| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 24.12.2015 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin Anayasa'nın 98'inci ve İç Tüzük'ün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasıyla ilgili verdiği grup önerisi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, şunun farkındayız: 17-25 Aralığın devamlı konuşulmasından rahatsız olduğunuzu biliyoruz. Sizin bakış açınızla, 17-25 Aralıktan sonra gerek Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerek yerel seçimler gerekse son yapılan seçimlerde alınan sonuçların 17-25 Aralığın rafa kalktığı noktasında sizlerde bir kanaat oluşturduğunu da biliyoruz ama biz şunu da çok iyi biliyoruz ki 17-25 Aralıkta devletin kaynakları birtakım siyasiler tarafından ve birtakım bürokratlar tarafından soyulmuşsa, kul hakkı yenmişse, Anadolu'da ekmeğinin peşinde koşan, çocuğunun geleceğinin kaygısı içerisine düşen, yoksulluk içerisinde kıvranan vatandaşın hakkını sonuna kadar savunacağız çünkü bunun temizlenme yeri seçimlerde alınan sonuç değildir.
7 Haziran seçimleri Adalet ve Kalkınma Partisinde deprem etkisi yarattı. Burada yine tek başına iktidarı sağlayamadı ama yüzde 39-40 gibi bir çoğunlukla çıkmasına rağmen, en büyük korku şuydu: Acaba, oluşacak koalisyon hükûmetiyle veya oluşacak yeni yapıyla 17-25 Aralığın üzerine gidilir de hesaptan kurtulduğumuz bu süre içerisinde yeniden hesap sorulur mu noktasında ciddi bir korku dağları sarmıştı. Onun için, çok iyi biliyoruz ki 7 Haziran seçimlerinden sonra, bu ülkede hükûmetin kurulmamasını isteyen yegâne kişi Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dı ve 7 Haziran ile 1 Kasım süreci arasında Türkiye'de...
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Elini tutan mı vardı ya! İlk geceden açıklama yaptınız.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - ...bu süreci, istikşafi görüşmelerle, şununla, bununla iptal ettiler ve bu süre içerisinde ele geçirilen medya marifetiyle oluşturulan algı yöntemiyle ve 7 Hazirandan sonra kredi musluklarının kapatılması, banka kredilerinin çekilmesi, tek başına iktidar olmamasıyla dolar ve eurodaki fırlayışla beraber güvenliğin ön plana çıktığı bir yapıyla halka algı operasyonları neticesinde 1 Kasım sonuçları ortaya çıktı.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Ama ne güzel oldu.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Biz, milletin kararına saygı duyuyoruz ama bu, 17-25 Aralıkta yetimin, garibin gurebanın, fakirin hakkını yiyenlerin suçsuz olduğunu göstermez ve göstermeyecek.
Şimdi, burada, çok iyi hatırlıyorum, üç buçuk yıl önce PKK terör örgütüyle, İmralı'yla pazarlıklar yaptığınızda, Oslo görüşmeleri, Habur görüşmeleri... Yine, Grup Başkan Vekilleri -HDP'nin Grup Başkan Vekili ve şu andaki Meclis Başkan Vekiline de açıklama düşüyor- Pervin Buldan, Sayın İdris Baluken, Sırrı Süreyya Önder, bu tarafta AKP'nin Grup Başkan Vekili Mahir Ünal'dan İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya kadar, Dolmabahçe Sarayı'nda bir mutabakata vardınız. Bu süre içerisinde, bu kürsüden günlerce bas bas bağırıp siz PKK terör örgütüyle pazarlık yaparken, HDP'li milletvekillerine İmralı ile Kandil arasında mekik dokuturken PKK terör örgütü o bölgede örgütleniyor "KCK yapısı" adı altında, orada hendekler kazılıyor, orada havan toplarından tutun, roketatarlara kadar PKK'nın silahlandığı bir süreç yaşanıyor, PKK orada vergi topluyor dediğimizde, bize buradan, bu sıralardan, aynı bugünlerde olduğu gibi, neredeyse üzerimize yürüyerek "Kandan beslenenler, şehit cenazesi gelmiyor, bundan da siz mutlu değilsiniz." şeklinde laf atmalar oldu. Bunların hepsi Meclis tutanaklarında var.
Peki, bugün ne oldu? Bizim söylediklerimizin hepsinin birebir çıktığı bir süreç, orada sadece son bir buçuk ay içerisinde 171 asker ve polisimizin şehit olduğu bir süreç geçiyor.
Şimdi, bugün "darbe" diyorsunuz, doğrudur. Darbeye karşı mücadele edelim dedik.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - İlk gün de dedik, bugün demiyoruz sadece.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Demediniz, dün ne dediğinizi ben size söyleyeyim, siz yeni vekilsiniz.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - İlk gün de dedik. Ne demek "Yeni vekil" ya!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bakın, bugün "darbeci" dediklerine dün Başbakan ne diyor: "... yaşatmak için, mübarek bir ideal uğruna ölmek için yollara çıkmış sevgili öğretmenlerimizi tekrar tekrar tebrik ediyorum. Bu olimpiyatlar on bir yıldır yapılıyor olabilir ama bu hareket, bu gönül davası, bu barış mücadelesi on bir yıldır değil, binlerce yıldır devam eden büyük bir hareket, büyük bir gönül ağıdır." Kim diyor? Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan. Bugün "hain" dediklerine, "darbeci" dediklerine "Bu, bin yıldır devam eden bir gönül hareketidir." diyor.
