GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bölgesel savaş politikalarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:17
Tarih:22.12.2015

HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri selamla yani barışla selamlıyorum.

Geçtiğimiz bu gece, yılın en uzun gecesiydi. Bugünden sonra gündüzlerimiz uzayacak gecelerimiz kısalacak. Allah'tan dileğim gündüzlerimiz ve gecelerimiz gibi yeni yılımızın da aydınlıkların karanlıklara galip gelmesidir, inşallah. Bu vesileyle hem gün dönümünün hem yeni yılın tüm mazlumlar, tüm insanlık ve canlılar için barışa ve özgür yaşamlara vesile olmasını diliyorum.

İnsanlık tarihinde yüzlerce örneği olduğu gibi yine kötülük ve zulmün ayyuka çıktığı karanlık bir süreçten geçiyoruz. 28 Şubatta, Sincan'da tanklar yürüdüğünde halka savaş açıldı. "Millî iradeye, inancımıza darbe yapılıyor." demiştik. Şu anda onlarca tank şehir merkezlerinde, mahalle aralarında balans ayarı yapmıyor; evlere, okullara, camilere bombalar yağdırıyor. Dolayısıyla, bu manzara bize şunu göstermiyor mu? Sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi şehir merkezlerine, sokaklarına tankla, topla giren devlet meşruiyetini çoktan yitirmiştir. Siyasi iktidar yüzde 5 dahi oy alamadığı yerlerde tankla, topla tahakküm kurmaya çalışıyor ve yüzde 90-95 oyla seçilmiş belediye başkanlarını, vekilleri yerlerde sürüklüyor, gaz ve TOMA'larla müdahale ediyor, evlerini basıyor ve atanmışlar eliyle seçilmişleri zindanlara gönderiyor. Bir darbenin ve işgalin daha büyük işareti ne olabilir?

Değerli milletvekilleri, haftalardır gün geçmiyor ki evlerinde katledilen kadınların infaz haberleri gelmesin. Dilek Doğan ve Hediye Şen onlarca örnekten sadece 2 tanesi. Aylarca "başörtülü bacım" diyerek Kabataş yalanlarıyla gündemi oyalayanlar ve olmayan görüntülere inananlar, işte size hakikat ve görüntüler: Abdest almaya giderken devlet güçlerince katledilen 2 çocuk annesi Hediye Şen'in cansız bedenini görmeniz sizin için yeterli bir delil değil mi? "Canlı bomba öldürüldü." diye manşetler atılan Dilek Doğan'ın katledilme görüntüleri... Ailesinin gözünün önünde kurşunlandığında, Dilek yere düştüğünde ambulans çağırması gereken güvenlik, kolluk güçleri, acıyla isyan eden ağabeyi ve babası için defalarca kelepçe istiyorlar. İşte, halka karşı gönderdiğiniz polislerin yazdığı binlerce destandan bir tanesi.

Sayın vekiller, sabahtan akşama, 7/24 saat sosyal medya ve ana akım medyası yalan, iftira ve hakaretten başka bir şey yapmayan kalemşörler ve hakkında "Terör örgütü temsilcisi" başlıklarıyla haberler yayınlayanlar tam devlet desteği almaya devam ederken devletin ve iktidarın zulmüne ve israfına işaret eden, tek bir paylaşımda bulunan Diyanet görevlileri, din öğretmenleri sorgusuz sualsiz meslekten atılmaya devam ediliyor ve haklarında soruşturma başlatılıyor. Aynı şekilde, öğrenciler tek bir "tweet" için yirmi dört saat içinde cezaevlerine gönderiliyor. Şimdi, şunu soruyorum: Bu, hukukun üstünlüğü mü yoksa üstünlerin hukuku mu?

Sayın vekiller, Türkiye-İsrail anlaşmaları gündeme düşerken, iki gün önce, İsrail, Suriye'de IŞİD ve Nusra El Kaidesine karşı savaşan Hizbullah komutanlarına bir hava saldırısı düzenledi. Bu saldırı Türkiye ve İsrail ittifakının en somut işaretlerinden bir tanesi. Nitekim Filistin direniş örgütlerinin ve Filistinli tutsakların İsrail saldırısında hayatını kaybeden komutanlar için yas ilan ettiği saatlerde, AKP yetkilisi İsrail devletinin Türkiye'nin dostu olduğunu açıklıyordu. Çöken Orta Doğu stratejik derinlikli politikaların ağır bedelini bölge halklarına ödetmeye devam eden iktidar şimdi kurtuluşu İsrail'in himayesinde buluyor.

Değerli milletvekilleri, maalesef inkâr ve imha politikalarında Türkiye Cumhuriyeti'nin İsrail zulmünü bile geride bıraktığı günleri yaşıyoruz. "90'lara dönülmeyecek." diyen Hükûmet, değil 90'lar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜDA KAYA (Devamla) - ...80'ler, 1930'ları aşan bir kıyım ve bir kıyım harekâtı sürdürüyor.

BAŞKAN - Sayın Kaya, gündem dışı konuşmalar beş dakikadır. Sadece bugüne mahsus olmak üzere toparlamanız için bir dakika ek süre veriyorum.

Buyurunuz.

HÜDA KAYA (Devamla) - Sadece Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanın konuşmalarına ve merkez medya manşetlerine bile göz attığımızda, Türkiye'nin yeni bir Türkiye değil gayet eski bir Türkiye olduğunun, hatta kelimesi kelimesine o günlerden bugünlere aynı zihniyetin bildik ezberlerinin tekrarı olduğunu görüyoruz. "Terörün belini kırdık." "İnlerine girdik." "Bilmem kaç yüz terörist, şaki etkisiz hâle getirildi." "Şu şehir temizlendi, bu dağ süpürüldü." gibi doksan yıllık devletçi, tekçi, Kemalist ve ırkçı ezberler din adına tekrarlanmaya devam ediyor.

Sayın vekiller, kabul edersiniz veya etmezsiniz tarihsel bir gerçektir ki Fırat'ın doğusu kürdistandır ve Kürt halkının öz yurdudur. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, HDP sıralarından alkışlar)

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Türkiye Cumhuriyeti topraklarıdır.

HÜDA KAYA (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanın konuşmalarında ısrarla tekrarladıkları bir söylem vardır ki bu başlı başına sorunun ana kaynağını ortaya koyar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Yalanlar bitti!

HÜDA KAYA (Devamla) - Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)