| Konu: | Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 29.01.2016 |
HDP GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Doğrusu, arkadaşlarım sanırım -izleyemedim hepsini ama- Cizre'deki duruma ilişkin, yaralılara ilişkin çok ayrıntılı değerlendirmeler yapmışlardır. Ancak ben, elimize ulaşan çok yeni veriler var, açıkçası bunları paylaşmak istedim. Biraz da tarihe not anlamında bazı hususları yeni olduğu için paylaşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, yani Türkiye'de çok ciddi bir mesele, Kürt meselesinin tarihsel arka planını çok yoğun tartışıyoruz. Bunu on dakikada tartışmak şüphesiz mümkün değil ama neredeyse Türkiye kamuoyunun önemli bir bölümünün üzerinde uzlaştığı bir mesele var ki, 12 Eylül darbesi, 12 Eylül uygulamaları PKK'yi doğurdu. Bunu Hükûmette görev alan çok üst düzeyde yetkililer, bakanlar da zamanında söyledi. 5 no.lu zindan, orada insanlığa karşı işlenen suçlar gerçekten bir isyana dönüştü ve bugüne kadar da devam ediyor. Ama şu anda öyle bir şey yaşanıyor ki bu altı aylık yaşananlar, sokağa çıkma yasağı alanlarında uygulanan şiddet, zulüm, ölümler, uygulamalar 12 Eylülden daha fazla, on isyanı doğuracak kadar büyük bir öfke biriktiriyor. Biz bunu alandan görüyoruz, yaşıyoruz ve sizlerle paylaşıyoruz halkın vekilleri olarak.
Şu anda bir bodrum katında, "vahşet bodrumu" diye adlandırılan bir yerde, Cizre'de neredeyse devlet kudretini ispatlıyor. Bombalarla, tanklarla oradaki yaşayan, yaralı -sivil mi değil mi tartışmasını bir kenara koyuyorum- insan üzerinden bir kudret ispatı var sanki. Gerçekten bunu anlamlandırmak çok kolay değil. Oradakilere değil aslında, bütün bir topluma korku salınıyor. Bütün Türkiye'ye, o bodrumda yaşayanlara, can çekişenlere uygulanan zulüm ve şiddet ve vahşet bütün topluma korku salması amacıyla yapılıyor -yani, biz bunu daha farklı nasıl değerlendiririz bilemiyorum- ve bu, topluma yaşatılıyor. Şu anda Türkiye toplumunun önemli bir bölümü, bütün yasaklara rağmen, Cizre'de yaşananları aslında çok yakından izliyor ve biliyor. Bütün kapılar -üç gündür bilfiil içindeyim bakanlık görüşmelerinde, en üst düzeyde saatlerce yapılan görüşmelerde- duvara dönüşüyor. O kadar büyük bir çaba var ki. Gerçekten, bir günde 11 defa ambulansın yaralıların olduğu eve 100 metre yaklaşıp oradan geri dönmek zorunda kalmasını tartışmamız lazım. Ne oluyor, orada ne oluyor? Hiçbir ses yokken, Hükûmetle, yetkililerle, İçişleri Bakanlığı yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerle ambulans gidiyor ve ambulans gider gitmez orada tank sesleri, top sesleri. Emin olun, bugün, ben, üç saat telefon açık, o tank seslerini dinledim ve sonra ambulans geri geliyor. Bunu bir soru olarak ortaya koyuyoruz. Gerçekten şu anda Cizre'de canlar ölüyor, insanlar ölüyor ama Türkiye'de vicdan, gerçekler ve etik ölüyor, ahlak ölüyor. Yani, olaya biraz bu yönüyle bakmamız lazım. Ambulansların gidişine ilişkin hakikatler yansıtılmıyor, hakikatleri biz yansıtmaya çalışıyoruz. İnanmayacaksınız belki ama gerçekten olduğu gibi anlatıyoruz. Orada üç gün içinde yaşananları ben, içinde olduğum heyet sebebiyle, öncesinde de izlediğim kadarıyla yaşananları olduğu gibi aktarmaya çalışıyorum ama dünden beri, iki üç gündür yaşadıklarımız şöyle bir şey: Tavşan kaç, tazı tut. Hani vardır ya böyle bir tekerleme. Ambulansa "Git, getir." diyorlar, oradan da bombalama başlıyor ve olamıyor, bir türlü başarıya ulaşamıyoruz. Bugün en son saat 5'te böyle bir girişimde bulunduk, yine saat 5'e doğru başarısızlık oldu. Bu Bizans oyunlarından artık vazgeçilmesi gerekiyor. Gerçekten, biraz sonra isimlerini açıklayacağım oradaki kişiler alındıklarında zaten CV'leri, doğum yerleri, doğum tarihleri, kaç yaşında oldukları, isimleri, soy isimleri hepsi açığa çıkacak. Bunların işlediği bir suç varsa, iddia ediliyorsa -ne iddia ediliyorsa biz bilmiyoruz- bu ülkenin savcıları, hâkimleri, yargıçları var; gerekli soruşturmalar yapılır, eğer varsa böyle bir şey zaten bunun neticeleri ortaya çıkar. Biz burada yaşamdan söz ediyoruz, onların hangi kimlikle, ne oldukları konusunda, dikkat ederseniz, bir iddiada da bulunmuyoruz. Bize ulaşan bilgiler hepsinin sivil olduğu yönünde. Farklı bir şey varsa, zaten 112 götürecek, orada kimliklerle tedavi altına alınacaklar.
