GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:26
Tarih:12.01.2016

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; öncelikle, İstanbul Sultanahmet Meydanı'nda yaşanan terör saldırısını kınıyor, ülke olarak yaşadığımız bu acıların bir daha yaşanmaması ümidiyle büyük Türkiye'nin doğum sancıları olmasını temenni ediyorum.

60 sıra sayılı Askerlik Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Teklif üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, düzenleme hakkında birkaç hususta bilgi vermek istiyorum, daha sonra da bunların, inşallah, yorumlarına değineceğiz.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın askerlik görevini bedelli olarak yapmalarına izin veren düzenlemede talep üzerine önce 6 bin avro, daha sonra bu bedelin de yüksek olduğu düşüncesiyle yine vatandaşlarımızın yoğun istekleri karşısında bin avroya düşürülmesini amaçlamaktayız. Ayrıca, tasarıdaki şartlar komisyon çalışmalarımızda kolaylaştırılmış ve daha çok gurbetçimizin bu imkândan faydalanması sağlanmıştır.

Bir diğer düzenlemeyle de hüviyet çağından, nüfus cüzdanı döneminden, uzun bir süredir üzerinde çalışılan modern kimlik kartı devrine geçiş amaçlanmaktadır.

Yine, çok önemli olduğunu düşündüğümüz bir diğer düzenlemeyse maden işletmeleri hakkında. Ne yazık ki hepimizi üzen, derin acılarla ülke gündemine gelmiş ve bu acıların ardından yapılan düzenlemelerle üzerlerindeki mali külfet oldukça artmıştır. Devlet bir yandan işçilerimizi korurken diğer taraftan işveren hukukuna da riayet etmek ve bir denge kurmakla mükelleftir. Bu sebeple, bu mali yükün bir kısmını devlet üzerine alarak hem işçiye tanınan hakları korumaya devam etmekte hem de işverenin yükünü hafifletmeyi amaçlamaktadır.

Seçim öncesi vaadimiz olan bir diğer husus, asgari ücret artırımının gerçekleşmesi sebebiyle işverene düşen prim külfetinin bir kısmı da yine bu düzenlemeyle Hükûmetimiz tarafından paylaşılmış ve bu paylaşım linyit ve taş kömürü çıkaran iş yerleri bakımından 2 kat olarak kararlaştırılmıştır.

Bizim için çok önem taşıyan bir husus da özellikle muhasebecilerin yaşadığı bir sıkıntıydı, özel tüketim vergisi, banka ve sigorta işlemleri vergisi, özel iletişim vergisi, şans oyunları vergisi ile mali tatil sebebiyle beyanname verme süreleri uzamış olan vergilerin aynı ay içerisinde hazine hesaplarına intikali hedeflenmektedir.

Son olarak, kamu payı yüzde 50'den az olan ve İstanbul Borsasında işlem gören şirketler ile bunların iştirakleri ve bağlı ortaklıklarının denetimi ilgili mevzuat uyarınca düzenlenen ve Sayıştaya gönderilecek bağımsız denetim raporları esas alınarak yapılacaktır. Sayıştaysa kendisine sunulan bağımsız denetim raporlarını esas alarak hazırlayacağı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunacak ve bu şekilde sağlıklı bir denetim yapılmış olacaktır.

Ancak bu düzenlemelerin bence çok daha büyük bir anlamı vardır ki o da şudur: AK PARTİ siyasetin algısını ve felsefesini değiştirmiş ve geçmiş dönem siyasetindeki oy almak için vaat verme hastalığından kurtarmıştır. Çünkü, seçim öncesi vaatlerimizi dört yıla yaymak gibi kolay bir tercih varken biz bunu tercih etmedik ve -belki de yakın tarihte ilk kez görülen- kendi vaatlerimizi bir takvime bağlayarak ve bunlardan çok önemli bir kısmını da seçimden iki ay geçmesine rağmen gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Yine, geri kalanları da ne zaman, hangi takvim içerisinde hayata geçireceğimizi kendimize de bağlayarak milletin güvenini boşa çıkarmadığımızı göstereceğiz.

Çok önemli olan bir diğer husus ise Türkiye'de geçmiş iktidarlar, özellikle içeriğinde mali külfet olan düzenlemeleri yapmak istemelerine rağmen bütçenin yetersizliğinden bahsederken bizler, artık "Güçlü bir bütçemiz var. İşverenin de işçinin de mali külfetini ben devlet olarak karşılayabiliyorum." diyebiliyoruz. Bu öz güven ve güçlü bütçe algısı, artık içeride ve dışarıda Türkiye markasının gücünü de ortaya koymakta, hepimizin gururu olmaktadır.

Dikkat çekmek istediğim bir diğer husus ise başta Avrupa ve diğer gelişmiş ekonomiler her yıl ne kadar küçüleceğini ve hiç bitmeyen krizlerle boğuşmanın yollarını arar iken Türkiye örnek gösterildiği sosyal politikalardan taviz vermeden vatandaşının yaşamını kolaylaştırmaya ve milletin parasını millete dağıtmaya devam etmektedir.

Gerek komisyon gerekse Genel Kurul çalışmalarında muhalefet partilerimiz tarafından çokça eleştirilen torba yasa uygulamasına dair de fikirlerimizi paylaşmak istiyorum. Türkiye dinamik bir ülke ve bu hıza ayak uydurmak zorunda kalan bir Meclis olmak zorundayız. Esasen, aslında, belki de bu düzenlemelere gerek kalmaması için temelde yapmamız gereken çok önemli bir değişiklik var ki o da İç Tüzük değişikliğidir bana göre. Bu kapsamda temel sorun olarak İç Tüzük değişikliği ortada iken meselenin temelini konuşmadan bu düzenlemeyi tek başına eleştirmenin doğru olmadığını ve haksız olduğunu düşünüyorum. Zira, bakın, Genel Kurulda esas görüşmelere başladığımız zaman çoğunlukla gecenin ileri saatleri olmakta ve birçok zaman sabaha doğru sağlıksız bir şekilde muhalefetiyle iktidarıyla katkı sağlamaya gayret ediyoruz. Gelin, önce İç Tüzük'ün bizi anlamsız bir şekilde oyalayan gereksiz maddelerini ıslah edelim. Eminim ki o zaman torba yasa uygulamasına daha az ihtiyaç duyulacaktır.

Yine, yasama tekniğimize ilişkin eleştirilerden olan kalıcı düzenleme yapamadığımız ve birkaç yıl sonra tekrar aynı konuya dair yeni bir yasa çıkarmak zorunda kaldığımız yönündeki tenkidi de şu şekilde değerlendiriyorum: Türkiye'de sosyal ve ekonomik yapı son derece dinamik. Kaldı ki, nasıl ki bir hizmet ona bağlı yeni bir hizmeti zaman zaman zaruri kılıyorsa yasal düzenlemelerde de bazen öngörülemeyen, bazen uygulamasıyla ortaya çıkabilecek yeni düzenlemeler de zaruri olabiliyor. Ancak bu kapsamda muhalefetin eleştirilerini de dikkate almak, iktidar partisi olarak bizlerin yasama kalitemizi önemli şekilde etkileyeceğini düşünüyorum, etkilediğini düşünüyorum. Gerek 24'üncü Dönemde gerekse 26'ncı Dönemde muhalefetin eleştirileriyle de yasama faaliyetimiz bana göre daha kaliteli bir hâl almıştır ve daha da bu noktada ileri bir seviyeye gidecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Bu vesileyle düzenlememize tüm Genel Kurul mensuplarından, milletvekillerimizden destek beklediğimi bildiriyor, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)