GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:34
Tarih:28.01.2016

MEHMET ALİ ASLAN (Batman) - Sayın Başkan, Sayın Divan ve sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, sokağa çıkma yasakları, aslında tamamıyla hayatın kendisine kasteden, hem ulusal hukuka aykırı hem uluslararası hukuka aykırı uygulamalardır. Sokağa çıkma yasağının içinde bile yani kendi içinde bile kanunsuzluk var. Onu anlatayım: Kendisi zaten Meclis kararıyla ya da olağanüstü hâl durumuyla sabitlenmiş bir durum değil ama sokağa çıkma yasağı farz edelim ki ilan edildi, orada çıkacak olan... Yurttaşların arada kalmaması için, vurulmaması için bir mantık izlenerek yasak konmuş ama maalesef -şu anda orada duvar yazılamalarından da gördük: "Türk'sen övün, değilsen itaat et." ve benzeri, hepiniz şahit oldunuz- bunların eline yetki verildiği zaman sokağa çıkanı vuruyorlar yani arada gitmiyor insanlar. Burası çok önemli ve hepimizin bu vebale ortak olma gibi bir tehlikesi vardır çünkü bunlar her gün medyada işleniyor, fotoğraflanıyor ve videolarla gösteriliyor.

Sayın Millî Savunma Bakanımız da burada, umarım bu konuda gereken hassasiyet gösterilip gereken tedbirler alınmış ve bu yasaklar da kaldırılmış olacak.

Az önce gerek yurt içinden gerekse yurt dışından Süryani yurttaşlar bize ulaştı ve Diyarbakır'ın Sur ilçesinde Meryem Ana Kilisesi'nin boşaltılmasının talep edildiğini dile getirdiler. Tabii, bu kurum temsilcilerinden biri Mardin Süryani Birliği Başkanı Yuhanna Aktaş'ın tam olarak bu konuyla ilgili attığı mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum, onlarca mesajdan bir mesaj: "Diyarbakır Suriçi tarihî mekânları da çatışmalardan nasibini almış durumdadır. Çatışmalar Meryem Ana Kilisesi'nin çevresine odaklanmış durumdadır. Halkın büyük çoğunluğu evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Diyarbakır'ın Süryani Ortodoks Kilisesi ruhanisi Papaz Yusuf Akbulut'un da güvenlik güçlerince kiliseyi terk etmesi istenmiştir. Kendisi ise eşiyle birlikte kilisede kalmayı tercih ediyor; kiliseyi terk etmekle çatışmaların binanın içine odaklanacağı, kutsalların ziyan göreceği ve hatta tarihî kilisenin yıkılmasından endişe ettiğini dile getiriyor.

Tarihî Meryem Ana Kilisesi 6'ncı yüzyılda inşa edilmiş ve 1915 yılına kadar da metropolitlik merkezi olarak kullanılmıştır. Papaz Yusuf Akbulut da Diyarbakır'da nüfusu oldukça azalan Süryani ve Ermeni toplumları için dinî hizmet veren son ruhanidir. Edindiğimiz bilgilere göre papazın kilise binasıyla bitişik evine de bir bomba isabet etmiştir. Meryem Ana Kilisesi'nin yıkılmasından ve Papaz Yusuf Akbulut'un hayatından endişe ediyoruz." diyerek Mezopotamya'da uygulanan bu hukuksuzluğun bir an önce ortadan kaldırılması için Süryanilerin de demokratik eylemlerini ortaya koyması talep edilmiş ve Süryanice de bir mesaj göndermiş (...)(x) Az önce açıklamasını da yaptım. Dolayısıyla durumun vahameti anlaşılıyor.

Peygamber (AS) bir fermanında, savaşlarda mabetlerin gerek kilise gerek cami gerek havraların dokunulmazlıklarının olduğunu beyan etmiştir ve Hazreti Ömer de yine, o fermanı yenileyen bir ferman yayımlamıştır ki Filistin'e, Kudüs'e girdiğinde de kiliselere ve havralara dokunulmamıştır.