Davutoğlu ne diyor: "Bugün burada gördüğümüz çocuklar, kızlarımız, oğullarımız yeni bir dünyanın müjdecisidir."
O zaman, biliyorsunuz, askerler içeriye alınıyor, generaller içeriye alınıyor, albaylar içeriye alınıyor, Genelkurmayın karargâhına girilmiş, albay intihar ediyor, yüzbaşılar içeriye alınıyor, bunlar bu Meclis kürsüsünde dile getirildiğinde Bekir Bozdağ ne diyor: "Fethullah Gülen değerli bir bilim adamıdır, bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir adamdır. Her şey açık, devletin gözetimi altındadır."
Hüseyin Çelik bu iddialar karşısında ne diyor: "Cemaat devlete sızmış, buna kargalar bile güler. Cemaatin bir kaydı mı var? Yıllardır bu paranoyayla yaşıyorsunuz." Bunu diyenler sizlersiniz.
Şimdi, 17-25 Aralık sürecinden önce bu ülkede askerler içeriye alınırken, Genelkurmayın en gizli karargâhına girilirken, bu Meclis kürsüsünde bunlar dile getirilirken ne diyorlardı bu ülkeyi yöneten Başbakan ve AKP'nin bakanları, sözcüleri: "Bu ülkede askerî vesayetin önünü kesiyoruz. Darbelere karşı işte bir yiğit savcı çıktı, bağırsaklar temizleniyor." Ve 17-25 Aralık operasyonunu yürüten 2 savcının üstündeki Başsavcı Yardımcısı olan Zekeriya Öz'e kendi zırhlı Mercedes'ini gönderiyordu ve o Savcı Zekeriya Öz, Çağlayan Adliyesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gönderdiği Mercedes oraya gelmiş, yanındaki savcılara diyordu ki: "Zırhlı Mercedes'im gelmiş, gelin şöyle bir binelim de size bir Ankara'yı gezdireyim." Şimdi, bunları unutup yok mı sayacaksınız?
Kendimle ilgili bir şey söyleyeyim. Bu kürsüden onlarca defa dedim ki: "Ben dinleniyorum Adana milletvekili olarak." Bu kürsüde. Başbakana yazı yazdım, Adalet Bakanına yazı yazdım, Meclis Başkanlığına yazı yazdım. Bana dediniz ki: "Seni kim dinleyecek, seni kim ne yapacak? Kendi kendine paranoya mı yapıyorsun?" 7 Haziran seçimlerine giderken Ankara Cumhuriyet Başsavcısı beni arıyor "İki sene boyunca Adana'da yürüttüğümüz paralel operasyonu kapsamında polisler seni dinlemiş ve ifadeye çağırıyoruz." diyor.
Şimdi, burada neyi söylemeye çalışıyorum? İşinize geldiği zaman kahraman, işinize geldiği zaman "bağırsaklar temizleniyor, savcılar" şunlar bunlar diyeceksiniz ama 17 ve 25 Aralıkta kol saatleri, dolarlar, bunlar piyasaya çıktığında "Bize darbe yapılıyor." diyeceksiniz. Bu doğru değil değerli arkadaşlar, bu doğru değil.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Paraları darbeciler koymuştu, sonra indirdiler cebe!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi, bununla beraber ne yapıyorsunuz? Ben size söyleyeyim. Ele geçirilen medya marifetiyle dün "Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün heykeli dikilecek." derken bugün oluşturduğunuz medyada "Savcı Zekeriya Öz haindir." diyorsunuz. Şimdi, Türkiye'de hırsızlıkların, yolsuzlukların üzerine gitmeyeceğiz mi? Bir fakirin fukaranın, garip gurebanın hakkı yenmişse bunun üzerine gitmeyecek miyiz? Darbe varsa, biz o zaman da söyledik, gelin hep beraber mücadele edelim dedik. Bizim dün de duruşumuz aynıydı ama "On bir yıldır ne istediler de vermedik?" diyenler bu grupta; Başbakan, bakanlar.
Şimdi, açık yüreklilikle soruyorum: Allah rızası için, hanginizin çocuğu bugün "cemaat" dediğiniz, "terörist" dediğiniz, "paralel yapı" dediğiniz grubun okullarında okudu, teker teker çıksın ortaya. Hanginiz "himmet" adı altında onlara yardım ettiniz, çıksın. Pensilvanya'da hangi Adalet ve Kalkınma Partili milletvekilleri Fethullah Gülen'le görüştü, ortaya çıksın.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hepsi!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - On bir yıl beraber olacaksınız ama iş hırsızlıkların ve yolsuzlukların üzerine gitmeye geldiğinde, dün beraber yürüdüğünüz yol arkadaşlarınıza "Darbe yapıyorlar." diyerek bu işin içinden çıkacaksınız.
Şunu unutmayın: Ele geçirdiğiniz yargı sistemiyle, atadığınız savcılarla, hâkimlerle bu işlerin üstesinden gelebilirsiniz. Polisleri değiştirirsiniz, savcıları değiştirirsiniz ama ben çok iyi biliyorum ki içinizde buna yürekten inananlar var, mahkemeyikübradan kurtuluş yok, Allah'ın adaletinden kurtuluş yok. Geçmiş dönemde de haksız uygulamalar olmuştur, bu dönemde de olmuştur. Hepsinden kurtulunulur, Allah'ın adaletinden kurtuluş yoktur. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)