Bu nedenle, bugün bize ulaştılar, o bodrumda yaşayanlardan bir tanesi bana ulaştı, demin de aradı, arkadaşıma verdim. Önce fotoğrafları göstereyim, bugün yansıdı, bu fotoğraflar bugün gönderildi. Gerçekten ben bakamadım hâlâ, emin olun bakamadım, yani size göstermek de beni çok mutlu etmiyor. Sonra, isimleri istedik, dedik ki: "Kim var orada, kaç yaşında?" Artık, yaşlarını alamadık, telefonla çok sıkıntılı konuşuluyor çünkü, çekmiyor, iyi çekmiyor, arada bir gidiyor, geliyor ve bize mümkün olduğunca isim listesini verdiler. Bu isim listesini de gerçekten, kayıtlara geçsin diye veriyorum çünkü bu isimler -sürekli konuşuyoruz, bir kişiyle konuşabiliyoruz, hepsi konuşamıyor zaten çünkü sürekli bombalama devam ediyor, ara ara o sesleri biz de telefonda dinliyoruz- "Şu anda bodrum katında sıkıştık." diyorlar.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Çekmiyordu!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - "Zaman zaman çekmiyor." dedim, "Çekmiyor." demedim, "Çekmiyor." desem kendimle çelişeceğim.
Ve bu isimler şu, yaralı, yani 2'sinin şuuru kapalı bu okuyacağım 16 kişiden: Mehmet Yavuzel, Feride Yıldız, Ferhat Saltıkat, Ali Fırat Kalkan, Mustafa Vartiyak, Mustafa Aslan, Tahir Çiçek, Rıdvan Ekinci, Dersim Aksay, İslam Balıkesir, Serdar Pişkin, Ferhat Karaduman, Sultan Irmak, Sercan Uğur, Rohat Aktaş, Fehmi Dinç. Bunlar yaralılar, 2'sinin şuuru kapalı, daha hafif yaralı olanlar var, 9 kişi. Böylece biz 28 diye biliyorduk; 28 değil, 31 olduğunu öğrendik bugün.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - "22, 24, 26" diye zikredenler oldu sizden.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - İlk günden itibaren ben 28 diye söyledim ama biz isimleri aldığımız için çok net söylüyorum, onlardan aldık.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Başka tünellerden mi geldiler acaba?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Hacer Aslan, Gülistan Üstün, Sakine Şiray, Berjin Demirkaya, Ramazan İşçi, Mahmut Duymak, Kasım Yana, Osman Gökhan ve İzzet Gündüz. Orada 6 tane...
ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum) - Meral Hanım, onlar niye gitmişler oraya? Niye oradalar, akraba da değiller? Birbirlerinden bağımsız olan insanlar çay içmeye mi gittiler?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Bunu arada konuşalım isterseniz.
6 tane de ölüm var, cenaze var orada ve cenazeyle aynı ortamdalar. Bu isimler şu anda zaten açıklandı tarafımızca, basından da açıklandı, biz de duyurduk. Bu isimlerin en ufak bir şekilde bombalama sonucu, saldırı sonucu bir ölüm yaşanması hâlinde bu sorumluluk Hükûmete aittir. Şu saat itibarıyla bunların yaşadığını, orada bulunduğunu çok iyi biliyoruz çünkü sürekli telefonla görüşüyoruz. Bugün telefon irtibatımız kuruldu; bunu da Meclisin tutanaklarına geçmesi için söylüyorum. Yarın biz bunları sabah yediden itibaren yine İçişleri Bakanlığı yetkilileri aracılığıyla, Şırnak Valiliği aracılığıyla ve belediyenin iki ambulansı aracılığıyla sabah yedide randevulaştık, gideceğiz bu işi takip edeceğiz. Umarız, yarın bu iş bitecek, sağ salim...
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Niye belediyenin...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - 112 gitmiyor çünkü, maalesef, gitmiyor. 112 Dörtyol'da bekliyor, Dörtyol'dan bir adım ileri gitmiyor.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Kim var orada da kurtarmak için gitmiyor?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Ben iki gündür, üç gündür telefon başında sekiz saat duruyorum, biliyorum herhâlde.
ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum) - Biz de soruyoruz 112'yi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - 112'ye teslim edilecek ve sonradan... Umarız yarın öğlene kadar bu mesele çözülür, bunlar tedavi altına alınır ve biter.
AHMET GÜNDOĞDU (Ankara) - PKK teslim edilmesini istemiyor, kullanmak için.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum, sağ olun. (HDP sıralarından alkışlar)