Konu: | Hükümlülerin Nakline Dair Sözleşmeye Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 35 |
Tarih: | 29.01.2016 |
HDP GRUBU ADINA SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce Erich Fromm'un bir sözüyle başlamak istiyorum: "Gerçek hiçbir zaman şiddetle çürütülemez."
Önce Türkiye'nin bir haritasını okumak istiyorum size. Küresel Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde genel sıralamada 99 ülke içerisinde Türkiye temel haklar kategorisinde 78, açık devlet ilkesinde 69, düzen ve güvenlikte 67, düzenleyici uygulama sıralamasında 38'inci, yolsuzluğun yokluğu sıralamasında 35'inci, sivil adalet sisteminde 47'nci sırada, hükûmetin hesap verebilirliğinde 72 yani sondan 27'nci, temel haklar boyutunda ise küresel sıralamada 78'inci sırada yer alıyor. Aynı zamanda, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün yaptığı, şimdiye kadarki kapsamlı küresel eğitim araştırmasında Türkiye 76 ülke arasında 41'inci sırada yer alıyor ve bu sadece 2014'teki ölçüler. 2015 herhâlde bunun 2-3 katı olacaktır.
SALİH ÇETİNKAYA (Kırşehir) - Nereden biliyorsun?
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Biliyoruz çünkü şu anki şiddet politikalarından sonuçlarını çok rahat görebiliriz. Bunun için çok uzun uzun anlattık size ama anlama konusunda ne yazık ki algılarınız kapalı olduğu için bu konuda, tekrar aynı konulara değinmeyeceğim çünkü sözün bittiği yer. Sadece şunu bilmenizi istiyorum: Şimdi, sekiz aydır süren bu şiddet politikalarıyla, bu savaş politikalarıyla bugüne kadar onlarca, yüzlerce insan yaşamını yitirdiği gibi -bu kişisel bir öngörümdür- bugün, Cizre'deki yaralılar eğer oradan çıkarılmazsa sabaha ve bundan sonra, zaten gidip alınsa dahi çok da bir şey yapılacağı konusunda açıkçası çok ümidim yok. Ve biz bunları sizinle paylaşırken aklınıza sakın şu gelmesin: O ambulansların alınması ve oraya hizmet verilmesi, onlara ana sütü gibi hak olan bir hizmettir.
Sağlık hizmetlerine gelince: Bugün, sağlık hizmetlerinin ne durumda olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz, sağlık politikalarını da çok iyi biliyoruz, Türkiye Kamu Hastaneler Birliği -kompleks hastaneler üzerinden- oluşturularak, beraberinde performans sistemi getirerek sadece performans üzerinden çalışmaya yönlendirip onun üzerinden, para eksenli hasta bakımına mahkûm edilen sağlık çalışanlarının ne durumda, nasıl bir çalışma koşulları olduğunu da iyi biliyoruz. Günde en az 70-80 hasta bakması gerekiyor ki o insan geçinebileceği bir paraya, bir maaşa sahip olabilsin ama eğer parası varsa özel hastanede yüzde 400 katkı payı üzerinden tedavi olunabiliyor. Yani paran kadar hizmet alabiliyorsun, paran yoksa hizmet de veremezsin, hizmet de alamazsın.
Sosyal devlet anlayışına baktığınızda, her şeyin çok dört dörtlük olduğunu, her şeyin çok güzel olduğunu anlatıp durursunuz ama kendi uygulamalarınızı kendiniz yaşamadığınız için, halkın tabanında bunları yaşadığını da görmezsiniz her zaman olduğu gibi. İnsanların ne kadar yoksullaştığından, milyonlarca işsizin olduğundan ve milyonlarca insanın bu anlamda, beraberinde yaşadıkları, o yokluk sınırında yaşadıkları aile trajedilerinden haberiniz bile olmaz yaşam alanına baktığınızda ama konuşurken edebiyatını son derece iyi yaparsınız, bütün diliniz onun üzerine ama pratik uygulamalara baktığınızda sıfır.
