GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Çerçeve Anlaşma Kapsamında Yatırım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:25
Tarih:07.01.2016

HDP GRUBU ADINA HÜDA KAYA (İstanbul) - Öncelikle, biraz önce hatip arkadaşımızın dediği gibi, bugün öğle saatlerinde Meclisimize bir grup kadın arkadaşımız sadece barış olsun diye, "Meclis göreve. Ölümleri durdurun, silahları susturun ve barışı konuşun." diye geldiler, onları da saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın vekiller; sizleri bir kez daha selam yani barış ile selamlıyorum.

Bugün Yasin Börü'nün mahkemesi vardı. Sadece Sevgili Yasin'in değil, onun da içinde olduğu bu iktidar döneminde katledilen yüzlerce çocuk için adalet talebimizi yeniliyoruz. Bugün Yasin'in duruşması gerçekleşti fakat, biz, her bir çocuğumuzun, kaybettiğimiz her bir canımızın adaleti için takipte olacağımızı bir kez daha ifade ediyorum.

Değerli vekiller, bildiğiniz gibi Hükûmetin, İsrail devletinin Türkiye devletinin dostu olduğunu açıkladığı saatlerde İsrail Suriye'de Hizbullah komutanlarına hava saldırısı yapmıştı. Geçtiğimiz günlerdeyse Türkiye'nin İsrail'e ihtiyacı olduğu açıklamasını yapan Sayın Cumhurbaşkanının Suudi Arabistan ziyaretinin ardından Suudi rejimi, bir din âlimini, bir halk önderi olan Ayetullah En-Nemr'i konuşmaları sebebiyle idam etti. Dış siyasette büyük Türkiye'yi Suud'la, istikrarıysa İsrail'le bulmaya çalışan iktidar, iç siyasette de istikrarı bizlere ve bütün halkımıza 12 Eylülleri, 28 Şubatları yaşatan darbeci, Ergenekoncu ve derin yapılarla ittifakta buldu maalesef. İç siyasette Türkiye halklarının başına musallat olmuşlarla ittifaka "yeni Türkiye" diyen AKP Hükûmeti, Orta Doğu halklarının başına musallat olan Suudi rejimi ve İsrail'le ittifaka da stratejik derinlik olarak bakıyor. "Darbecilerle hesaplaşacağız." denilerek gelinen iktidarlar sürecinin sonunda bugün hapishanelere baktığımızda tek bir darbecinin, tek bir Ergenekoncunun, tek bir 28 Şubat darbecisinin, 12 Eylül darbecilerinin içeride olmadığını görüyoruz. Bilakis, hapishaneler neyle dolu? İnsanca yaşamak isteyen, özgürlük ve adaletten başka talepleri olmayan fakir ve fikir erbabıyla dolduruldu.

Sayın vekiller, vakit yetersizliği sebebiyle bir önceki konuşmamda yarım kalan bir cümlemi paylaşmak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanın konuşmalarında ısrarla tekrarladıkları bir söylem var ki başlı başına sorunumuzun ne olduğuna bir işaret aslında. Kürt şehirlerindeki harekâtları yürüten kuvvetlerin şanlı Türk ordusu, kahraman Türk polisi olması, operasyonların Türk milleti adına Türk'ün gücü ve Türk'e itaat ettirilmesi adına yapılması sorunun hendekler ve barikatlar olmadığını, daha vahimi, on üç yıllık bu iktidarın da çözmediği ve gittikçe de derinleştirdiği bir sistem ve bir zihniyet sorunu olduğunu görmekteyiz.

Ben, inancım gereği kendime yapılmasını istemediğim tek bir şeyi bir başkasına dayatmayı zulüm olarak kabul etmişim. Ben, bir Türk olarak şu anda hangi haklara sahipsem işte Kürt halkı da bundan bir zerre fazlasını istemiyor. Bu, tam anlamıyla, bir hak davasıdır. Hak da Allah'ın isimlerinden biridir.

Hatırlarsınız, burada çok değerli geçmişte mücadelemiz olan arkadaşlarımız var, bir zamanlar İstanbul'un duvarlarına Kürtçe ve Türkçe sloganlar yazdığı için, tüm mazlum halklara adalet ve özgürlük istediği için Fatih Camisi'nde faşistler tarafından şehit edilen Metin Yüksel'in, hayatımda şiar edindiğim bir sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum: "Hakkı müdafaa etmek en büyük ibadettir. Hakkı müdafaa yolu zaten Allah'ın yoludur. Hakkı savunmak, Allah yoludur. Hak yiyen, hakları gasbeden ve tanımayan da zulüm yolundadır."