Arkadaşlar, yani biliyorsunuz dua iki çeşittir: Fiilî dua ve kavlî dua, sözle yapılan dua ve pratikte gösterilen eylemler. Meclis sözlü duanın yeri değildir, Meclis fiilî duanın yeridir çünkü Meclis bütün Türkiye'yi yönetecek üst çatıdır, tepe noktadır ve Meclisin içinde de iktidar, Hükûmet tam da o fiilî duanın yapılacağı ana eksendir, ana merkezdir. Aslında demokrasilerde bütün Meclisin olması lazım ama bir realitedir ki şu anda sadece iktidar ana merkezdedir. Dolayısıyla biz muhalefet şunu yapıyoruz: Örneğin, altı gündür 28 yaralımız vardı, şu anda maalesef 22'ye indi, 6'sı vefat etti. Biz fiilî dua olarak bütün girişimlerde bulunduk ki 3 arkadaşımız da şu anda hâlâ onu sürdürüyor, açlık grevini başlatmış ve sürdürmektedir. Artık bize kalan yani muhalefete kalan fiilî duadan sonra sözel duaya sarılmaktır çünkü bütün imkânlar tüketilmiş durumdadır ama Hükûmet, hâlâ, fiilî duanın merkezindedir, bu konuda bir şeyler yapması gerekiyor.

Hazreti Süleyman'a, Sayın Bakanım, dünya mülkü verilmiştir, iktidarı verilmiştir. Dünya iktidarı da verildiği için, hepiniz biliyorsunuz, Hazreti Belkıs'ı bir anda yanına getirtmiştir. Kitap ilminden, ehlinden biri, göz açıp kapama süresinden daha kısa bir sürede yanına getirmiştir. Müfessirler bunu şu şekilde tefsir etmiştir: Hazreti Süleyman'a dünya iktidarı verildiği için bütün dünyaya, bütün etkili olduğu yerlere muttali olma; orada ne olup bittiğini görme, duyma ve ona göre hareket etme yetisine sahip olması için o imkân tanınmış. Bugün de gerek devlet yöneticileri gerek Meclis bu imkâna sahiptir. Televizyonlar var, radyolar var muhalif medya var vesaire yani nerede ne oluyor hepimiz görüyoruz, duyuyoruz. Bazılarına inanmayabiliriz, inanmamak bizi masum kılmaz. Eğer size göre iddiaysa o iddiayı araştırmak sizin üzerinize bir borçtur çünkü siz burada birinci dereceden mesulsünüz.

Bizler, gelin, bu zedelenmeye yüz tutmuş, zedelenen kardeşlik duygularını tamir edelim ve bir an önce silahların susması için dört parti gereğini yerine getirelim.

Bakın, 6 insan ölüyor altı günde ve burada yapmadığımız, etmediğimiz, Türkiye'de yapılmayan demokratik eylemler kalmadı; buna rağmen insanların ölümüne göz göre göre göz yumduk. "Kim bir canın kurtulmasına sebep olursa bütün insanlığı ihya etmiş gibidir."in manasının altında yatan espri nedir? İyi bir örnek olması hasebiyle bütün insanlığa emsal, örnek teşkil ediyor ama bu uygulama şu anda çok kötü bir emsal teşkil ettiğinden kim de bir cana kıyarsa bütün insanlığın canına kışmış gibi değerlendirilir.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - PKK'lılara niye anlatmıyorsun bunları?

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Çünkü burada emsal olma özelliği taşınmaktadır.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Riyakârlık.

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Bunu da lütfen, dikkate alınız ve şunu da bilelim, Zumer 7'nci ayette...

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Onları bize okuma, o ayetleri bize okuma, onları PKK'lılara oku.

(Hatip tarafından Zumer Suresi 7'nci ayetikerimenin okunması)

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - "Kimse kimsenin günahından dolayı yargılanmaz."

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Sen niye PKK'ya anlatmıyorsun bunları?

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Siz kalkıp "Orada güvenlik gerekçesiyle biz oraya top, tank atışı yapıyoruz." diyerek sivil halkın ölümüne sebebiyet veremezsiniz. Bu, meşru kılmaz bunu. Bunları bilelim. Evet, bu ayetleri okuyorum çünkü hepimiz muhatabız.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Çarpılacaksın bak, dikkat et!

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Çünkü, eğer, bakın... Siz kanuna da uymuyorsunuz. Yani, mevzuatı bir tarafa bırakmak nedir? Allah aşkına bunun bir cevabını verirseniz sevinirim. Biz mevzuata göre...

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Çarpılacaksın, ayet okuma, çarpılacaksın!

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Bakın, siz gizliyorsunuz ayetleri, siz gizliyorsunuz.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Çarpılacaksın ha! Allah'ın ayetlerini alet etme!

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - "Bir kavme olan buğzunuz sizi onun hakkında adaletsizliğe sevk etmesin." diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Sen bunları niye PKK'ya anlatmıyorsun?

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Siz dinlemeye tahammül edemiyorsunuz, dinlemeye.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Sen niye PKK'ya anlatmıyorsun?

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Herhâlde bunları PKK terör örgütüne söyledi.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Bir sürü ayet okuyorsun, PKK'ya anlatsana bunları.

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Ya, bir gelin, buradan cevap verin, buyurun. Ben herkese anlatıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)