| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 28.01.2016 |
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin bu saatinde 68 sıra sayılı Tasarı'daki ilgili maddeyle ilgili konuşma yapmak üzere huzurlarınızdayım.
Biz defalarca, mütemadiyen bazı şeyleri hatırlatmamıza rağmen, bu kürsüye çıkıp en başta -Andımızın metni bende, umarım herkeste vardır ama- biz sürekli hatırlatacağız. Sayın Başkan, siz de bunu sürekli hatırlatarak, özellikle Anayasa'ya bağlı kalacağımız noktasında uyarılarınızı yapmak zorundasınız. Bizler de Milliyetçi Hareket Partisi olarak, sayısal azlığımıza rağmen özgül ağırlığımızı dikkate alarak Allah'ın izniyle Türk milleti adına burada Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilkelerinin ayaklar altına alınmasına müsaade etmeyeceğiz. Şehitlerimizin anısının bu kadar fütursuzca ifade edilmesi noktasında biz de dik duruşumuzu sergileyeceğiz.
Değerli milletvekilleri, tarih yol göstericidir, ibret alınmalıdır. "Kökü mazide olan atiyiz." deriz, değil mi? Ya da "gelenekten geleceğe", bunu kavramlaştırırız ama içini bir türlü dolduramayız. Bakın, dünya siyaset tarihine baktığımız zaman idare edenler, hâkim güçler, sürekli söylemler oluşturmuş ve uygulama alanları aramışlardır. Soğuk savaş sonrası "yeni dünya düzeni" diye bir sistematikle belirli bir süre dünyada yeni oluşumlar, yeni coğrafyalar, yeni yapılar meydana getirilmiştir ama daha sonra bu deşifre olunca, bu sefer "küreselleşme" adı altında, "neoliberalizm" adı altında, özellikle "etnik kimlikler", "çok kültürlülük", "çok dillilik" gibi kavramlar gündeme getirilmiştir ama bu kavramları gündeme getirenler, işte geçenlerde akademisyenlerin dilekçesine yurt dışından imza atarak katılan bu projenin çok usta bir temsilcisi de Noam Chomsky'dir. Şimdi, nedir bu? Amerika Birleşik Devletleri'nin Parlamentosunda kürsüye çıkılınca, bizim amiyane ifade ettiğimiz 72 millet, her biri bir milleti vurgulayarak mı başlıyor konuşmasına? Hayır. Amerika Birleşik Devletleri'nin âli menfaatleri ve Amerikalı olmanın onuruyla kendilerini ifade ediyorlar. Bu, Almanya Parlamentosunda da böyle; aşağı Bavyeralı olarak, yukarı Bavyeralı olarak bir ifade şekli yok. Bu, İngiltere Parlamentosunda da öyle; "Ben Normanlar adına, ben Vikingler adına konuşuyorum." diye bir ifade tarzı yok ama her ülkenin âli menfaatlerini koruyan, kollayan anayasal birtakım ilkeler vardır, bunlar teminat altına alınmıştır bizdeki gibi.
Bakın, bir örnek vereceğim, somut bir örnek. 1990'lı yıllarda Amerika'da "Yüce Gerçek" diye bir tarikat vardı. Aslen Japon menşeli bir tarikattır. Efendim, bu tarikat sarin gazıyla eylem yapan bir tarikattır. Şoko Asahara diye bir lideri vardır. 1990'lı yıllarda Amerika'da 84 kişiyi onların "compound" dedikleri bir mekâna kıstıran bir tarikat lideri. Amerika'nın FBI güçleri dediler ki: "Masum insanları esir alamazsınız, canlı kalkan yapamazsınız, onları bırakmak zorundasınız." Bırakmadılar. İkinci, üçüncü uyarıdan sonra liderleriyle beraber 80 küsur kişiyi orada Amerika Birleşik Devletleri'nin FBI güçleri yok etti.
Şimdi, buna benzer, yine, IRA örgütünden bahsediyoruz ki bu IRA örgütü, inanın, eylemlerinden önce haber vermeyi dahi dikkate alan bir örgüt olmasına rağmen, İngiltere'nin MI6 dediğimiz dış ilişkilerden sorumlu istihbaratı bir IRA örgütünü, cani bir katili ta Cebelitarık'a kadar takip etti, Cebelitarık'ta infazını yaptı. Niye? Çünkü bir suç işlemişti.
Şimdi, buradan yola çıkarak Tunus'ta bir gencin, bir seyyar satıcının kendini yakmasıyla başlattığı bir süreç var. Bu, domino taşı etkisiyle yeni bir süreç. Efendim, çok âlâyıvalayla biz de sahiplendik. Ben, gerçekten, değerli milletvekilleri, sizin hoşgörünüze sığınarak, vicdanlarınıza seslenerek bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Artık bu sürece sahip çıkmayalım, BOP eş başkanlığı söyleminden uzak duralım. Bu bir felakettir. Tunus'ta başladı bu fırtına, Libya'da devam etti, Mısır'da devam etti, Yemen'de ve en son sınırımıza geldi, Suriye, Irak ve Türkiye'ye dayandı. Bu, dün bir makale yayınlandı yurt dışında İngiltere menşeli...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL AYDIN (Devamla) - ...5 ülkede felaketlere yol açtı. Allah korusun, biz artık felaketin eşiğindeyiz. Ne zamana kadar sabrımız test edilecek bu kürsüde? Ne zamana kadar millet olma şuurumuzla hareket edip bu kutsal çatı altında birlik beraberliğimizi akamete uğratmadan, birliğe vurgu yapmadan, hep nüanslara takılarak, takılarak, takılarak neyi üreteceğiz, neyi çözeceğiz? Yüce Türk milletine daha ne kadar hakaret edeceğiz? Bu millet her yerde, her zaman kendi üzerine düşeni yapmıştır.
BAŞKAN - Sayın Aydın, teşekkür ediyoruz, süreniz doldu.
KAMİL AYDIN (Devamla) - Onun için, lütfen, hepinizden rica ediyoruz. Hep beraber anayasal suç işlenen her türlü söyleme birlikte direniş göstereceğiz.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)