GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın 4'üncü ölüm yıl dönümüne, ortak acıların politik tartışmaların dışında tutulması gerektiğine ve devletin sokağa çıkma yasağı uygulanan yerlerdeki cenazeleri ortada bırakmasının düşünülemeyeceğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:27
Tarih:13.01.2016

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Öncelikle, 4'üncü ölüm yıl dönümünde Rauf Denktaş'a bir kez daha rahmet diliyorum. Kıbrıs için yaptıkları unutulmayacak.

Diğer taraftan, biliyorsunuz, bu Sultanahmet katliamı sonrasında çok çeşitli konuşmalar, değerlendirmeler oldu. Bir hususa dikkat çekmek isterim: Muhalif bir basın organı Fransa'da benzeri bir katliam yaşandığında 8 sütuna manşet olarak "Fransa çocuklarına ağlıyor." manşetini çekmişti; acıyı paylaşan asil bir tutum. Sultanahmet katliamı sonrası manşeti şudur: "Katliam ülkesi." 2 manşeti mukayese ettiğinizde Fransa'ya karşı acıyı paylaşan bu manşet, Türkiye söz konusu olduğunda ülkeye karşı husumet dolu bir politik psikolojiyi işaret ediyor. Ben, bunun, çok problemli bir muhalif politik psikoloji olduğunu söylemek isterim. AK PARTİ'nin iktidar olmasından hoşnut olmayabilirler. AK PARTİ'nin yaptıkları icraatları beğenmeyebilirler. Ama hiçbirimizin başka bir ülkesi yok. Acılar söz konusu olduğunda "Buradan siyaseten ne çıkartabilirim?" şeklinde, hiçbir çevreden halkın, seçmenin onaylamayacağı dil oyunlarıyla böyle bir politik psikolojinin ifşası uygun değildir. Bu, ülkeye hizmet değildir. Ümit ve temenni ederim ki iktidarda olalım, muhalefette olalım, yerimiz şurada, burada olsun, bazı konuları, özellikle ortak acıları biz politik tartışmaların dışında tutmak isteriz -biz isteriz- eminim kendilerini "muhalif" olarak konumlandıran çevreler de ilke düzeyinde böyle düşünürler ve böyle davranırlar.

Bir başka husus bu cenazeler meselesi, güneydoğuda, doğuda yaşanan olaylarda cenazeler meselesi. Sayın CHP Grup Başkan Vekili de ifade etti. Cenazeler, herkesin temelde, ilke düzeyinde saygıyla yaklaştığı ve gereken merasimin yapılmasını lüzumlu gördüğü bir durumdur. Güneydoğuda yaşanan hadise şudur: Cenazeleri almaya gitmesi gereken, defin işlemlerini yapması gereken ilgili belediyeler bu işi yapmamaktadır. Bu işi yapmayarak, esasen, bu cenazeler üzerinden bir ajitasyon üretme çabası söz konusudur.

ABDULLAH ZEYDAN (Hakkâri) - Vuruluyorlar, vuruluyorlar, nasıl gitsinler? Ateş açılıyor belediye personeline.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Amaç cenazelerin gömülmesine mâni olarak onların kanlı bedenlerini teşhir edip devletin terörle mücadelesini zaafa uğratma ajitasyonudur. Lütfen bunu iyi görelim.

Şırnak'ta bahsedilen cenazeler mesela, Şırnak Belediyesinin mezbahanesine kaldırılmış, defaatle oradaki valiliğin ikazına rağmen ailelerine teslim edilmemiş, aileleri teslim almaya geldiğinde aileler de tehdit edilmiş, baskı uygulanmış...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Bostancı.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - ...cenazelerin orada kalması için terör örgütünün özel bir çaba gösterdiğine şahit olunmuş, nihayet ancak dün bu cenazeler defnedilebilmiştir. Devletin, hiçbir yerde, hiçbir şekilde, terörle mücadele ederken -akıl var, mantık var- kendi aleyhine olabilecek tarzda, her şey bir kenara -insani normları filan bir kenara bırakıyorum- cenazeleri ortada bırakması, onları bir unsur olarak kullanmaya kalkması düşünülemez. Cenazeleri kullanan, kural tanımayan, norm tanımayan ve kendisini destekleyecek hiçbir fırsatı kaçırmak istemeyen terör örgütüdür. Bunu lütfen doğru görelim.

Teşekkür ediyorum.