| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 26.01.2016 |
ERKAN HABERAL (Ankara) - Büyük Türk milleti, milliyetçi ülkücü hareket, Türk milletine sevdasından başka hiçbir karşılık beklemeden yaşayan dürüst, idealist ve yüksek ahlaklı Türk'ün yoludur. Milliyetçi ülkücü hareket, büyük ve güçlü Turan ülküsünün, karşılığı olmayan sonsuz bir vatan ve millet sevgisinin adıdır. Milliyetçi hareketin şerefli mücadele tarihi canla ve kanla ödenmiş bedellerle doludur.
Fatih İlçe Başkan Yardımcımız İbrahim Küçük Türkmen Dağı'nda şehit olarak bugün millet sevdasının bedelini canıyla ödemiştir. Yüceler yücesi Allah'ım gani gani rahmet eylesin.
Yine 26 Ocak 2014 günü hain PKK'lılarca şehit edilen Yusufiyeli, Yusufiye'nin bütün acısını, kahrını çekmiş Cengiz Akyıldız ağabeyimizin de tekrar ruhu şad olsun diyorum, mekânı cennet olsun diyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sene başında bu kürsüye çıkarak 2015 yılı şehitlerimizi isimleriyle zikretmiş, aziz hatıraları önünde saygıyla eğilmiştim, Türk milletinin yüz binlerce şehidinin kanıyla kurduğu Gazi Meclisin kendilerine minnettar olduğunu ifade etmiştim. Amacım sayın milletvekillerinin dikkatini özellikle bu konuya bir kez daha çekmekti. Yaklaşık bir ay süre geçmesine rağmen ikazlarımızın hiç dikkate alınmadığını, hâlen bir tarafın "çözüm" bir tarafın "barış" diyerek ortalığı karıştırdığını gözlemliyorum.
Sayın milletvekilleri, biz bu oyunu daha evvel gördük. Devletimizle, milletimizle, hükûmetimizle, bütün kurumlarımızla nasıl oyun oynandığını, nasıl dalga geçildiğini, nasıl istismar edildiğini hep beraber yaşadık. Sayın Başbakan Yardımcısı ve bir önceki eski Sayın Başbakan Yardımcımız yeni görüşmelerden bahsedildiğini söylediler; buna müsaade etmeyin, Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri olarak siz buna müsaade etmeyin. Bir çözüm denildi, bir açılım denildi, Habur'da teröristler memlekete sokuldu, açılım başlatıldı, Barzani'yle "..."(x) denildi, açılıma devam edildi, Dolmabahçe'de açılımın zirvesi yapıldı, al bayrağa sarılı yüzlerce şehidimizle açılım neticelendirildi. Buyurun size çözüm, alın size açılım, alın size barış.
Geçen hafta bir sayın, çok sayın milletvekili çıktı, bu kürsüde, hepimizin gözlerinin içine bakarak "Çocuklarımız soracak, torunlarımız soracak 'Baba, dede siz o Mecliste ne yaptınız?' diyecekler." dedi buradan hepimize. Çok doğru söylüyor. Cevap veremeyeceğiz. Katilleri serbest bıraktık diyemeyeceğiz, teröristlere özel mahkemeler kurdurduk diyemeyeceğiz, hainleri besledik diyemeyeceğiz, şehirlerimizi eşkıyaya teslim ettik hiç diyemeyeceğiz, bebek katiliyle pazarlıklar yaptığımızı söyleyemeyeceğiz ama bugün ayın 26'sı. Yirmi altı günde kaç şehidimiz var? 32. 24 kadın -bacımız- dul kaldı, 32 çocuk yetim kaldı. Adıyamanlı Abdülkadir Öner Şırnak'ta şehit oldu, 5 aylık bebek bıraktı. Özel Harekâtçı Erol Aktürk Şırnak'ta şehit oldu. Özel Harekâtçı Kenan Ardıç kardeşim Sivas'ta şehit oldu, dört aylık evliydi daha. Özel Harekâtçı kardeşim Musa Yüce, Kayserili, 2 tane yetim bıraktı bize. Ne diyeceğiz bunlara? Daha dün şehit olan üsteğmenimiz yeni evli. Ne diyeceğiz, ne cevap vereceğiz, hep beraber biz ne söyleyeceğiz?
Aynı ismi taşıyan Uğur Şahin, birisi Kırşehirli, birisi Adanalı 2 yiğit uzman çavuşumuz, ikisi de Diyarbakır Sur'da şehit oldu. İkisi de evli; birinin tek, birinin 3 çocuğu vardı. Ne diyeceğiz? Bu çocukların yüzüne bakıp ne söyleyeceğiz? "Sizi şehit edenlerle, size mermi atanlarla, bu vatanı bölmek, parçalamak isteyen hainlerle pazarlık yaptık, barış konuştuk." mu diyeceğiz?
Terörün tek çözümü vardır, onların anladığı dilden konuşmak.