| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 25.12.2015 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir kez daha hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Özellikle, Kabine sırasında Gümrük ve Ticaret Bakanı oturduğu için son derece önemli, hayati olan bir konuyla ilgili görüşlerimizi ifade edeceğim. Ya, bu konuda, eminim ki birçok AK PARTİ'li milletvekili de bize hak verecek.
Tam üç ayı aşkın bir süredir arkadaşlar, IŞİD saldırılarından çıkmış, harabeye dönmüş Kobani'ye insani yardım malzemesi götürmek için girişimlerde bulunuyoruz. Üç ayı aşkın bir süredir yürütmüş olduğumuz bu bütün girişimlere rağmen, Sayın Bakanın da bilgisi dâhilinde olan bu konuda bir adım mesafe katetmiş değiliz arkadaşlar.
Bakın, bütçe konuşması sırasında da bu kürsüden arkadaşlarımız dile getirmişti. Rojava'da bulunan Kürtler, Kurtuluş Savaşı döneminde gelip bu topraklar için canını yitirmiş, bu ülkenin birçok şehitliğinde yatan Kürtlerdir. O canını vermiş insanların torunlarına bugün bu Kabinenin üyeleri insanlık dışı bir şekilde ambargo uyguluyorlar. Demir ve çimento göndereceğiz, buna müsaade edilmiyor, parası ödenmiş. Bir kent harabeye çevrilmiş. Üç aydır diyoruz ki: "Bir ay sonrası kıştır. Orada inşaatlar eğer yetiştirilmezse çocuklar dışarıda kalacak, insanlar dışarıda kalacak, siz buna kayıtsız kalamazsınız; bu meselenin Türk'ünü, Kürt'ünü falan geçtik, bu meseleye insani açıdan duyarsız kalamazsınız." diyoruz. Ya, üç aydır Türkiye'den ticaret yapılmış, fabrikalara parası ödenmiş, Kobanili insanların kıt imkânlarıyla parası ödenmiş çimento ve demir gönderilmiyor. Böyle bir yaklaşım var mı? Uluslararası şirketler bizi arayıp "Sağlık malzemeleri, bebek maması, işte, çocuklar için gıda malzemesi göndereceğiz." diyorlar, "Biz Türkiye'deki bakanlıklardan izin alamadık." deme pozisyonunda kalıyoruz. Böyle bir utancı niye bize yaşatıyorsunuz, niye buradaki vekillere yaşatıyorsunuz? Bakın, aranızda Kürt vekiller var, vicdanlı olan birçok arkadaş var, siyasal İslam'dan gelip işin siyasal boyutundan çok İslami kriterleri ön planda tutan arkadaşlar var; bizden çok sizin rahatsız olmanız lazım. Rojava halkları, bugüne kadar oradaki Kürtler Türkiye'ye karşı tek bir tehdit oluşturdular mı, tek bir saldırı yapıldı mı oradan Türkiye'ye? Türkiye'nin güvenliğini tehdit edecek tek bir şey oldu mu? Olmadığı gibi, Süleyman Şah Türbesi'nde Türk askeri tehdit altındayken oradaki güçler de burada merkezî hükûmetle koordineli olarak o askerlerin alınması, türbenin taşınmasına yardımcı oldular. Siz niye bu ülkeyi böyle bir konuma düşürüyorsunuz? Sırf Kürt düşmanlığı üzerinden bütün dünyada şu anda IŞİD'le petrol ticareti yapan bir gündem üzerinden tartışılıyorsunuz. Ya, böyle bir şey olabilir mi?
HARUN KARACA (İstanbul) - Ayıp be! Ayıp ya! Kimin iddiasını söylüyorsun, kimin iddiası bunlar? Ayıptır ya!
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bütün dünyada gündem bu değil mi? Bu benim görüşüm değil. Bütün dünyada bu tartışılıyor.
HARUN KARACA (İstanbul) - Dünyayı bırakın siz, Türkiye Parlamentosunda konuşuyorsunuz, Türkiye Parlamentosunda konuşuyorsunuz. Başkasının ağzıyla değil. Türkiye Parlamentosunda konuşuyorsunuz.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bak, Norveç Parlamentosu dün Dışişleri Bakanlığı eliyle rapor yayınladı, rapor, orada yazıyor. Biz bu yanlıştan geri dönülmesi çağrısını yapıyoruz. "Sırf Kürtler statü elde etmesin." diye, orada "Rojava'nın oluşan statüsü boğulsun." diye her tür ilişki içerisine girerseniz böyle durumlarla karşılaşırsınız.
HARUN KARACA (İstanbul) - Bakın İdris Bey, siz bir başkasının ağzıyla değil, Türkiye Parlamentosunda konuşuyorsunuz, bir başkasının ağzıyla konuşmayın.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bakın, oradaki politikanız yanlış. Orada, Rojava'da Kürt karşıtlığı üzerine oluşan politika hem Suriye'de Türkiye'yi zorluyor hem içeride de çözüm sürecini bu aşamaya getirdi. Biz diyoruz ki gelin bu yanlıştan vazgeçin, orada sizin düşmanınız olan halklar yok. Ya, demir ve çimento göndermemek ne demek arkadaşlar? Parası ödenmiş demir ve çimentoyu aylardır gönderemiyorsak biz bunu nasıl yorumlayacağız? Bırakın evler için, bak, dedik ki, bir cami için toplanan malzeme var, ya, bu cami malzemesini gönderelim, insanlar açıkta namaz kılıyorlar; ona bile gönderilmedi, o bile gönderilmedi.
HARUN KARACA (İstanbul) - Camiyi istismar etmeyin ya!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyelim, müdahale etmeyelim.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - O bile gönderilmedi arkadaşlar.
HARUN KARACA (İstanbul) - Yapmayın Allah aşkına ya!
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Ya, bu şekilde ön yargılarla yaklaşmanıza gerek yok.
HARUN KARACA (İstanbul) - Ön yargıyla yaklaşan sizsiniz.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Yanlış yapılıyor, biz de uyarıyoruz. Kürtler, oradaki Kürtler, buradaki Kürtler, diğer parçadaki Kürtler, oradaki diğer halklar Türkiye'nin düşmanı değil.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Ama biz böyle bir ayrım yapmıyoruz. Niye ayırıyorsunuz?
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Türkiye eğer "Rojava halkları yönünü Amerika'ya çevirmesin, Rusya'ya çevirmesin, İran'a çevirmesin, rejime çevirmesin." diyorsa bunun da gereğini yerine getirsin, ayıptır. Biz demir ve çimentoyu burada konuşmaktan utanıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Yani bu konuşmadan sonra da bize laf yetiştireceğinize Sayın Bakana deyin ki "Bizi bu pozisyona düşürmeyin, bu yanlışlardan vazgeçin."
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Ya, bu nasıl çelişkidir? Buradakileri yıkacaksınız, oradakileri yapmak için çimentoyla demir göndereceksiniz!
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bak, buradakileri de hep izah ediyoruz. Bak, bu dakika itibarıyla, dört yüz yıllık bir cami havan topuyla yıkıldı, havan topuyla.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karşılıklı konuşmayalım lütfen.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Bu nasıl bir çelişkidir Sayın Baluken? Buradakileri yıkacaksınız havan toplarıyla, roketatarla, oradakileri yapmak için çimentoyla demir göndereceksiniz.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Cizre'de dört yüz yıllık cami yıkıldı, ayıptır ya.
BAŞKAN - Sayın Baluken, teşekkür ederiz.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)