| Konu: | Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 14.01.2016 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Son 2 maddeye geldik artık; yürürlük ve yürütme maddesi yani bu çıkarılan yasayı Bakanlar Kurulunun yürütmesiyle ilgili bir düzenleme.
Tabii, Bakanlar Kurulu yasaları yürütmekle görevli, sadece yasaları yürütmekle görevli ve aynı zamanda mevcut olan yasaları yürütmekle görevli. Keyfî birtakım uygulamalarla, keyfî uygulamaları yasa gibi değerlendirip onu bir yürürlük uygulaması şekline getirme yetkisine sahip değil ama uzun süredir Bakanlar Kurulu, yasalarda olmayan pek çok şeyi kendi içerisinde yazılı bir karara çevirmeyerek maalesef bir yasal düzenleme, bir yasal prosedür uygulamasıyla bizleri karşı karşıya getiriyor.
Günlerdir burada bu cenazelerle ilgili meseleleri biraz konuştuk. Uzun süredir, aylardır Rojava'da yaşamını yitiren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan gençlerin cenazeleriyle ilgili bir durum var, bir sıkıntı var. Normalde Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut yasal mevzuatına göre bu ülkenin yurttaşları başka ülke topraklarında yaşamını yitirmiş olsa bile kendi bulundukları topraklarda defnedilme hakkına sahipler. Ancak uzun süredir Bakanlar Kurulu yasada olmayan bir düzenlemeyle ve sadece sözlü birtakım tartışmaların neticesinde Rojava'da yaşamını yitiren gençlerin cenazelerinin Türkiye'ye gelmesine izin vermiyor. Bunu biz bakanlarla bire bir konuştuğumuzda, yazılı bir karar istediğimizde, yazılı bir kararın olmadığını ama en tepedekinin -ki ondan kastı bilmiyorum, gün içerisinde de biraz konuşmuştuk; "en tepedeki" derken Başbakan mı kastediliyor, Cumhurbaşkanı mı kastediliyor- kararıyla şu anda böyle bir uygulamaya geçildiğini ifade ediyorlar.
Şimdi, bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yok. Geçen, burada, bu konu tartışılırken -ben televizyonda takip ettim, yukarıdaydım- Sayın Naci Bostancı buraya çıkıp cenazelerin gelişiyle ilgili bir makul şüphe bildirdi. Yani o cenazeler gelince olabilir ki bir suç unsuru olan görüntüler ortaya çıkıyormuş ya da olabilir ki bir siyasi propaganda malzemesine dönüyormuş. Ya, böyle bir gerekçe olabilir mi? Yani yaşayan insanlarla ilgili suç isnatlarını düzenlerken bir makul şüphe getirdiniz de, bir de cenazelerle ilgili makul şüpheniz eksikti. Bunu kabul etmek mümkün mü? Bir cenaze getirilir, defnedilir, yasalara aykırı, hukuka aykırı bir şey varsa bu ülkede yargı kurumları soruşturma süreci yürütür, onunla ilgili yargısal kararlarını verirler. Dolayısıyla böyle bir gerekçe üzerinden bunu kabul etmek mümkün değil.
Bakın, bu aynı gerekçe bize... İşte, birkaç ay önce, Aziz Güler'in cenazesini getirdik. Şu anda, Rojava'da bekleyen 40'ın üzerinde cenaze var. İki hafta boyunca aileler alamadıkları için sınırın o tarafına defnedildi ama aileler bu taleplerinden vazgeçmiş değiller; "Biz çocuğumuzun cenazesini istiyoruz, bir mezar taşı istiyoruz." diyorlar. Son derece insani bir talep. Bu sizin bahsettiğiniz kaygılar, en son yaptığımız görüşmelerde elli iki gün boyunca cenazesi defnedilmeden bekleyen Aziz Güler için bize iletildi ve Aziz Güler'in elli iki gün boyunca Rojava'daki cenazesinin başında sabah gidip bekleyen, akşam oradaki bir evde kalan babasıyla ilgili trajedi üzerinden değerlendirdik. Biz bu gerekçelerle ilgili herhangi bir sıkıntının oluşmayacağını, Aziz Güler'in cenazesinde ortaya çıkan durumdan sonra da diğer cenazelerle ilgili yolun mutlaka açılması gerektiğini söyledik ve bize muhatap olduğumuz bakanlar ve devlet yetkilileri de o yönlü bilgi verdiler ve Aziz Güler'in cenazesiyle ilgili o gece sayısız istihbaratın olduğunu söylediler. Biz gerekli bütün tedbirleri aldık, kazasız belasız bir şekilde o cenaze defnedildi. Ama o tarihten bugüne kadar bir tek cenaze bile Rojava'dan bu tarafa getirilmedi. Yazılı Bakanlar Kurulu var mı? Yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut yasalarına göre bir gerekçesi, dayanağı var mı? Yok. O zaman nedir bu uygulama.
Bakanlar Kurulu dediğim gibi yasaları yürütmekle yükümlüdür. Mevcut yasanın dışında keyfi uygulamaları yürütemez, yasalar dışında zaten hiçbir şey yürütemez. O nedenle yani özellikle sayın grup başkan vekilinin de bu konudaki ayıbın ortadan kalkması için buradan gerekçeler sürmek yerine özgün bir çaba içerisinde olmasını rica ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)