| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 29.12.2015 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 3'üncü maddedeki bu düzenlemenin kanun metninden çıkarılmasını teklif etmişiz çünkü, biz, topyekûn savaş konseptinin devrede olduğu bir süreçte özlük haklarıyla ilgili yapılan bütün düzenlemelerin, daha iyi savaşılması için bir motivasyon yaratma aracı olduğunu düşünüyoruz. Buna, hem insani olarak hem ilkesel olarak katılmak mümkün değil çünkü bölgeye zahmet buyurup gelenleriniz olmuş olsaydı, oradaki polis ve askerin de bir an önce bu savaşın bitmesi ve Parlamentonun bir çözüm üretmesiyle ilgili beklentilerini duymuş olurlardı.
Biz geçen hafta sonu da Diyarbakır'daydık. Bu sokağa çıkma yasağının uygulandığı yerlerde, Diyarbakır'a normal tayini çıkmış ve orada bulunan polis ve askerlerin birçoğu bizi gördüklerinde, "Artık şu sorunu çözün." diyorlar, "Biz, her gün burada, bu can korkusu altında bütün ailemizi perişan edecek bir durumu yaşamak istemiyoruz." diyorlar, "Sokağa çıkma yasaklarını siz konuşun, siz çözün." diyorlar. Dolayısıyla, buradan gelip birtakım hamaset söylemleriyle insanları savaşa motive etmek, insanları ölüme göndermek ne ahlakidir ne insanidir ne de bizim açımızdan siyasi etiğe uyan bir yanı vardır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bakın, şöyle: Ben hekimim, bu hafta sonu Diyarbakır'da hekim arkadaşlarla konuştum. Orada görev yapan birçok polis ve askerde şu anda ciddi düzeyde posttravmatik stres sendromu dediğimiz rahatsızlıklar baş göstermeye başlamış. Yani, sürekli çatışma alanında, sürekli ölmeye ya da öldürmeye kodlanmış bir psikolojinin gelmiş olduğu düzey son derece vahim bir boyutta. Dolayısıyla, buradan savaş motivasyonunu artıracak düzenlemeler yerine, o savaşı sona erdirecek birtakım siyasi önermeler çıkarmak herkesin beklentisidir.
Tabii, Sayın Bakan buradayken bizi meşgul eden birtakım sorular da var. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Yani bunlardan rahatsız olmaya devam edeceksiniz. Biz, bölgede bu gerçeklikler yaşanırken buradan gelip sahte gündemlerle Meclisin mesaisini harcamayacağız, tabii ki o gerçekleri getirip burada ifade edeceğiz. Orada şu anda yaşanan şey de bir kardeş kavgasıdır, siz ister kabul edin ister kabul etmeyin. Geçen iki ay önce Dersim'de 2 çocukluk arkadaşının birer haftayla cenazesi aynı köye gitti; biri PKK'liydi, biri askerdi. İkisi aynı mahallede top koşturmuşlar, aynı okulda okumuşlar, aynı liseyi bitirmişler ve bir hafta arayla ikisinin cenazesi iki ocağa ateş olarak düştü. Buraya gelip biz savaş çığırtkanlığı yapacak değiliz. Dolayısıyla, tabii ki kendi doğrularımızı ifade edeceğiz.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - PKK'ya söylesenize, PKK'ya söylesenize.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bu kanı, bu kavgayı ayrım yapmadan çözmemiz lazım.
Sayın Bakan burada, ben söyleyeyim yani orada normal çalışan güvenlik güçlerinin bizden beklentisi bu. Ama orada birtakım özel bazı unsurlar var, bazı paramiliter yapılar var, eski kontrgerilla, JİTEM çeteleri var, işte, duvara esedullah timleri yazan bazı özel savaş aygıtları var. Bunlarla ilgili sayısız sorular da sorduk, Sayın Bakan bugüne kadar herhangi bir cevap vermiş değil. Onlar tabii ki bu savaş makinesinin çalışmasını isteyebilirler çünkü varlığını o savaş makinesine borçlular.
Sayın Bakan, bu esedullah timleri dediğimiz yapı kimdir, nedir, nereden finanse edilir? Bunlar hangi yapıya bağlıdır, maaşını nereden alırlar? "Türksen övün, değilsen itaat et." diyerek bu ülkeyi ta 12 Eylülde Diyarbakır Cezaevinde yaşanan o ırkçı ortama bir kez daha sokma arayışı içerisinde olan bu yapılarla ilgili açtığınız bir soruşturma var mıdır? Eğer siz bütün bu gerçeklere sırtınızı dönerseniz, başınızı kuma gömerseniz tabii ki burada bizim ifade edeceğimiz birçok konuşmadan rahatsız olursunuz.
Öyle "terörle mücadele" falan demeyin. Şırnak Devlet Hastanesinde şu anda 11 çocuk annesi Taybet ana ve üç aylık Miray bebeğin cenazesi yatıyor. O iki cenazedeki kurşunların nereden geldiğini de bizden daha çok sayın bakanlar da orada otopsiyi yapanlar da biliyorlar. Eğer bir bebek sokağa çıkma yasağının olduğu bir kentte doğup sokağa çıkma yasağının olduğu bir kentte üç aylıkken, özgür bir nefes almadan yaşamını yitirmişse orada terörle mücadele falan değil, farklı bir durum vardır.
Hepinizi bu durumu düşünmeye davet ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)