GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:21
Tarih:29.12.2015

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, biraz önce de konuşma yaptığımızda Türkiye'nin temel meselelerinin burada ele alınmadığını ve palyatif çözümler üzerinden sürekli Meclis gündeminin meşgul edildiğini söylemiştik. Şimdi, bu, özellikle ilk maddelerde de sözleşmeli er ve erbaşlar için yapılan bazı düzenlemeler, askeriyeyi ilgilendiren bazı düzenlemeler var ancak bunların hiçbirisi Türkiye'de temel askerlik meselesini çözecek düzenlemeler değil. Biz, Halkların Demokratik Partisi olarak bu konuda ilkesel bir duruşa sahibiz; zorunlu askerliğin Türkiye'de mutlaka kaldırılması gerektiğini savunuyoruz, vicdani ret hakkının bütün yurttaşlara mutlaka tanınması gerektiğini, kamu hizmeti üzerinden de bu yükümlülüğün yerine getirilebileceğini bu kürsüden defalarca ifade ettik. Dolayısıyla, er ve erbaşların harçlıklarını 30 TL'den 100 TL'ye çıkarmak değil, o er ve erbaşlar için vicdani ret hakkını getirmemiz son derece önemlidir ve asıl çözümleyici olan odur. Ülkenin ekonomisine hayırlı olan gelişme de orada aranabilir. Bir askerin ülkeye bir aylık maliyeti bin TL'nin üzerinde yani sadece vicdani ret hakkını getirdiğiniz zaman ekonomik olarak da ülke ekonomisine nasıl bir rahatlama geleceğini her biriniz tahmin edebilirsiniz.

Tabii, ben geçen de bu kürsüye çıktığımda mevcut durumu Millî Savunma Bakanı umarım buradadır diyerek biraz anlatmaya çalışmıştım. Bugün de herhâlde burada değil bu saatte ama eminim ki bizi izliyordur, Sayın Bakana sormak istiyorum: Sayın Bakan, Cizre, Nusaybin, Sur, Dargeçit, Silopi halkının vergileriyle maaşını ödediğiniz, teçhizatını temin ettiğiniz, silahını aldığınız bir orduyu hangi yetkiye dayanarak siz Cizre, Silopi, Nusaybin halkını bombalamak üzere oraya gönderirsiniz? Böyle bir hakkı kim size vermiş? Bu halkın vergileriyle donatılan ordunun, halkın yerleşim alanlarını, kentleri yerle bir edecek şekilde abluka altına alması, tank atışlarıyla, top atışlarıyla, zırhlı araçların müdahaleleriyle âdeta yerle yeksan etmesi hiçbir şekilde kabul edilemez.

Burada bize farklı gerekçeler falan sunmanıza gerek yok, her biriniz bölgede ne olduğunu biliyorsunuz. Sur diye bir ilçe kalmadı, Cizre, Silopi harabeye döndü.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sebebi?

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Sebebini siz iyi biliyorsunuz.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Terör örgütü, terör örgütü.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Sebebin, sizin yaptığınız hukuksuzluklar yüzünden olduğunu iyi biliyorsunuz.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Bilakis, terörle mücadele.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bakın, bu ülkenin Genelkurmay Başkanı daha iki ay önce "Yerleşim alanlarına, ilçelere tankları göndermek doğru değildir." diye açıklama yaptı. Şimdi ne oldu da o Genelkurmay Başkanının yaptığı açıklama üzerine tanklar kent merkezlerini bombalıyor?

HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Yerleşim alanını terk edenler için söylüyor. Nereye sığınıyorlar? Güvenlik güçlerine sığınıyorlar.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Sen kendi evini terk ediyor musun?

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Burada, Hükûmetin ordu üzerinde kurmuş olduğu baskı var ama aynı zamanda orduya çok büyük bir tuzak da var.

HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Nereye sığınıyorlar?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, hatibe müdahale etmeyin lütfen.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bakın, askerî yetkililer de burada, ben söyleyeyim. Yarın öbür gün devran döndüğünde, farklı bir karar kılındığında o zaman bütün o günahları boynuna bağlayacakları bir kurban arayacaklar. Rus uçağı düşürüldüğünde aynı şeyi yapmadılar mı? Önce çıktılar "Biz talimatı verdik, yine olsa yine yaparız." dediler. Sonra işin ağır faturası gelince birdenbire çark edip "Yok, milliyeti belli değildi." vesaireden geçip en son suçu pilotun üstüne attılar.

FARUK ÖZLÜ (Düzce) - Saptırma, saptırma. Saptırıyorsun, saptırma.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Yarın öbür gün de süreç farklı bir noktaya geldiğinde "Biz askere, girsin de bütün kentleri virane etsin demedik." diyeceklerdir.

FARUK ÖZLÜ (Düzce) - Konuyu saptırma.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - O nedenle böyle bir şeyin yapılması asla kabul edilemez. Ben geçen gün de söyledim, Silopili bir asker, Ağrı'da askerliğini yaparken televizyonu açtığında kendi annesinin evinin, kendi baba ocağının şu anda mensup olduğu kurum tarafından tahrip edildiğini görünce hangi duyguya kapılacak? Ki nitekim bunların tamamı gerçekte yaşanan örnekler. Dolayısıyla, burada temel birtakım tartışmaları yürütmek, temel birtakım tartışmaları mutlaka tüketmek gerekiyor.

Biz, zorunlu askerliğin kaldırılmasını savunuyoruz. Çok isteyen, askerliği çok seven insanlar tabii ki asker olabilirler, profesyonel olarak o işi yaparlar, cepheye giderler...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS BALUKEN (Devamla) - ...ama yoksul Anadolu emekçisinin, köylüsünün çocuklarını bu şekilde iktidar hesapları için ölüme göndermenize asla rıza vermeyeceğiz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)