Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 31 |
Tarih: | 21.01.2016 |
BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 10'uncu maddesi hakkında söz almış bulunmaktayım.
İktidarın ve sermayenin her fırsatta, sürekli tekrarlayarak gündeme getirdikleri "esnekleşme politikası", uzunca zamandır, kadın istihdamıyla ilgili her türlü gündemi ele almada kullanılmakta olan bir yöntem olmuştur. Sermaye, kadın istihdamını artırmada ve kadınların ücretli çalışma koşullarından dolayı yaşadıkları sıkıntılara çare olacağı iddiasıyla, her fırsatta esnekleşme uygulamasını öne sürmüştür. Bu söylem, toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden kurulmakta ve kadınların birincil cinsiyet rolünün ev bakımı ile aile olduğu ve bundan kaynaklanan görevlerini yerine getirmek istedikleri, bu gerekçeyle de ücretli çalışma yaşamının yaşamlarında ikincil bir yerde kaldığı iddiası üzerine kurulmuştur. Oysaki, burada kadınlar bunu tercih etmekten çok bir seçeneksizleştirmeyle karşı karşıya kalmaktadırlar, yani seçeneksiz bırakılmaktadırlar. Zira, "ücretli çalışma" seçeneği, erkeklerin aksine, kadınların önüne her zaman aile, çocuk bakımı, cinsiyetçi roller üzerinden sürülmektedir. Bu sorumlulukları kadının ve erkeğin eşit biçimde üstlenecekleri düzenlemeler geliştirilmemekte ve esneklik söyleminin temeli kadının toplumsal cinsiyet rolleri tanımlanarak aile ve çocuk bakımından kaynaklı çalışma yaşamının geçici olduğu yönündeki eril zihniyet inancına dayalı gelişmiştir. Bu anlamda kadının istihdam oranını artırmaya değil, aksine, istihdamda yer alan kadının oranını düşürmeye, onu bir seçenek tercih etmeye zorlama olduğunu belirtmek doğru bir tespit olacaktır.
Maddede kadınlar yalnızca annelik rolü üzerinden tanımlanmakta, kamusal alanda ve ücretli emek gücünde öncelikle annelik rolünün belirlediği sınırlarla var edilmeye çalışılmaktadır. Bu anlamda, sermayenin temel çizgisi olan esnek ve güvencesiz çalışma koşulları doğum, annelik bahanesiyle kadın emekçilerden başlayarak emekçi sınıf üzerinde yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bu anlamda, ilgili madde, kadınların erkeklerle eşit değil ancak annelik rolünün sağladığı kazanımlarla var olabileceğini vurgulayarak iki kişi arasındaki birliktelik ilişkisini aile olmak üzerinden sınırlandırmaktadır.
Yine aynı maddede kadınların bir cinsiyet rolü olarak tanımlanan çocuk bakım görevi devredilemez olarak görülmüş ve asıl iş olarak tanımlanmıştır. Ücret karşılığı çalışma seçeneği ise tali ve asıl iş olan çocuk bakımı görevi aksatılmaksızın sunulmaktadır. Burada kadınlara annelik rolü önerilmekte; çocuk bakımı ve ev işleriyle kalan zamanlarda ise düşük ücret, eksik prim ve yine yarı zamanlı olduğu için vasıfsız olarak tanımlanan işlerde çalışma seçeneği sunulmaktadır. Bu anlamda, tasarı, esnek ve güvencesiz çalışma biçiminin yasalaştırılmak istendiğini göstermektedir.
Tasarının aceleye getirildiği ve kalıcı çözümler hedeflenmeden oluşturulduğu ortadadır. Öte yandan, dün söyledik, bugün tekrar söyleyelim. Ülkemizde devam eden savaş sosyolojik olarak barışa evrilmeden ekonomik ve toplumsal yaşamın normale dönmesinden bahsedemeyiz. İki gündür Genel Kurulda kürdistanda yaşanan vahşetin sadece bir yüzünü göstermeye çalışıyoruz. Sivil insanlarımızın yaşam hakkı için saatlerce izahat yapıyoruz burada belki bir nebze olsun vicdanlarınıza seslenebiliriz umuduyla.
Bir hukuksuzluğu aktarırken aynı anda diğer bir hukuksuzluğun yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Parlamento olarak yaşananlara bir çözüm olamadığımız için ülkemizden çok uzaklarda AİHM'den her vaka için tedbir kararı alıyoruz, alınan bu kararların dahi uygulama alanı bulamadığını görüyor ve aynı anda yaşıyoruz.
Arkadaşlar, bugün ülkemizde yaşanan tüm sorunların çözümü burası olmalıdır. Parlamento bu görevi üstlenmelidir, diyalog ve müzakere süreci ivedilikle başlatılmalıdır. Bu sebeple Parlamentoyu göreve davet ediyoruz.
Tekrardan saygılarımla. (HDP sıralarından alkışlar)