| Konu: | HDP milletvekillerinin telefonlarına çıkmayan ve üzerlerine gaz sıkılması talimatını veren Mardin Dargeçit Kaymakamını kınadığına ve Cizre'de Seyithan Camisi'nin top atışlarıyla tahrip edilmesinde sorumluluğu olanların mutlaka hesap vereceklerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 25.12.2015 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Demin de soru sormak için değil, İç Tüzük 60'a göre bir konuyu bilginize sunmak için söz istemiştim.
Demin Mardin Dargeçit'ten arayan milletvekillerimiz orada yine ölümcül bir müdahaleye maruz kaldıklarını ifade ettiler. Bir milletvekilimiz Dargeçit Kaymakamını 37 kez, bir milletvekilimiz de 15 kez aramasına rağmen telefonlarına Dargeçit Kaymakamı tarafından cevap verilmemiştir. Milletvekillerimiz Dargeçit'le ilgili duyarlılık oluşturmak için bir basın açıklaması ve bir oturma eylemi yapmak isteyen halkla birlikte bu etkinliği gerçekleştirirken Dargeçit Kaymakamı tarafından bizzat oradaki kolluk güçlerine "Milletvekillerine gaz sıkın." şeklinde talimat verildiğini belirtiyorlar. Yani, etkinlik sırasında oradaki kolluk güçlerinin amirleriyle yapılan görüşmelerde o basın açıklamasının ve oturma eyleminin yapılabileceği, herhangi bir müdahalenin olmayacağı ifade edilmesine rağmen arkadaşlarımızın da tanıklık ettiği bir talimatla, Dargeçit Kaymakamının talimatıyla milletvekillerimize ölümcül bir müdahale yapılmıştır. Biz artık bunları burada dile getirmekten bıktık. Sizin Başkanlık Divanı olarak bir an önce bu konuyla ilgili acil bir toplantı yapmanız gerekiyor. Ya bu meseleye derhâl bir çözüm bulacaksınız ya da arkanızda yazan o "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." cümlesini oradan kaldıracaksınız. Bir atanmış devlet memuru eğer bir milletvekilinin onlarca kez telefonlarına çıkmıyor, sonrasında kolluk güçlerine "Milletvekillerine gaz sıkın." diye talimat veriyorsa burada biz sadece bir tiyatral mizansenin parçası durumuna gelmişiz demektir.
Daha önce de bu konuyu burada gündeme getirdiğimizde Kabine adına burada bulunan Sayın Adalet Bakanı kürsüye çıkıp bu durumun kabul edilemez olduğunu, bununla ilgili gerekli tedbirlerin alınacağını ifade etti. Hâlâ bu sorun devam ediyorsa ortada ciddi bir demokrasi sorunu var demektir. Biz zaten ortada bir demokrasi olmadığını, bir darbe hukukunun geçerli olduğunu söylüyoruz. Nitekim işte, kaymakamlar ve valiler de bu darbe hukukunun darbeci şefleri olarak şu anda görev yapıyorlar. Hiçbir atanmış, seçilmişin üstünde böyle bir hakka ve yetkiye sahip olmadığını öğrenmek zorundadır ve bunu sağlamak da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının en önemli görevidir. Eğer bunu yapmayacaksanız, oraya "Egemenlik kayıtsız şartsız atanmış darbeci şeflerdedir." diye yazın, biz de bu meseleyi artık burada dile getirmekten vazgeçelim.
Ben bu uygulamayı yapan Dargeçit Kaymakamını buradan kınıyorum. Kendisi -dediğim gibi- sadece atanmış bir memurdur, hiçbir meşruiyeti yoktur. Dargeçit halkına günlerdir terör estiren bir anlayış, halkın iradesine de gaz sıktırmakla meşruiyetinin olmadığını ortaya koymuştur. Uzun süredir dile getirdiğimiz ilçelerde ve illerde kaymakamların ve valilerin seçimle işbaşına gelmesinin oradaki halkın oylarıyla bir denetime tabi tutulmasının ne kadar önemli olduğu da bir kez daha bu verdiğim örnekle ortaya çıkmıştır.
Son olarak, burada kürsüden yine okullar, hastaneler, çeşitli camiler sayılarak bunları PKK'nin bombaladığı iddia ediliyor. Konuştuğumuz saat itibarıyla Cizre'de dört yüz yetmiş yıllık tarihî Seyithan Camisi top atışlarına maruz kalmıştır, şu anda top atışlarıyla o camide büyük bir tahribat yaratılmıştır. Eğer Cizre'deki gençlerde toplar varsa, o cami duvarlarını harap edecek ağır tanklar olduğuna inanıyorlarsa ben kendilerine bir şey demiyorum. Ama okulların, hastanelerin, camilerin karargâh hâline getirilip bu şekilde virane edilmesinde sorumlulukları da varsa tarih önünde ve halkın adaleti önünde mutlaka hesap vereceklerdir diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)