GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Rusya Dışişleri Bakanıyla görüşmesi nedeniyle HDP Eş Genel Başkanını açıktan hedef gösteren açıklamaları yapan Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere AKP'li yetkilileri ve bu hedefleştirici manşetleri atan medyayı şiddetle kınadığına ve Hükûmetin sokağa çıkma yasaklarını derhâl kaldırması gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:19
Tarih:24.12.2015

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, uzun süredir Cumhurbaşkanı ve Başbakanın öncülük ettiği, bütün AKP'li yetkililerin de bir koro şeklinde katıldığı partimizi hedef gösterme, partimizi lince tabi tutma, partimiz üzerinde bir psikolojik savaş yürütme kampanyası, maalesef, bütün pervasızlığıyla devam ediyor. Özellikle Cumhurbaşkanı ve Başbakandan talimat alan çamur medyasının bugünkü kâğıt parçalarında eş başkanlarımızı açıktan hedef gösteren manşetler atılmıştır. Eş Genel Başkanımızın Rusya Dışişleri Bakanıyla yapmış olduğu bir diplomatik görüşmeyi "İhanetin Fotoğrafı", "Öz İhanet" ve "Hain" şeklinde kamuoyuna yansıtan, bu manşetleri atanları ve onlara bu manşetleri attıranları buradan şiddetle ve nefretle kınıyoruz. "Bugüne kadar hangi ülkeyle sorun yaşadıysak HDP onlarla görüşüyor." diyenler, bu manşetlerin asıl sorumlularıdır.

Biz bu cümleyi kullananlara, başta Başbakan olmak üzere, şunu hatırlatıyoruz: Sizin sorun yaşamadığınız herhangi bir ülke mi kaldı? HDP yapacağı diplomatik görüşmeyi, AKP'nin yaptığı ihanet sayılabilecek dış politika yanlışları üzerinden mi şekillendirecek? Bizim dış politikayla, iç politikayla ilgili belirlediğimiz parti ilkelerimiz, parti programımız ve planladığımız parti çalışmalarımız var. Bunları hiç kimsenin tehdidine, hiç kimsenin linç girişimlerine boyun eğmeden yerine getirmeye devam edeceğiz. Yaptığımız bütün diplomatik görüşmelerde, AKP'nin yapmış olduğu çılgınlıkların, maceraperest, yanlış politikaların ülkemizi getirmiş olduğu savaşın eşiğinden kurtarmayla ilgili, parti olarak duyarlı çabamızı bugüne kadar hep gösterdik, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz.

Nitekim, Rusya temaslarıyla ilgili de Sayın Eş Genel Başkanımız yapmış olduğu açıklamada, Türkiye'nin Rus savaş uçağını düşürmesinden sonra yaşanan diplomatik, siyasi ve ekonomik krizin çözülmesi adına kendi görüşlerini ifade ettiğini, bu konuda gerilimin bir an önce düşmesi gerektiğini, iki ülke ilişkilerinin bir an önce normalleşmesi gerektiğini açık bir şekilde ifade etmiştir. Bu ülkeye ihanet etmenin bu ülkenin geldiği tehlikeden dolayı o tehlikeleri bertaraf etmeyi de içeren birtakım diplomatik görüşmeleri yürütmek değil, IŞİD, El Kaide, El Nusra benzeri örgütlerle iş tutmak ve ülkeyi bölgesel bir savaşın içerisine çeken dış politikalarda ısrar etmek olduğunu buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

Biz, tekrar, gerek bu açıklamaları yapan Başbakan ve Cumhurbaşkanı başta olmak üzere AKP'li yetkilileri gerekse de bu hedefleştirici manşeti atan çamur medyasının kâğıt parçalarını bir kez daha şiddetle kınıyoruz.

Öte yandan, bölgede hukuksuz, yasa dışı bir şekilde uygulanan sokağa çıkma yasaklarıyla anayasal suç işlenmeye devam ediliyor. Bu anayasal suç, maalesef, uygulanan devlet terörüyle, sivil yerleşim alanlarında katliam girişimleriyle insanlığa karşı bir suç işleme boyutunu çoktan aşmış durumdadır.

Günlerdir bütün girişimlerimize rağmen, Silopi'de katledilmiş olan onlarca yurttaşımızın cenazesi sokaklardan alınmıyor, ailelerin cenazeleri definlerine izin verilmiyor. Sivil toplum örgütlerinin, orada bulunan vekillerimizin, belediye eş başkanlarımızın o cenazeleri hastaneye taşımalarına, morga kaldırmalarına izin verilmiyor.

7 çocuklu bir annenin cenazesi tam bir haftadır kapısının önünde bekliyor. Bugün yine çocukları bize ulaşıp bu insanlık ayıbının bir an önce kaldırılmasıyla ilgili tekrar temaslar yürütmemiz gerektiğini ifade ettiler. Bir haftadır görüşmeler yapmamıza rağmen 7 çocuklu bir ananın cenazesini çocuklarının gözü önünde kendi kapısının önünde bekleten zihniyeti buradan lanetliyoruz.

Her ülke, her devlet bir savaş konsepti geliştirebilir ama savaşın da bir ahlakı, bir hukuku vardır. Gerek insanlık tarihinin bugüne kadarki gelenekleri, yerleşmiş olan kültürel değerleri gerekse bütün devletleri bağlayan uluslararası sözleşmeler, bu konuda bir savaş ahlakına ve savaş hukukuna riayet etme noktasında bütün hükûmetleri ve bütün devletleri bağlar. Siz insanları katlettikten sonra cenazelerini haftalar boyu sokakta bırakarak savaş hukukunu ve savaş ahlakını da çiğniyor, uluslararası sözleşmeleri, deyim yerindeyse, ayaklar altına alıyorsunuz. AKP, sadece katliamlarla değil, bu cenazeye uyguladıkları politikalarla da açık bir şekilde şu anda insanlığa karşı suç işliyor.

Aynı şekilde Sur'da yaşamını yitiren 3 yurttaşın cenazesi tam üç gündür sokak ortasında, maalesef çürümeye yüz tutacak şekilde orada teşhir ediliyor. Üç gündür yürüttüğümüz görüşmelere rağmen o cenazeler alınmıyor. Sur'da bugün sokağa çıkma yasağının ve buna paralel uygulanan devlet terörünün 23'üncü günü, Dargeçit'te 14'üncü günü, Silopi'de, Cizre'de 11'inci günü. Hâlâ bizi arayanlar yanı başlarına düşen havan toplarının, tank atışlarının tehdidi altında olduklarını, orada büyük bir katliamın an meselesi olduğunu ifade ediyorlar.

Biz buradan AKP yetkililerine ve Hükûmet yetkililerine çağrıda bulunuyoruz: Bu hukuksuz, yasa dışı, anayasal suç olan sokağa çıkma yasaklarını derhâl kaldırmaları gerekir. Halka yönelik, ordu eliyle başlatmış oldukları bu katliam konseptini bir an önce geri çevirmeleri gerekir. Hele hele savaş suçu, insanlığa karşı suç olarak addettiğimiz, bu cenazelere karşı yapılan insanlık dışı vahşeti de bir an önce kaldırmaları gerekir diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.