Bu, sadece sosyal boyutu, şiddet ve güvenlik boyutunu zaten hep anlattık. Kayda, gerçekten anlatma gibi derdim yok çünkü anlayacağınız konusunda hiç ümidim yok, bu kadar net.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Laf atmayalım diye uğraşıyoruz ama...
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Ama şunu söylemek istemiyorum, şunu da altını çizerek söyleyeceğim: Yarın, umarım, her şeyin çok daha iyi olacağını ümit ederim ama sizin bu politikalarınız ve duruşlarınızla ne yazık ki sizler altında kalacaksınız. Biz vicdani olarak ve durduğumuz yerden ve parti olarak da bütün sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz.
MURAT BAYBATUR (Manisa) - He, he(!)
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Şimdi bakıyorum torba kanunlar yapılıyor, çok hızlı bir şekilde, seri şekilde gidiyor ama önümüzdeki hafta için de çok rahat, CHP, AKP ve MHP ortak, birleşip hemen tatil konusunda uzlaşabiliyorlar. Söz konusu Kürt sorunu olunca, gariptir, 3'ü bir anda aynı, tavana bakıp, aynı bakış açısı üzerinden hareket etme konusunda çok becerikliler.
Bakın, bir hafta, önümüzdeki hafta da, bu kadar ülke yangın yeriyken tatili düşünebilmek, tatil üzerinden cümle kurabilmek bu Meclisin sorumluluk anlayışının çok güzel bir ölçütüdür.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Ne tatili ya, ne tatili?
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Çünkü Kürt sorunu yok bize göre, yok. Kürt'ü sorun yapmayacaksın! Kürt benim kardeşim, sorun değil.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Bugünün çalışmayla ilgisi yoktur. Meclis her zaman çalışmak zorundadır.
MURAT BAYBATUR (Manisa) - Çalışıyoruz bak.
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Çalışıyoruz da sizin milletvekilleriniz nerede?
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Bugün Kürt halkının mücadelesi statü mücadelesidir ve bu mücadele de öyle veya böyle, önünde sonunda bir noktaya gelecektir.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray - Kürt halkı adına konuşamazsın!
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Kürt halkının statü mücadelesi elbet ve elbet... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Milletvekilleriniz nerede?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Dağ adına konuşuyorsun, dağ! Sırtınızı dayadığınız dağ adına konuşuyorsun. Kürt halkı adına konuşma!
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - ...çok güzel bir şekilde karşılığını bulacaktır ve oradan bakıp onu alkışlayacak olan en başta sizler olacaksınız...
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Demirtaş nerede? Demirtaş nerede?
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - ...tıpkı Dolmabahçe mutabakatını oturup hep birlikte sizin -bakanlarınız da dâhil- alkışladığınız gibi.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Cizre'de silah taşıyan vekiliniz nerede, Şırnak Milletvekiliniz? Bize öğüt vermeyin!
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Dolmabahçe mutabakatı, 28 Şubatta... hatırlarsınız, hepiniz, mikrofonlar elinize uzatıldığında, ağzınıza uzatıldığında...
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Sizin milletvekiliniz nerede, nerede?
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - ...kahramanlıklar ve barış üzerinden, anneler üzerinden ne güzel cümleler kuruyordunuz.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Kendine göre tatilde, tatilde! Teröristlerle tatil yapıyor sizin milletvekiliniz! Bize öğüt verme!
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Çünkü o döneme kadar hepiniz Dolmabahçe mutabakatının arkasındaydınız. Her ne olduysa Dolmabahçe mutabakatından sonra, gariptir, hepiniz bir işaret üzerinden, o çatışmasızlık sürecinin çok öncesi gibi, aynı cümleleri kurmaya başladınız. Kendi iradeniz, o ana kadar var olan iradeniz birdenbire tersine döndü. Ne oldu? Düne kadar ağlamayan insanlardınız, bugün...
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Faysal Bey ne yapıyor, tatil mi yapıyor Cizre'de?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Siyasi mücadele verdik, silahlı mücadele vermedik.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Faysal Bey halkıyla beraber, halkla mücadele ediyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Halk değil o, teröristler, teröristler.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Keşke Faysal Bey kadar sen de yürekli olsaydın! Keşke sen de Faysal Bey kadar yürekli olsaydın!
