| Konu: | Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı'nın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 22.12.2015 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tabii, adımıza kürsüye çıkan her sayın milletvekili 10 defa düşündükten sonra orada o söylemi dile getiriyor; bunu öncelikle ifade etmek istiyorum. Biz, o kürsüden kullanmış olduğumuz her cümlenin arkasındayız.
Bu Hükûmetle ilgili "darbe Hükûmetidir" derken de demin ben o kürsüden neden "darbe Hükûmeti" dediğimizi ifade ettim. Eğer bir ülkede demokratik yollarla yapılmış seçimlerde ortaya çıkan sonuçlar tanınmıyorsa, o ülkede ortaya çıkan halk iradesiyle yapılan koalisyon görüşmelerine müdahale ediliyorsa; en fazla oy alan 2'nci siyasi partiye hükûmet kurma görevi anayasal süre içerisinde, bir hafta kalmasına rağmen, verilmiyorsa; bir Meclis, bir Parlamento bir tek komisyonunu bile oluşturmadan tekrar seçime gidiyorsa, seçimden sonra iki gün üst üste bile Genel Kurul toplanıp bir çalışma ortaya koyamıyorsa orada açık bir darbe vardır. Ve bu darbeyi yapan da gerek saray gerekse de onun talimatlandırdığı AKP'nin kendisidir. Yasa ve Anayasa, maalesef, 7 Haziran seçimlerinden sonra tamamen rafa kaldırılmıştır. Şu anda da o darbe süreci aynı şekilde devam ediyor.
Bir kentte yirmi bir gün süren sokağa çıkma yasaklarının dayandığı hukuki gerekçe nedir? Soruyoruz, çıkıp açıklasınlar. 3 sayın bakan var burada... Anayasa'nın yaşam hakkı, seyahat hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin tamamını rafa kaldıran, sokağa çıkma yasakları hangi hukukla açıklanacak? Ben oturumun başında da belirtmiştim, sokağa çıkma yasağı artık evde kalma yasağına ve pencereye çıkma yasağına dönüştü. Silopi'de insanlar pencereye çıktığı için keskin nişancılar tarafından katlediliyorlar. Silopi'de insanlar kendi evlerinden zorla toplanıp kapalı spor salonlarına götürülüp orada hapsediliyorlar. Bize inanmıyorlarsa seçimde ittifak yaptıkları HÜDA PAR'ın bugün yapmış olduğu açıklamalara baksınlar. HÜDA PAR yaptığı açıklamada, üyelerinin evlerinin zorla askerler tarafından gasbedildiğini ve cephe olarak kullanıldığını söylüyor. AKP'nin sayın grup başkan vekili burada "Hastaneye roket atıldı, şuraya şu atıldı." diyerek durumu kurtaramaz. Cizre Devlet Hastanesinin şu anda karargâh olarak kullanıldığını bilmiyor mu? Bakın size birkaç tane resim göstereyim, şu anda Silopi'de, Cizre'deki mevcut durum bu, bakın: Öğrencilerin olması gereken okulda "Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." denilen tablonun arkasındaki, pankartın arkasındaki resim budur. Bu, darbe dönemini bile aşan, sıkıyönetim dönemlerini bile aşan açık bir faşizm uygulamasıdır. Dolayısıyla sokakta cenazeleri çürümeye bırakan, günlerce orada katlettikleri cenazelerin defnine izin vermeyen, yürüttükleri savaşın hukukuna bile uymayan bir anlayış darbe hükûmetinden çok daha ağır siyasi eleştirileri fazlasıyla hak ediyor.
Biz ne söylediğimizi biliyoruz, bundan sonra da bu konuda gerekli olan şeyleri söylemeye, kürsüden bütün Türkiye kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.
Teşekkür ediyorum.