GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:28
Tarih:14.01.2016

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli vekiller; biraz önce eksik kalan bir şey vardı, onu tamamlayacağım ama ona geçmeden önce, bu torba mantığı işte görüyorsunuz, birtakım çok önemli kavramları enine boyuna tartışmadan, oldubittiye getirerek yaptığımız bir kanun.

Efendim, temel bir kaide şudur: Bugünlerde dilimize çok dolanmış bir kavram; "barış". "Savaş" ve "barış" kavramları aslında birbirlerine zıt kavramlardır ama ünlü dil bilimci Sayın Noam Chomsky'nin -bilim adamlığına bir şey demediğimiz ama entelektüelliğini sorguladığımız- kazandırdığı bir eleştirel yaklaşım vardır "söylem çözümleme" diye. Bu söylem çözümlemede özellikle ağızdan çıkan ile ima edilen, anlam olarak yapışan şey arasında uyum aranır. Ağızdan bazen "barış" çıkar, işte Bush "Orta Doğu'yu yeniden dizayn etmek için barış götürüyorum." der. Bütün terör örgütlerinin söylemlerinde hep "barış" vardır; kanla yazarlar o "barış" kelimesini, mürekkeple değil. Dolayısıyla "barış" kavramını inanarak söyleyen bir entelektüel arayışı içerisindeyiz.

Dolayısıyla bir de "barış" uluslararası ilişkilerde... Bakın, savaş ve barış muhatap iki oluşum, muhatap iki resmî yapı arasında olur yani savaş da, barış da iki devlet arasında olur. İşte, onun için adına "Birinci Dünya Savaşı" deriz, "İkinci Dünya Savaşı" deriz, hatta bazen daha mikro olursa "iç savaş" deriz belirli kitleler arasında. Ama biz bugün bu kavramları o kadar anlamsızlaştırdık ki sıradan her şey için, terörist bir eylem için dahi "savaş" ya da teröristler adına talep ettiğimiz herhangi bir şey için de "barış" kavramını çok rahat bir şekilde kullanıyoruz. Bu kavramları kullanmayacağız.

Efendim, aydınların bu yazdıkları metni okudum. Hakikaten hicap ederek okudum, utanarak okudum. Biraz önce, bilim adamı kimliğine, profesyonel kimliklere bir şey söylemedik dedik. Biz neyi söyleyeceğimizi, boğazın dokuz boğum olduğunu bilerek, bilgisiz belgesiz, dayandırmadan söyleyemeyiz. Allah korusun, bu bizim entelektüel kimliğimize, akademik kimliğimize de halel getirir. Yarın burada olmayabiliriz ama doğruyu da her yerde söylemek zorundayız. Eğer gerçekten, bilgi teknisyeni organik aydın değil de gerçek aydın arıyorsak birkaç tane örnek vereceğim, hem kendi kültürümüzden hem Batı'dan.

Efendim, Sokrat bir entelektüeldir. Niye? Çünkü bedel ödemiştir; doğruyu, hakkı her yerde söylemiştir. Darağacına gideceğini bile bile demiştir ki: "Ben insanlara düşünmeyi öğreteceğim." Galileo bir entelektüeldir ama aynı zamanda fizikçidir. Niye? Çünkü her türlü baskıya, her türlü diretmeye rağmen hak bildiğini, doğru bildiğini söylemiştir. Erasmus bir entelektüeldir, Thomas More bir entelektüeldir.

Efendim, bize geldiğimizde, bizim en büyük aydın simgemiz Hazreti Peygamber'dir. Hakkı ve hakikati, hiçbir güç karşısında eğip bükmeden çok rahat bir şekilde haykırmış, söylemiştir. Efendim, İmamı Azam bir entelektüeldir. Böyle ikili söylüyorum ki mukayese etme imkânınız olsun. Mehmet Akif bir entelektüeldir. Cemil Meriç bir entelektüeldir. Niye? Bir aydındır. Kendi kültürümüzde de öyledir çünkü bedel ödemişlerdir. Doğruyu, hakkı, egemen bir yapının korkusundan, iktidar endişesinden, maddi manevi herhangi bir endişe taşımaksızın söylemiş insanlardır aydınlarımız. Thomas More'e İngiliz kralı diyor ki: "Benim için bir fetva ver, seni affedelim. Sen benim dostumsun." Aynı teklif İmamı Azam için yapılmıştır. Biri Batı'dan örnek, biri Doğu'dan örnek. Aynı teklif İmamı Azam'a da yapılmıştır ama o hak bildiğini her yerde söylemiştir. Sonucu ne olmuştur? Sonucu, efendim, çile olmuştur, işkence olmuştur, azap olmuştur ama onlar bizim tarihimize, belleğimize büyük Türk aydınları, büyük dünya aydınları olarak isim bırakmışlardır. Mehmet Akif de onlardan biridir. Yokluk, sefalet içinde yaşamıştır ama hak bildiğini her zaman haykırmıştır. İşte, bizim eksiğimiz hak bildiğini, doğru bildiğini hiçbir...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL AYDIN (Devamla) - ...silahlı güç, illegal güç etkisinde kalmadan, can güvenliği endişesi taşımadan haykırandır diyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)