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Metin, Kürtçü değildi, Metin ümmeti Müslümandı. Metin bizim kucağımıza düştü.

HÜDA KAYA (Devamla) - Dolayısıyla kimse halkların haklı hak mücadelesini, Allah'ı, Kur'an'ı, vicdanı alet ederek saldırma hadsizliğinde bulunmasın.

Sayın vekiller, tam burada size bir şey sormak istiyorum: Açıklandığından bu yana büyük hakaretlere, çarpıtmalara, saldırılara kadar büyük tepkiler gösterilen DTK deklarasyonunu önünüze alıp tamamını madde madde acaba hiç okudunuz mu? Deklarasyonda ifade edildiği gibi, bu halkın taleplerinden ve mücadelesini verdiği konulardan tek bir madde, tek bir konu İslam'a da, Kur'an'a da, vicdana da, insanlığa da aykırı değildir.

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Size vahiy mi geldi?

HÜDA KAYA (Devamla) - Bu, tamamen bir barış elidir. Bir arada yaşama iradesi olarak görülmesi gereken bu deklarasyon üzerinden saldıranlara ve itiraz edenlere çağrıda bulunuyorum: Bu taleplerin insani ve İslami olmadığını iddia edenler ortaya tek bir delil getirsinler, tek bir kaynak göstersinler, kabul edeceğim. Bilakis, bunun tamamı, bu taleplerin tamamı Kur'an'ın, inancımızın, vicdanımızın onurlu bir yaşam için olmazsa olmazlarındandır.

Meşru talepleri tanımak ve gasbedilen hakları teslim etmek yerine şehirleri bombalamaya başlayanların, bu en temel insani taleplerden rahatsız olanların derdi, davası din, iman olamaz, olsa olsa devlet, iktidar ve saltanat olur. Bu çağrı, bu her insanın anasının ak sütü gibi helal olan bu talepler asla rehberi Kur'an olanları, vicdanı olanları rahatsız edemez; bu çağrı, Allah'a kul olanları rahatsız edemez ancak kula kul olanları rahatsız eder.

Biz, insanlara karşı değil, insanları kirleten zihniyetlere ve sistemlere karşıyız arkadaşlar. En kirli zulümlere batmış insanlar bile temizlenebilirler. Biz, insana ve insanlığa karşı temizlik operasyonlarından yana değiliz; insanları ve insanlığı kirleten kötü ve karanlık zihniyetlere karşı mücadeleden yanayız. Bizim için sözün bittiği yer yoktur, her zaman sözümüzü söyledik ve söylemeye devam edeceğiz; zira, biz, gücün sözüne değil, sözün gücüne inanıyoruz.

Değerli milletvekilleri, devam eden insan, doğa, tarih kıyımının sona ermesi zor değil. Silahların susturulmasına dair sizlerin de, bizlerin de yaptığı çağrılar, konuşmalar, yazılarımız anlamlı olmakla birlikte, akan kanın durması, şiddetin bertaraf edilmesi için atacağımız malum pratik birkaç adımla amacımıza ulaşabiliriz. Diyalog ve müzakerenin Türkiye'ye kaybettireceği hiçbir şey yoktur, yapılması gereken de budur ve siyasi çözümdür. Çözümün ne olduğunu bildiğimiz hâlde şu geçici dünya menfaatleri için çözümsüzlükte ısrar etmeyelim.

Sözün özü, masaya oturmayan, barışa ve diyaloğa yanaşmayan, müzakereyi ve mutabakatı kabul etmeyen kim ise, tarih ve vicdanlar karşısında zalim de, katil de, bu yaşananların ve yaşanacakların sebebi de, sorumlusu da o olacaktır. Halklarımız nezdinde savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacaktır.

Sayın Başkan, sayın vekiller; konuşmama son verirken mazlum halkların ve Müslümanların önde gelen direniş öğretmenlerinden Malcolm X'in öğretilerinden derlenme ufak bir şiirle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜDA KAYA (Devamla) - ...konuşmama son vereceğim ama son verildi.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)