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Bırak bu işleri!
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Faysal Bey kadar yürekli olsaydınız...
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - O zaman laf atmayacaksın! Bize laf atma!
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - ...bugün, kentinizin sorunlarını anlatırken...
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Laf atma bize! Bize laf atma, bize! Bu tarafa...
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - ...yüreğinizle, inancınızla bunun sözünü söylerdiniz her şeyi göze alarak.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Bize laf atma!
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Buradan, oturup Faysal Bey'e söz söyleyecek en son insan sizsiniz.
ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Sayın Başkan, tutanaklar... Faysal Bey'den özür dileyecekler.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Asla... Faysal Bey'i imtina ederim... Size cevap bile vermem, durduğunuz yer buna uygun değil bir defa. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Verme, verme!
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Teröristlere kuryelik yaptı be! Nasıl aynı kefeye koyacaksın! Koyamazsın tabii.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Aynı zamanda, Dolmabahçe mutabakatı bugün, bütün halkların ortak yaşamının, çoğulcu yaşamının bir manifestosuydu. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) O manifestoyu herkes çok güzel bir şekilde tartışmaya açmıştı ama o tartışmaya açık olan bir ortamda, hiçbirinizin o ana kadar Kürt halkına dair en ufak olumsuz bir cümlesi yok iken bir anda Kürt halkına karşı en negatif, en nefret, en ırkçı sözler söylemeye başladınız.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Sayın Cumhurbaşkanı açıklıyor onunla ilgili fikrimizi.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Manifestoyu Cizre'de polis PKK'ya veriyor, PKK'ya! Manifestonun âlâsını bilir...
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Bugün polisleri düşünseydiniz...
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Manifestoyu size verdi.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - ...polislerin ölmemesi için, çözüm ve müzakere için, burada oturmaz, bunun cümlesini kurardınız, çözüm ve müzakere üzerinden çaba sarf ederdiniz, ölümler üzerinden değil. Biz bir güne kadar ölümler üzerinden konuşmamışız.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Çözüme hendek kazdınız, çözüme hendek kazdınız.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Faysal Bey'e sorun bakayım, başka silah kalmış mı PKK'ya vereceği?
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Siz Faysal Bey'in adını bile ağzınıza almayın! Değmez, size cevap bile vermiyorum. Faysal Bey gibi kaç insan, kaç vekil var, sorarım size?
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Bir sorun bakalım, başka yerde silah var mı PKK'ya vereceği daha? Belki silahları bitmiştir(!)
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Faysal Bey gibi kaç vekil var aranızda? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Teröristlere destek veren vekil, ondan orada.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Bakın, Faysal Bey'e yüzde 90 oy çıkıyor orada.
MİZGİN IRGAT (Bitlis) - Sayın Başkan, neden müdahale etmiyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, müdahale etmeyin.
Sayın Yiğitalp, siz de Genel Kurula hitap edin.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Bakın, Şırnak'ta Halkların Demokratik Partisine yüzde 90 oy çıkmıştır.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Silah gücüyle, silah tehdidiyle.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Bu da Faysal Bey ve onun gibi çalışan vekillere ve bu politikaya ve bu ideolojiye olan inançtır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Siz, gerçekten bu kadar inanıyor olsaydınız oradan bir vekil çıkarırdınız ya da oy alırdınız.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Silah tehdidiyle mi?
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Niye alamadınız? Alamadığınız için bugün şehirleri tanklarla bombalıyorsunuz, bütün derdiniz bu.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Silah tehdidiyle mi, terör tehdidiyle mi, PKK tehdidiyle mi?
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Sanatçıyı niye dövdüler?
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Bugün nerede biz yüksek oy almışsak, Kürt halkı bilinciyle, "Öz yönetim, demokratik yönetim." dediği için, siz onlara cevap olarak onları tanklarla bombalıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Sizin yaptığınız ne?
