| Konu: | İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken'in yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 24.12.2015 |
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
İdarenin yapmış olduğu eylem ve işlemlere karşı yargı yolu açıktır. Eğer Mecliste bir kişi haksız alındığını düşünüyorsa yargıya müracaat etmesi gerekir. Meclis yargı yeri değildir.
OKTAY VURAL (İzmir) - Yazıklar olsun be!
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Yargı kararı işte, Yüce Divana gitsin.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Burada şahsi, subjektif, siyasi değerlendirmeler olabilir, kim yaparsa yapsın ama yargı sonuçta bu idari işlemin doğru olup olmadığına karar verir. Sonuçta, bu uzmanı getiren ve götüren aynı meşru otoritedir. Buna dikkat etmek gerekir. Eğer arkadaş bir haksızlık olduğunu düşünüyorsa lütfen yargıya müracaat etsin.
OKTAY VURAL (İzmir) - Meclis Başkanı dikkat edecek. Ali kıran baş kesen değil!
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - 4 bakan da yargıya gitsin Naci Bey, 4 bakan da yargıya gitsin.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Vural...
OKTAY VURAL (İzmir) - Al görevden, "Yargıya git." Böyle bir şey olabilir mi ya!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Vural, siz hukuku bilirsiniz. Arkadaş gitsin müracaat etsin, haksızlık olduğunu düşünüyorsa.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Hadi, yargıya güvenmiyor...
OKTAY VURAL (İzmir) - Sen git ona söyle. Ben siyasi olarak soruyorum bunu.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Evet, siyasi. Ben de onu dedim zaten.
OKTAY VURAL (İzmir) - Siyasi yapıyorsunuz.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sizin konuşmanız siyasi Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) - Evet, siyasi olacak tabii.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) - Seninki filmatik mi?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - İkincisi: Bu 17-25 Aralık meselesi sürekli köpürtülmeye çalışılıyor. Burada...
LEVENT GÖK (Ankara) - Köpürecek tabii.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - O köpürmüş zaten, kendisi köpürüyor onun.
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - O da yargıya gitsin.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Bakın, arkadan da sesler geliyor.
OKTAY VURAL (İzmir) - Siz de yargıya gitseydiniz. Niye yargıyı engellediniz 17-25'te?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Şimdi, AK PARTİ'li bazı vekil ve bakanlardan alıntı yapmayı da seviyor arkadaşlar, Şehircilik Bakanımızdan alıntı yapıyorlar. Böyle keyfî alıntı yapmak yerine AK PARTİ'den başka konuşanlardan da alıntı yapabilirler. Eğer AK PARTİ'deki sözcüleri de kanıt göstererek bu olaya ilişkin gerçek bir sonuca ulaşmak istiyorlarsa biraz önce İlknur Hanım 17-25 Aralık davasının aslında ne olduğuna ilişkin bir değerlendirme yaptı, ümit ederim oradan da bir alıntı yaparlar, eğer mesele AK PARTİ'den alıntı yapmaksa. Mesele şu: Bu işler hukuk zemininde oluyor. Burada köpürtülmeye çalışılan, siyasal değerlendirmelerdir. CHP'li arkadaşlar veya diğer partideki arkadaşlar diyorlar: "İlla da bizim değerlendirmemiz doğrudur, bu insanlar suçludur. Aklanmaları lazım." Efendim, bu insanlara ilişkin mahkemeler gereken işi yapmışlar. İş Meclise gelmiş, Mecliste bir soruşturma komisyonu kurulmuş...
LEVENT GÖK (Ankara) - Meclis görevini yapmamış.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - ...çalışmış, bütün partiler işin içinde olmuş ve komisyon Yüce Divana göndermeye gerek duymamış. Karar veren Meclis, Meclis.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Meclis değil, AKP Grubu.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Yani Meclisin iradesi üzerine, acaba arkadaşlar kendi iradelerini mi koymak istiyorlar? Şunu mu demek istiyorlar: "Her ne kadar bu yüce Meclis böyle bir karar verdiyse de, bu yüce Meclis yanlış karar vermiştir. Esasen bizim görüşümüz doğrultusunda bir karar vermesi gerekirdi." Kusura bakmasınlar, Meclis onların görüşleri doğrultusunda karar vermek mecburiyetinde değil. Bunu belirteyim.
Üçüncüsü: Şimdi, biraz önce Sayın Baluken'i dinlerken daha önce de çeşitli kereler söylenmiş, hep aynı iz üzerinden gitmiş klişe ifadeler dinliyoruz doğuda, güneydoğuda yaşanan olaylara ilişkin. Bunların cevapları da buradan veriliyor. Eminim, HDP'li arkadaşlar da buradaki CHP'li ve MHP'li arkadaşlar da bu ülkede hiç kimsenin burnu kanasın istemezler; devlet de istemez, hiçbir devlet istemez, bir kişi ölsün istemez, teröristler dâhil. Çünkü sonuçta o insanlar da bu ülkenin içinden çıkıyorlar. Onlarla mücadele ederken devletin elbette ki adil bir şekilde bu mücadeleyi sürdürmesi önemlidir.
Diler ve temenni ederiz ki... Hem sivil vatandaşları korumak hem de o sivil vatandaşların arkasına geçerek güvenlik güçlerine ateş açan, terörist faaliyetlerde bulunanları adaletin karşısına çıkarmak için devlet çok ihtimamlı, çok dikkatli bir mücadele sürdürüyor ama kolay bir iş değil. Buraya gelip böyle çeşitli anekdotlar anlatmak, 3 tane fotoğraf göstermek oradaki gerçekliği anlatmaz. Oraya ilişkin sayısız fotoğraf var, sayısız olay var, sayısız anekdot var. Biz hakikati arıyorsak bunların hepsini bir araya getirdiğimizde hakikate ulaşırız. Hangi devlet, sokakta yatacak ceset ve buna rıza gösterecek? Böyle bir şey olabilir mi?
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Oluyor işte, oluyor.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Bu, kusura bakmayın, ya bilgisizlikten kaynaklanıyordur ki öyle olmasını temenni ederim ya da kışkırtıcılıktır ki öyle olmasını temenni etmem.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Ya, ne diyorsunuz? Bir haftadır cenaze yerde ya! Cenaze bir haftadır yerde!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Şunu da belirteyim: Bakın, Sayın Baluken burada "AK PARTİ'nin hainliğe varan dış politikaları" diye çok talihsiz bir laf etti. Sayın Baluken unutmasın, o koltukta bu milletin yüzde 10,7'lik takdiriyle oturuyor, meşru bir partinin temsilcisi olarak. Yüzde 50 oy almış bir siyasi partiye, onun dış politikasına böyle ölçüsüz, böyle "hain" falan gibi laflarla konuşulursa insanı demokrasi çarpar, başkaları da çarpar. İnsan çarpılır, çarpılır! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Sen onu Cumhurbaşkanına söyle!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - O yüzden, dikkatli konuşmak ve sadece mesele AK PARTİ'yi değil, o AK PARTİ'ye oy vermiş, gönül vermiş milyonları da incitmeyen bir dil kullanmaya özen göstermek Sayın Baluken'in de görevidir.
Saygılar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)