| Konu: | Mehmet Akif İnan'ın 16'ncı ölüm yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 06.01.2016 |
AHMET GÜNDOĞDU (Ankara) - Değerli Başkan, değerli arkadaşlarım; bugün Mehmet Akif İnan'ın 16'ncı ölüm yıl dönümü. Bu vesileyle söz istemiş bulunuyorum.
Yedi Güzel Adam'dan birisi; edebiyatçı, şair, yazar, sendikacı, Kudüs şairi Mehmet Akif İnan.
Şanlıurfalıdır ama üstat Necip Fazıl Kısakürek "Akif İnan Şanlıurfalı değil, Şanlıurfa Akif İnanlıdır." diyerek onun birikimini, adanmışlığını tarihe not düşmüştür.
EĞİTİM-BİR-SEN ve MEMUR-SEN'in uzun yıllar Genel Başkanlığını yaptım. EĞİTİM-BİR-SEN sendikamızın ve MEMUR-SEN Konfederasyonumuzun kurucu Genel Başkanıdır. 1992'de EĞİTİM-BİR-SEN'i, 1995 yılında MEMUR-SEN'i kurmuştur.
"Niçin sendika düşüncesine meyletmiş, arkadaşları yazmayı, mefkûreyi, medeniyet değerlerini şairlik, edebiyatçılıkla hayata sürerken o neden eylemi öne çıkarmıştır?" sorusunun cevabını bugün çok daha net görüyoruz. Türkiye'de milletin değerlerini önemseyen siyasetçilerin kesintiye uğradığı, on yılda bir haddinin bildirildiği dönemlerde, Menderes'in, Özal'ın, Erbakan'ın ve son AK PARTİ iktidarı döneminde 27 Nisan e-muhtıra gibi, 28 Şubat gibi süreçlerde sahici sivil toplum örgütlerinin olmayışı, sivil zannedilenlerin de beşli çetelerde yer alarak milletin iradesini devre dışı bırakanların, bırakmak isteyenlerin çarkına su taşıma düşüncesi merhum Mehmet Akif İnan'ı milletin değerleriyle, ümmetin değerleriyle dertlenen, ücret sendikacılığının yanında akademik sendikacılığa, ülkeyi, demokrasiyi, insan haklarını önemseyen sendikacılığa teşvik etmiştir ve o da bu anlayışla mükemmel bir temel atarak bugün 11 hizmet kolunda yetkili, 900 bin üyesiyle MEMUR-SEN örgütünün yeşermesinin temelini atmıştır.
Değerli kardeşlerim, Mehmet Akif İnan'ın hayatında kardeşliğe, Türk'ün, Kürt'ün, Arap'ın, Laz'ın, Çerkez'in kardeşliğine ne kadar çok önem verdiğini hem yaşantı biçimiyle hem konuşmalarıyla hem eylemleriyle görüyoruz. "Türkümüz dünyayı kardeş bilendir/ Gökleri insanın ortak tarlası." diyerek de bu destansı anlayışını yazıya dökmüştür. Mehmet Akif İnan ağabeyin bu anlayışını Sayın Cumhurbaşkanımızın ideolojik ortaklığı da dolayısıyla başlattığı çözüm sürecinde görmek, kendisini öteki hisseden başörtülülerin, Alevilerin, Kürtlerin, bilhassa muhafazakâr Kürtlerin, dolayısıyla bütün vatandaşların beriki olması için, eşit yurttaşlık için asimilasyonu bitirme, ana dilde öğretim hakkı, ana dilde savunma hakkı gibi birçok hakkın verildiği ve bunun yanında silahların gömülmesiyle anaların da ağlamamasının beklendiği bu sürecin bugün farklı bir mecraya, hendek siyasetine, teröre ve teröriste "terör" ve "terörist" diyememe anlayışına evrildiğini görüyoruz.
Elbette Mehmet Akif İnan ağabey aynı zamanda Kudüs şairidir. O "Mescidi Aksa'yı gördüm düşümde/Götür Müslüman'a selam diyordu/Dayanamıyorum bu ayrılığa/Kucaklasın beni İslam diyordu." dizeleriyle Filistin davasını, mazlumlar davasını dünyanın gözünün önüne sermiştir. Evet, bugün Mavi Marmara şehitlerimizle İsrail ile girilen yeni ilişkide 3 şart vardı: Özür, dilenmiştir; tazminat ödenmesi; ambargodan ziyade ablukanın kaldırılması. İnşallah, bağımsız Filistin devleti, başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devleti kuruluncaya kadar da bu mücadelenin devam etmesi Akif İnan dostlarının sorumluluğudur, sevdasıdır.
Bu duygularla, Akif İnan başta olmak üzere, bu ülkenin medeniyet öncülerine rahmet olsun diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)