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - PKK tehdidiyle değil mi? O oyların hepsini PKK tehdidiyle, terör tehdidiyle aldınız.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Hırsınızı, öfkenizi yenemiyorsunuz. Öfkeniz sizin vicdanınızı köreltmiş ve o yüzden, Sayın Faysal Sarıyıldız kadar değerli, kahraman bir vekilimize cevap verecek nitelikte değilsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Bak, bugün bir sanatçıyı dövmüşler, komalık yapmışlar sanatçıyı.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - "Faysal" dediğiniz, teröristlere silah mı taşıyor? Teröristlere kuryelik yapıyor "Faysal" dediğiniz.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Ben önce onu söyleyeyim. Ayrıca, sizin bu nefret dilinize cevap vermiyorum. Sizi halkın vicdanına...
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Teröristlere silah götürürken yakalandı Faysal Sarıyıldız. Teröristlerle kol kola, silahla yakalandı.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - O sanatçıyı kim dövdü bugün? O Kürt sanatçıyı kim komalık yapmış bugün? Bir anlatsana şuradan, bir dinleyelim beraber.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Şimdi, sizin derdiniz üzüm mü yemek, bağcıyı mı dövmek?
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Ya, bir Kürt'ü dövmüşler mi? Sırf PKK'ya laf söyledi diye dövmüşler. Bir anlatsana onları, dinleyelim.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Sizin derdiniz gerçekten üzüm yemek olsaydı, bugün çözüm ve müzakere konuşurdunuz; oturup ötekileştirme, kutuplaştırma üzerinden cümle kurmazdınız, önümüzdeki haftanın tatil planlarını yapmazdınız.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Ötekileştiren sizlersiniz.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Ne tatili ya! Tatili sizin arkadaşlarınız yapıyor! Nerede arkadaşlarınız sizin? Bir baksana grubunuza.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Halklarınızı, gerçekten polisinizi mi düşünüyorsunuz, o zaman gelir siz Mecliste çalışırsınız. Güvenliği mi düşünüyorsunuz, güvenlik personelinizi mi düşünüyorsunuz, gelirsiniz burada çalışırsınız.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Tatili sizin arkadaşlarınız yapıyor, biz değil.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Bizim vekil grubumuzdan 30'u sahada çalışıyor, ben de kendim dâhil olmak üzere.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Sen kendi grubuna bak, kendi grubuna! Kendi grubuna bak, hepsi tatilde!
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - 30'u sahadaysa Mecliste kim çalışıyor?
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Ben sahada çalışan bir vekilim. Bugün, sahanın sorunlarını size anlatmak için buradayım ama sizin ırkçı diliniz ve nefretinizden kaynaklı...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çukur mu kazıyorsun, çukur mu?
MURAT BAYBATUR (Manisa) - O çukurları, hendekleri kim açtı?
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Çukur... Hendekler Hazreti Muhammed döneminde bile olmuştur. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bugün neyi konuşuyorsunuz? Siz hiçbir şey konuşamazsınız, hiçbir şey konuşamazsınız. O halkı hendeklere mahkûm eden sizin politikalarınızdır.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Sizin sayenizde; siz onlara göz yumuyorsunuz, teröristlere destek oluyorsunuz orada.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Bugün halkı mahkûm ettiğiniz politikalarınız hendekleri oluşturmuştur.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Hendeği mi savunuyorsun sen?
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Hendekler ve çukurlar sizin eserinizdir, o çukurlar ve hendekler sizin sayenizde olmuştur. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ölenler de -askerler de polisler de halk da- hep sizin sayenizde olmuştur. Bugün çözüm ve müzakere üzerinden zamana yayarak halkları kandırmış ve bir çatışmasızlık ortamından iktidarınızı güçlendirmişsiniz, bunu herkes çok iyi biliyor. Hiç bunun arkası, sağı solu yok. Düne kadar, bakın, sizin yakın, arka bahçeniz olan partiler bile sizinle aynı şeyi düşünüyor, yeri geldiğinde Dolmabahçe mutabakatı üzerinden sizi vurabiliyor, yeri geldiğinde Sayın Önder, Sayın Öcalan üzerinden sizi vurabiliyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Niye? Kendiniz, o zaman... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Saygılarımla. (HDP sıralarından alkışlar)