Konu: | Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 35 |
Tarih: | 29.01.2016 |
HDP GRUBU ADINA NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Doğrusu, çoktandır, böyle, Hükûmetin dile getirmesi belki bu süreçte ne kadar doğruydu, illerin taşınmasıyla ilgili, bu Hakkâri'nin ve Şırnak'ın taşınması.
Değerli arkadaşlar, her şehrin bir tarihi, bir mazisi, bir geçmişi, bir kültürü vardır ve o şehir şehir olana kadar binlerce, on binlerce yıllık bir tarihi var. Bu tarihte büyük ezilmişlikler, büyük kahramanlıklar, büyük kültürel miraslar geride bırakarak orası bir şehir oluyor. Bakın, bizim bulunduğumuz şehir 1924'te şehir oluyor, 1935'te Van'a bağlanıyor, 1936'da tekrar il oluyor ama bugün Hükûmet...
Değerli arkadaşlar, biz buradaki Parlamentonun ne kadar önemli olduğunu düşünüyoruz. Her birimiz farklı bir yerden geliyoruz; farklı bir kültürü, farklı bir ideolojiyi buraya getiriyoruz; demokrasi içerisinde kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Buradaki şehirler üzerinden de kararlar verilirken şehirlerin taşınmasına yönelik, siz oradaki halkla, esnafıyla, siyasetiyle, oradaki çok kıymet biçtiğiniz, bizim de kıymet biçtiğimiz muhtarlarla siz görüşmeden, binlerce yıllık kültür eserlerini geride bırakan Ahmedi Hani'nin memleketini, Fakiye Teyran'ın memleketini, Ali Hariri'nin memleketini bir anda siz ilçe düzeyine, hatta kasaba düzeyine düşürmeye çalışıyorsunuz.
Burada bakın demin söyledik, sanayisi olmayan, tarımı olmayan, hayvancılığı olmayan bir şehre, memur şehri olan bir şehre siz bir anda diyorsunuz ki: "Biz burayı beğenmedik, başka bir yere taşıyacağız."
Değerli arkadaşlar, eğer 21'inci yüzyılın demokratik siyasetinden bahsedeceksek, demokrasisinden bahsedeceksek, bir anda şehirlerin yerlerini nasıl iki kişinin kararıyla değiştirebiliyoruz? Ve gideceğimiz yeri, ilk başta ben şunu söyleyeyim, devletin oradaki bürokratları orayı beğenmiyor coğrafi yapısından dolayı. Bakın, havaalanı yapmışız oraya. Karşı değiliz. Hükûmetin burada onlara bir sözü de vardı: "İşte, biz Yüksekova'yı il yapacağız." Yapamadınız, şimdi geliyorsunuz doğrudan, "Biz bu şehri kasabaya döndüreceğiz." Havaalanı yapmışsınız oraya, dört buçuk aydır, değerli arkadaşlar, kışın oraya uçak inemiyor, zemini balçıktır, sazlıktır.
Yani eğer muradınız, isteğiniz şehri daha geliştirmekse buna hepimiz razıyız ama öyle bir niyet yok. Burada, Yüksekova'da bugün birçok insanın yıllardır yaşadığı yere bir anda kamulaştırma kararı veriliyor.
Peki, bu insanları da nereye götüreceğiz? Şehir yok, o şehri taşıyacak kapasitesi yok. Ama bir anda "Üç ay içerisinde biz tabelaları değiştireceğiz..." Ben bunu doğru bulmuyorum.
Değerli arkadaşlar, eğer siz oradaki şehrin hendeklerle değil, bir anda binlerce memurun çalıştığı bir yeri, aileleriyle birlikte hesaplayıp 30 bin insanın göç etmesini kabul ediyorsanız, vicdanlarınız kabul ediyorsa biz bir şey demiyoruz. Değerli arkadaşlar, oradan gelen insanlar doğrudan Hükûmet yetkilileriyle de görüşüyorlar burada. Gerçekten orada -şu anda belki konu değildi ama- şu anda Hükûmete yönelik gerçekten büyük bir kırılma olmuştur. Kültür kitabını bastığınız, Kültür Bakanlığı tarafından basılan kitaba rağmen, oradaki bütün söylemlerinde Hükûmetin, Başbakanın, Cumhurbaşkanının söylemlerinde Ahmedi Hani'den bahsederken bir anda çıkıp Ahmedi Hani'nin kemiklerini sızlatmaya ve birçoğunun kemiklerini sızlatmaya hakkımızın olmadığını ben buradan belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, belki burada arkadaşlarımız buraya gelirken sırf sizleri yormak için değil, gerçekten de eğer siz bu Parlamentoya kanun tasarılarını getiriyorsanız her partinin burada söz söyleme hakkı olmalı. Neyin üzerinden konuşacağız? Kişisel verilerden bahsediyoruz. Bugün burada yaşayan ve siyasetin en üst mertebesinde görev yapanlar, hiçbirimizin kişisel verileri, biz şundan yüzde yüz emin olabilir miyiz, yarın basında çıkmayacak ve bunu da buradan, eğer bunun üzerinde gelip burada sözümüzü söylemezsek, o ortaya konulan kasetler, birçok insanın namahrem bilgilerini kamuoyuyla paylaşan durumunu biz buradan görüşmezsek... "İşte, HDP burada bize eziyet ediyor." Öyle bir algınızın olmaması gerekiyor. Bizi halk buraya gönderdi, dolayısıyla biz son saatimize kadar, son maddesine kadar biz burada görüşlerimizi belirteceğiz. Buradaki amacımız, maksadımız hiç kimseyi rahatsız etmek değildir. Biz bunun için buradayız. Bugün ülkemizin birçok sorunu vardır. Bu sorunların tartışılacağı yer de, sözün söylenmesi gereken yer de burasıdır. Bunun için arkadaşlarımızın rahatsız olmasına gerek yok.
Ben, Hükûmeti burada bulmuşken, gerçekten, Hakkâri'ye yönelik bu kararın özellikle tekrardan gözden geçirilmesini talep ediyorum. Gerçekten de Hükûmetin, oradaki halkın talebi olmayan, isteği olmayan, bir anda ortaya çıkan bu ilin taşınması, kasaba düzeyine düşürülmesinin ben gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)