuçlarına göre, Türkiye 65 ülke arasında okuma becerisinde 42'nci sırada, matematikte 44'üncü, fende ise 43'üncü sırada yer almakta. Şimdi, buradan son on üç yılda 12 kez eğitim sisteminde değişiklik yapan ve 5 bakan değiştiren iktidara sormak istiyorum: PISA sıralamasında ilk 40'a bile girmeyi başaramadığımız mevcut eğitim sistemiyle yeni küresel ekonomide rekabet gücünü nasıl yakalayacağız?
Başka vahim bir tablo teknolojiye erişim konusunda ortaya çıkıyor. Dillere destan FATİH Projesi, bugünlerde ağzınıza pek almadığınız FATİH Projesi. Okulları teknoloji merkezi hâline çevirecektiniz, bugün okullarda 45 öğrenciye 1 bilgisayar düşüyor.
Öte yandan, bilimsel özgürlüğün, düşünce özgürlüğünün olmadığı bir yerde katma değeri yüksek ürünler üretmek neredeyse imkânsız. AKP iktidarının dayattığı tek sesli ve itaatkâr yükseköğretim yapısı üniversiteleri siyasi baskı altında tutmaktadır. Son aylarda tanık olduğumuz üzere, yıldırma ve baskı politikalarıyla akademisyenler susturulmaya çalışılmakta, bilimsel özgürlükler hiçe sayılmaktadır. Hepinizin bildiği üzere, 651 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle Türkiye Bilimler Akademisi ve TÜBİTAK'ın bilimsel ve kurumsal özerkliği yok sayılmıştır.
Gençler işsizlikle mücadele etmektedir. OECD rakamlarına göre 15-29 yaş arası gençlerin yüzde 31,3'ü ne eğitim görüyor ne çalışıyor ne de staj yapıyor. Gençler umutsuzluğa itiliyor. On dört yıllık AKP iktidarı döneminde yalnızca özgürlükler ve adalet sistemi değil aynı zamanda gençlerin gelecek umutları da yok sayılmıştır. AKP'nin, insanı ve doğayı hiçe sayan ranta dayalı ekonomi modeliyle Türkiye'nin uluslararası arenada rekabet edebilmesi mümkün değildir. Sizin uyguladığınız ve uygulamakta ısrar ettiğiniz kalkınma modeli yalnızca yeni nesil yandaş milyonerler yaratılmasına katkı sağlar, ne yoksulluğa ne de işsizliğe çare bulur.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)