GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:21
Tarih:29.12.2015

ERKAN HABERAL (Ankara) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 5'inci madde hakkında Milliyetçi Hareket Partisi olarak verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Ülkemizde 109 devlet üniversitesi, 76 vakıf üniversitesi, 8 vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere, toplam 193 üniversite bulunmaktadır. Askerî yükseköğretim kurumları, Emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üniversiteleri ve özel statülü devlet üniversiteleri de düşünüldüğünde, ön lisans, lisans ve lisansüstü eğitim veren kurumlarımızın sayısı oldukça artmıştır. Yeni yükseköğretim kurumu açılması demek, yeni programların açılması demektir. Yeni açılan veya açılacak programların da açılma kriterlerinde, öğrenci alımlarında, öğretim üyesi sayısı ve durumu da önemlidir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 30'uncu maddesi hem vakıf hem de devlet üniversitelerini kapsamaktadır. Ancak öğretim üyeleri devlet üniversitelerinde 67 yaşını doldurduklarında emekli edilirken vakıf üniversitelerinde 67 yaşından sonra da hâlâ hizmet verip çalıştırılmaları devlet üniversitelerinde ise 67 yaşından sonra emekliye sevk edilmeleri en temel olarak eşitlik ilkesine aykırıdır.

Ayrıca, doçentlik sınav jürisinde görev alabilmek için, öğretim üyesinin devlet veya vakıf üniversitesinde 2547 sayılı Kanun'un 26'ncı maddesi hükümlerine göre profesör olarak atanmış ve 72 yaşını doldurmamış olması şarttır.

5467, 5662 ve 5765 sayılı Kanun'la kurulan üniversitelerde görev alanlar ve yaş haddinden emekli olup vakıf üniversitelerinde çalışanlar çalışmaları nedeniyle 72 yaşına kadar doçentlik sınavlarında görev alabilmektedirler, devlet üniversitelerinde ise 67 yaşında yaş haddinden emekli edilmelerinden dolayı doçentlik sınavlarında görev alamamaktadırlar. Öğretim üyesi profesörlerin doçentlik jüri üyesi olabilmeleri için 72 yaş son olarak belirlenmişken 67 yaşında yaş haddinden emekli edilmeleri nedeniyle doçentlik jüri üyeliği yapamamaktadırlar. Hayatını bilime adamış, öğrenci ve asistan yetiştirmiş, unvanı profesör olan öğretim üyelerinin 67 yaşını doldurduğunda çalıştıkları devlet üniversitesinden ilişiği kesilmektedir. Akademik çalışmalara, bilim üretmeye, öğrenci ve akademisyen yetiştirmeye devam etmek isteyen öğretim üyesi profesörler bunun için farklı yol ve yöntem aramaktadırlar. Başka meslekler için 67 yaş ileri bir yaş, emekliliği çoktan gelmiş bir yaş dilimi gibi görünse de, akademik hayatta, öğretim üyeliğinde bu böyle değildir. Bunun en önemli ve anlamlı örneğini geçtiğimiz günlerde Profesör Doktor Aziz Sancar 69 yaşında Nobel Kimya Ödülü'nü alarak göstermiştir. Profesör Doktor Aziz Sancar 69 yaşında North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümünde hâlen çalışmaktadır. Bu da gösteriyor ki akademik dünyada bilim insanları her yaşta üretmeye devam etmektedir.

Yukarıda sadece bir kısmını bahsettiğimiz sebeplerden dolayı, devlet üniversitelerinde çalışan öğretim üyelerinin 67 olan emeklilik yaşının isteğe bağlı olarak, şayet öğretim üyesinin kendisinin istemesi hâlinde 72 yaşına çıkarılmasını teklif ediyoruz. Bunların yanında, ülkemizdeki yükseköğretim kurumlarının sayısına, öğrenci kapasitelerine ve öğrenci mevcutlarına bakıldığında öğretim üyesi sayısının yeterli olmadığı görülmektedir. Doktorasını bitirmiş öğretim üyesi adaylarının, yardımcı doçent, doçent ve profesör kadrolarında atama kriterlerini taşıdıkları hâlde bekletilen, ataması yapılmayan akademisyenlerin norm kadrolara takılmadan ivedilikle atamalarının yapılması, kadrolarının verilmesi, bilim dünyasına, akademik hayata katkı sağlamaları beklenmektedir.

Sayın milletvekilleri, önergemize destek olacağınız umuduyla hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)