GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 9/1/2013 tarihinde Paris'te, 4/1/2016 tarihinde Silopi'de Kürt kadın siyasetçilerin katledilmesine ve sokağa çıkma yasağı uygulanan yerlerdeki cenazelerin defnedilememesine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:25
Tarih:07.01.2016

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bildiğiniz gibi 9 Ocak 2013 tarihinde Paris'in orta yerinde, Avrupa'nın merkezinde 3 Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez Türkiye'deki bağlantılarının da iyice teşhir olduğu uluslararası bir komplo sonucu, bir suikast sonucu katledilmişlerdi. Maalesef bu acımasız cinayetleri, katliamı andığımız bir hafta içerisinde de bu sefer Silopi'de yine 3 Kürt kadın siyasetçi, 3 devrimci kadın bilinçli bir şekilde, planlı bir şekilde infaz edilerek katledildiler. DBP Parti Meclis Üyesi arkadaşımız Seve Demir, Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır ve KJA Üyesi Fatma Uyar arkadaşlarımız şahsında geliştirilen bu siyasi cinayetlerle kadınlar başta olmak üzere bugün bütün Kürt illerinde yürütülen savaş politikalarına karşı direnen tüm halkımıza acımasız bir mesaj verilmek istenmiştir. Biz bu katliamları yapanları, bunu planlayanları, bu katliamın talimatını verenleri, bütün sorumluları buradan bir kez daha şiddetle ve nefretle kınıyor, halklarımıza bu acımasız katliamların bir an önce hesabını soracağımızın sözünü bir kez daha yinelemek istiyoruz. Paris'te 3 çiçeği dalından koparmak isteyenler çözümün ve kalıcı barışın baharını ertelemek istemişlerdi, Silopi'de de yine 3 fidanı aramızdan alanlar barışın baharını engellemek isteyenlerdi. Buradan halkımız bilsin ki, evet, çiçekleri katledebilirler, çiçekleri dalından koparabilirler ama barışın baharını asla engelleyemezler, asla engelleyemeyecekler.

Değerli Başkan, demin gündem dışı söz alarak konuşan Değerli Hatibimiz de, Grup Üyemiz Hüda Kaya da bahsetti. Şu anda Silopi, Sur, Cizre ve Şırnak Devlet Hastanelerinde defnedilmeyi bekleyen 50 cenaze var. Bu, ülkenin en büyük utancıdır. Cumhuriyet tarihinden bugüne kadar, iki haftayı aşkın bir süredir 50'yi aşkın cenazenin defnedilmeyi beklediği belki de hiçbir dönem yaşanmamıştır. Devlet, bu yaklaşımla, katletmiş olduğu insanların gömülme hakkını, defnedilme hakkını bile hiçe saydığını ortaya koyuyor. Bugüne kadar yaptığımız bütün görüşmeler sonuçsuz kaldı. Burada gündemleştirdiğimiz bütün konuşmalar, maalesef, Hükûmet yetkilileri, devlet yetkilileri tarafından dikkate alınmadı. Verilen cevap, bu sabah itibarıyla, Adalet Bakanlığının yayınlamış olduğu bir yönetmelik oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, toparlamam lazım.

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Baluken, lütfen.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Bu sorunu çözmek için bir gün, birkaç saat, bir hafta, her neyse, cenazelerin defni için sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması gerektiğiyle ilgili çözüm önerilerimize, maalesef, Adalet Bakanlığı, bu sabah yayınladığı utanç verici bir yönetmelikle cevap vermiştir. Yayınlanan yönetmeliğin içeriğiyle, bundan sonra, ailelerin izni olmadan mülki amirler tarafından, valilikler tarafından, izinsiz bir şekilde cenazelerin kaçırılarak defnedilmesinin yolu açılmıştır. Biz bu zihniyeti 90'lı yıllardan tanıyoruz. Kefenlenmemiş, namazı kılınmamış, toplu şekilde defnedilen, gömülen cenazelerin gerçekliği, Adalet Bakanlığının bugün yayınladığı yönetmeliklerle bir kez daha gündemleştirilmek, güncellenmek isteniyor. Bu anlayışı, bu zihniyeti kınıyoruz. Hükûmete ve devlete buradan bir kez daha bu cenazelerin defnedilmesi için insani yaklaşım çağrısını yinelemek istiyorum.

Teşekkür ederim.