Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 21 |
Tarih: | 29.12.2015 |
MİZGİN IRGAT (Bitlis) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün yapılan görüşmeler, Türkiye'de yapılan askerî anayasa, darbe anayasaları sonucu yaşanan eksiklikler, Türkiye'yi kapsamayan anayasal sorunlarımızın böyle torba anayasalarla çözülmesi noktasında yürütülen çalışmalar maalesef ki şu anda kürdistanda yürütülen savaş politikalarına, idari kararlarla yürütülen sokağa çıkma yasaklarının hiçbirine cevap olamamaktadır. Aslında bu anayasaların hiçbiri ve şu anda yapılan torba anayasalarının, torba yasalarının hiçbiri Türkiye'nin sistemine, bizim sorunlarımıza, Türkiye'nin sorunlarına cevap olacak nitelikte değildir. Şu an, şu saatte, valiliklerin aslında yetki gasbı yaparak vermiş oldukları sokağa çıkma yasağı kararlarının hiçbiri kanuna, hukuka, askerî darbelerle yapılan anayasalara uygun değildir. Dolayısıyla, evet, biz 4'üncü maddenin metinden çıkarılmasını öneriyoruz, çünkü yapılan araştırmalar sonucu, Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün hazırladığı rapora göre, Türkiye askerî harcamalarda dünyada 15'inci sırada yer almaktadır. Ve bizler, askerî sistemin özendirilmesi adı altında uzman erbaşların alınmasının, korucuların alınmasının ve maaşların artırılmasının bu soruna çözüm olmayacağını düşünüyoruz, çünkü vicdani ret hakkı başta olmak üzere, askerî sistemin bu ülkede birçok sorunu bulunmaktadır. Özelde Kürt sorunu başta olmak üzere, güvenlikçi yaklaşımlarla, militarist politikalarla biz bu sorunların hiçbirinin çözülemeyeceğine inanıyoruz. Militarist politikalar, savaş politikaları, askerî yığınaklar ve buna yapılan harcamalar, aslında ülkenin her açıdan hukuki ve güvenlik noktasında ne kadar geri noktada olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, bu maddenin kesinlikle çıkarılması gerekmektedir.
Ve şu anda Dargeçit'te, Sur'da, Mardin'de, Silopi'de uygulanmakta olan hukuka aykırı ve sadece bir idari kararla, hiçbir hukuki dayanağı olmadan, hukuki bir karar olmadan yürütülmekte olan sokağa çıkma yasağı adı altındaki sıkıyönetim rejiminin bir an önce kaldırılması gerekmektedir. Ve bunun için, şu an sıralarda oturan siz vekillerin tamamı buna aslında "dur" demek durumundadır, HDP Grubuna sataşmaktan, konuşmacılarına sataşmaktan vazgeçip şu anda bölgede yaşanan hukuksuzluğa "dur" demek durumundadır. Dolayısıyla, orada, şu anda morglarda bekletilen bebeklerin, annelerin ve çocukların aileleri bu Meclisten bir karar bekliyor. Dolayısıyla da biz şu anda... Darbe sonucu yazılmış, torba yasalarla düzeltilmeye çalışılan bu Anayasa'nın bir an önce değiştirilmesi ve siyasal yönetim noktasında, şu anda "özerklik" olarak nitelendirilen bütün kararlar dâhil olmak üzere cesur, anayasal ve tüm Türkiye'yi kapsayan yeni bir anayasanın yazılması gerekmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin, bu halktan yetki almış siz vekillerin bu noktada görev alması gerekmektedir. Şu anda bu hukuksuzluğun yaşandığı, eğitim öğrenim hakkı, sağlık hakkı, haberleşme hakkı, seyahat hakkı ve tüm anayasal hakların ihlal edildiği, özelde de yaşam hakkının ihlal edildiği bölgelere gitmek durumundasınız ve buna bir dur demek durumundasınız. Dolayısıyla da bakanlarımız hazır, bizim sorularımıza verdikleri cevaplar da kesinlikle gerçeklerle örtüşmemektedir.
Ben Bitlis Milletvekiliyim. Nusaybin'e gittim, Cizre'ye gittim, Silopi'ye gittim ve en son Sur'a gittim. Orada biz vekillere dahi sıkılmadık gaz, atılmadık su kalmadı. Bize hakaret edildi. Bugün Batman'da Batman Milletvekilimiz Mehmet Ali Aslan'a bir subay, bir polis diyor ki: "Devlet benim, sen vekilsin." Burada ne demek istiyor? Ben bunu Bakanımıza sormak istiyorum, burada söylenen şey nedir? Devlet kimdir, vekil kimdir? Bunun çok iyi açıklanması gerekmektedir.
Bu temelde Meclisi tekrar göreve davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)