GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:28
Tarih:14.01.2016

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir kez daha hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Demin kürsüde ifade ettim, özellikle bölgede bulunan, savaşı yürüten polis ve askerlerin ücretlerinin artırılmasıyla, savaşın teşvik edilmesiyle ilgili yasal düzenlemeler sürekli Meclisin gündemine getiriliyor. Oysaki zahmet edip bölgeye gelmiş olsanız, oradaki polis ve askerlerle konuşmuş olsanız her birinin beklentisinin bir an önce yaşanan soruna çözüm, bir an önce bir kalıcı barış olduğunu görmüş olacaktınız ama maalesef uğramadığınız için, oradaki insanların yaşamış olduğu sıkıntıları -güvenlik güçleri açısından da diyorum- "posttravmatik stres sendromu" dediğimiz, kamuoyunun "Vietnam sendromu" olarak bildiği o psikolojik yapıyı bir türlü göremiyorsunuz. Dolayısıyla, hani, siz ölüm korkusu yaşayın, can korkusu yaşayın ama biz sizin paranızı artırıyoruz, biraz daha paralı bir şekilde o korkuyu yaşayın, biraz daha paralı bir şekilde ölüme gönderin mesajını veriyorsunuz. Yani bunlar işinize gelmediği için böyle düşünüyorsunuz.

Bakın, bu Meclis bugüne kadar daha ortaklaşmış bir tek komisyonu bölgeye göndermiş değil. O kadar ölüm oldu, asker, polis, sivil, gerilla ölümleri oldu; oluk oluk her gün kan akıyor; bir kentte kırk beş gün boyunca sokağa çıkma yasağı var; bazı kentlerde bir ayı aşkın sokağa çıkma yasakları var; ya, bu Meclis, daha bir kez oraya bir komisyon göndermiş değil; utanç verici bir durum. Bir tek o gündemle toplanmış değil. Bizim HDP olarak getirdiğimiz grup önerileri olmasa, düşünün ki bu Meclis, o konuyu hiç görüşmeyecek, her gün yaşanan can kayıplarıyla ilgili bir gündemi burada kendi önüne almayacak. Ben utanıyorum, bir milletvekili olarak utanıyorum. Bundan daha önemli gündem olabilir mi?

Bakın, bizim konuştuğumuz bu saatte, Avrupa Parlamentosu şu anda Kürt illerinde yaşanan sokağa çıkma yasaklarını konuşuyor. Önümüzdeki hafta bir gün boyunca sırf bu gündemle toplantı yapacak ve Avrupa Parlamentosu bu sokağa çıkma yasağının uygulandığı illere heyetler gönderme kararı aldı, her partiden milletvekillerinin olduğu heyetler gelecek yakında. Ayıptır ya! Avrupa Parlamentosu heyetler oluşturup gönderecek, bizim Meclisten daha bir heyet zahmet edip oraya gitmiş olmayacak. Bize sorduklarında "Meclisin hazırladığı bir rapor var mı?" denildiğinde biz "Hayır, herhangi bir rapor hazırlanmadı, herhangi bir komisyon oluşturmadı." diyeceğiz. Bu Parlamentonun üyesi olarak onların hazırladığı raporun içeriğini merak edeceğiz, onu bekleyeceğiz; bundan daha büyük bir ayıp olabilir mi? Yani burada herkesin kendine bir sorumluluk, bir pay düşürmesi gerekiyor. Şunu da yapamayacaksınız, bakın: Biz HDP milletvekilleri olarak girdiğimizde sokağa çıkma yasağının olmadığı illere de artık gidemiyoruz. Mardin'e, Midyat'a, Şırnak'a giremeyen vekilimiz yirmi altı saat boyunca geceyi sokakta geçirdi. Gelecek heyetlere de aynı şeyi mi yapacaksınız?

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Terörü niye teşvik ediyorsunuz?

İDRİS BALUKEN (Devamla) - İçeriye mi almayacaksınız? Avrupa Parlamentosu milletvekillerini de mi almayacaksınız? Valiler, onların telefonlarına mı çıkmayacak? Orada çalışma yürüttüklerinde gazla, copla, tazyikli suyla onların iradesini baskı altına almaya mı çalışacaksınız? Yapmayacaksınız. Niye o zaman bu Meclisi bu kadar işlevsiz hâle getiriyorsunuz? Bu Meclisin bundan daha önemli bir sorunu var mı ki?

Hadi diyelim ki biz burayı anladık, bir zamanların ezilenleri idi, şimdi muktedir oldular, devletleştiler, o devletleşmenin getirdiği şeylerle halka sırtını döndüler ama ana muhalefet partisine de eleştiri yapıyoruz, kongreniz var, belli bir şeyde kalmak istiyorum ama ana muhalefet partisi de "Bu ülkede darbe var." diyor, "Savaş var." diyor, "Saray darbesi var." diyor, "Saray savaşı var." diyor, bugüne kadar bir tek yürüyüş bile yapmış değil, bir tek miting yapmış değil. Hükûmet kurma yetkiniz gasbedildi, "Sarayın yolunu bilmediğiniz için size hükûmet kurma yetkisi vermiyoruz." dediler, siz de bunu darbe olarak nitelendirdiniz. "Ya darbe ya demokrasi." diyorsunuz ama olabildiğince pasif bir durumdasınız.

Bu anlayışla bu Meclisin, bu siyasi partilerin herhangi bir çözüm üretmesi mümkün değil. Öncelikli gündemlerimize gelmemiz lazım. Yoksul Anadolu çocuklarını ölüme gönderip üzerinden siyaset yapmayı bir kenara bırakın. Parası bol olsa da kimse ölmek istemez. Öncelikle akan kanı durdurup, ölümleri durdurup ondan sonra parayla ilgili düzenleme yaparsanız buraya getirirsiniz diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)