GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Asya Altyapı Yatırım Bankası Kuruluş Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:24
Tarih:06.01.2016

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 19 sıra sayılı Asya Altyapı Yatırım Bankası Kuruluş Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesi üzerine şahsım adına söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere uluslararası anlaşmalarda karşılıklı fayda esastır. Ülkeler karşılıklı fayda gördükleri bir konuda anlaşma icra ederler. Biz ülke olarak, devlet olarak burada bugün yaptığımız anlaşmalara, kanunlara, yasalara, bundan önce çıkan yasalara da olduğu gibi uymakla yükümlüyüz. Uluslararası ilişkilerde ne kadar dostluk gösterirseniz o kadar dostunuz olur; ne kadar düşmanlık gösterirseniz de bir o kadar düşman sahibi olursunuz.

Bakın, Türkiye'de mevcut iktidar döneminde birbirinden enteresan, vahim, daha önce görülmemiş olaylar yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. Bunların en önemlilerinden biri de mevcut iktidarın dahi hâlen açıklayamadığı, içinden çıkamadığı, içinde ne olduğuna ve nereye gittiğine bir türlü karar veremediği MİT tırları olayıdır. Bakın, 19 Ocak 2014 tarihinde -yaklaşık iki sene oluyor- Adana-Gaziantep otoyolu Ceyhan mevkisinde MİT'e ait üç tır yasa dışı silah taşıdıkları iddiasıyla jandarma tarafından durduruldu, arandı ve içinde neler çıktığına ilişkin bugüne kadar farklı haberler, açıklamalar duyduk. O olayda görev yapan jandarma görevlileri, tırları durduran görevliler hapse atıldı, tutuklandı, soruşturmayı yürüten savcıların görev yerleri değiştirildi. Olay da paralele bağlandı.

Bakın, aradan bunca zaman geçmesine rağmen tam olarak bu tırların içerisinde ne olduğuna ilişkin sağlıklı bir açıklamayı duyabilmiş değiliz. Evet, devlet içerisindeki iki yapının kavgasını biliyoruz. Bu iki yapının zamanında ne kadar sıkı fıkı olup birbirlerini nasıl kandırdıklarını, tüm Türkiye'yi nasıl yanılttıklarını, yüzlerce yurttaşımızı nasıl mağdur ettiğini biliyoruz. MİT tırlarıyla ilgili o kadar farklı açıklamalar oldu ki bu tırların içinde ne olduğunu iktidarın hakikaten bilip bilmediği konusunda da ciddi şüphelerimiz var.

Tırlar ilk durdurulduğunda MİT, "Ülke dışına herhangi bir silah nakli söz konusu değildir." açıklamasını yaptı. Başbakanlık, "Tırlarda gıda ve insani yardım malzemesi vardı." dedi, daha sonra da içinde gıda olmadığı anlaşılınca da "Tırlar Türkmenlere gidiyordu." durumuna döndü. Daha önce de burada ifade edildi: Mevcut Başbakan Yardımcısı, o tırların içerisinde insani yardım olmadığını, Türkmenlere gitmediğini inandırıcı, daha inandırıcı olsun diye yemin ederek, "Vallahi de billahi de o tırlar Türkmenlere gitmiyordu." dedi ve şu anda da devleti yöneten Hükûmetin içinde yer alıyor. Aslında kimseye gerek yok değerli arkadaşlar, birbirinizi yalanlayıp duruyorsunuz. Ne garip, ne acıdır ki, devlet içindeki bu ikiliği, bu tutarsızlığı ortaya koyan, tırlar içinde ne olduğunu belgeleyen, bunları haber yapan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül, bugün, devlet sırlarını ifşa etmekten tutuklular. Aslında ortada devlet sırrı diye bir şey yok. Tüm dünyanın, haber yapılmadan önce herkesin duyduğu, İnternet sitelerinde çarşaf çarşaf resimleri çıkan tırlarla ilgili devlet sırlarını ifşa ettiği, casusluk suçlamasıyla tutuklandılar.

Bakın değerli arkadaşlar, devleti devlet yapan, kendi koyduğu kurallara, kanunlara uymasıdır. İktidar, halkına yalan söyleyemez, suç işleyemez. Halkın haber alma hakkı, haber alma özgürlüğü kaynağını Anayasa'dan alır ancak iktidarın veya yönettiği devletin suç işleme özgürlüğü yoktur. Bu nedenle, devlet şeffaf olmak zorundadır. Devletin halkından gizli iş yaptığını düşünemeyiz.

Burada, belki bilerek belki bilmeyerek ortaya çıkan bir durum da var, bunu da belirtmek istiyorum. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak, cezaevinde, tutuklanan jandarma görevlilerini ziyaret ettik. Bakın, o olaydan sonra, tutuklandıkları döneme kadar, o bölgede herhangi bir trafik suçu işleyen bir tırı dahi durdurmaya çekinmişler "Acaba içinden ne çıkar?" diye. Buradan da şu sonucu çıkaralım: O bölgede sürekli bir tır sevkiyatıyla nerelere ne gittiğini bilmiyoruz, kimse de araştıramıyor. Orada görev yapan "Vahim" isimli bir köpeği dahi maalesef oradan sürmüşler, başka yere görevlendirmişler değerli arkadaşlar.

Türkiye bir hukuk devletidir, kendi koyduğu yasalara uymalıdır ve hukuk devleti olmanın gereklerini yerine getirmelidir diyorum, hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)