GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:19
Tarih:24.12.2015

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesi üzerine şahsım adına söz aldım. Sizleri sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un geçici 4'üncü maddesinde değişiklik yapılarak bu maddede düzenlenen koşulun 31/12/2020 tarihine kadar uzatılması önerilmektedir. Bir defa, böyle bir değişikliğin asli komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüp buraya gelmesi yanlıştır, Adalet Komisyonunda görüşülüp buraya gelmesi lazımdı.

Denetimli serbestlik nedir? Denetimli serbestlik, yasa tarafından belirlenen süre içerisinde kişinin infazının son döneminde sosyal hayata uyum sağlayabilmesi için, ailesiyle ilişkilerini, bağlarını sürdürebilmesi açısından, dış dünyayla da bir bağ oluşturması açısından faydalıdır ve yararlıdır. Bu yasadan faydalanabilmek için hükümlünün son altı ayını cezaevinde geçirme şartı var. Bu şartın uygulanması daha önce 2015 yılının sonuna kadar uzatılmıştı, şimdi bu yasayla birlikte 2020 yılına kadar uzatılması planlanıyor. Bunun olup olmamasının doğru bir şekilde tespiti açısından Adalet Komisyonunda etraflı şekilde tartışılması, faydalarının ve sakıncalarının tespit edilmesi lazımdı.

Benden önce burada konuşan değerli milletvekillerinin de belirttiği gibi, Türkiye'deki tutuklu ve hükümlü sayısı oranında ciddi şekilde artış var. Bakın, Türkiye'de son on beş yılda nüfus artış oranımız yüzde 24 olmasına rağmen, tutuklu ve hükümlü sayısındaki artış yüzde 250'lerin daha üzerinde. Evet, şunu biliyoruz, yeni cezaevlerinin yapılması planlanıyor. Keşke yeni cezaevleri yerine öğrencilerimize kampüsler yapabilseydik, öğrencilerimize yeni yurtlar yapılması planlansaydı.

Yine, bu yasada denetimli serbestlikten hangi suç tiplerinin yararlanacağı belirtilmiş. Esasında tam da içinde bulunduğumuz haftanın, zamanın ruhuna uygun olarak... Bu yasayla rüşvet yerseniz, hırsızlık yaparsanız, ihaleye fesat karıştırırsanız, hatta adam öldürürseniz denetimli serbestlikten yararlanabiliyorsunuz ancak gazeteciyseniz ve ülkenin, devletin, devlet görevlilerinin birbirine girdiğini görüyorsanız, devletin Jandarmasının, MİT'inin birbirine silah doğrulttuğunu, birbirini kelepçelemeye çalıştığını görüyorsanız ve hâliyle bunu da haber yapıyorsanız yani böylesine büyük bir suçu işlerseniz, bir de böyle bir suçtan hüküm aldığınızı düşündüğünüzde denetimli serbestlikten yararlanamayacaksınız. Aslında, yasa tam olarak bu.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bir defa, usul açısından baktığımızda, bu Mecliste bundan sonra Sağlık Komisyonunun yapması gereken bir işi Tarım Komisyonu da pekâlâ yapabilir, nasıl olsa çoğunluğunuz var.

17-25 Aralık haftasındayız. Türkiye, Uluslararası Şeffaflık Örgütü Yolsuzluk Endeksi'nde 50 puandan 45 puana düştü. 2013 yılında 53'üncü sıradaydık, 2014'te 64'üncü sıradayız. 175 ülke arasında bir yıl içerisinde böylesine bir düşüş yaşayan başka bir ülke yok.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu yolsuzluk operasyonuyla ilgili çok sayıda milletvekilimiz görüşlerini belirtti, bunun detayına burada girmeyeceğim. Ancak, geçen hafta ve bu hafta, bu konuda muhalefet partilerinden milletvekilleri düşüncelerini ifade ettiğinde şöyle bir anlayışın iktidar partisi tarafından kabul edildiğini görüyoruz: "Bu itirazlar daha önce de dile getirildi, üzerinden 4 seçim geçti ve hepsinde de biz 1'inci parti çıktık." deniliyor.

Değerli arkadaşlar, seçim sonuçları ile hukuk ve adalet kavramlarını birbirine karıştırmamak lazım. Bir insan düşünün, canlı yayında birkaç kişiyi aynı anda öldürdüğünü, cinayet işlediğini farz edin, daha sonra da seçime girip milletvekili olduğunu, bakan olduğunu, başbakan olduğunu farz edin...

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Soruşturma komisyonu kuruldu, onu da söyle.

ZEYNEL EMRE (Devamla) - ...bu kişi sizce aklanmış olur mu, olmaz mı, hukuken aklanır mı, aklanmaz mı?

Değerli arkadaşlar, seçimlerde aldığınız sonuçlar yolsuzluk iddialarını, hakkınızdaki yolsuzluk iddialarını aklamaz. Yine, itiraz ettiğiniz noktalardan biri de bizim dile getirdiğimiz bu ve benzeri olaylar nedeniyle oyumuzu artıramadığımız. Evet, sonuçlar itibarıyla, biz sonuçları, hangi kesimlerden ne kadar oy aldığımızı biliyoruz, bunları değerlendiriyoruz. Biz aslında oy alma kaygısıyla da bazı düşüncelerimizi, bazı olaylara verdiğimiz tepkileri...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZEYNEL EMRE (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakikalık bir söz verir misiniz?

BAŞKAN - Toparlayınız lütfen, Sayın Emre.

ZEYNEL EMRE (Devamla) - Mesela, biz Soma'da 301 madencinin ölümünden bahsederken, madenci kardeşlerimizin haklarını savunurken bir oy kaygısı güderek konuşmuyoruz. Biz, Türkiye'de kadına karşı şiddetin önlenmesi için çalışma yapılması, bunun için mücadele edilmesi gerektiğini ifade ederken bir oy kaygısı taşımıyoruz. Biz, Suruç, Ankara, Diyarbakır patlamalarından bahsederken de yolsuzluk iddialarından bahsederken de bir oy kaygısıyla hareket etmiyoruz.

Değerli arkadaşlar, biz bu ülkenin daha adaletli, sosyal adaletin egemen olduğu, hukuka bağlı, insan haklarına duyarlı bir ülke olması için çalışıyoruz, bu uğurda da bildiğimiz tüm doğruları söylemeye devam edeceğiz. Biz, ülkemizin daha yaşanabilir bir ülke olması için mücadele ediyoruz ve buna da devam edeceğiz diyorum, hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)