GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Halkların Demokratik Partisi olarak TBMM Başkan Vekili Pervin Buldan'a görevinde başarılar dilediğine, cumartesi annelerini bir kez daha andığına, Mevlit Kandili'ni kutladığına ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin bazı yerleşim yerlerindeki sokağa çıkma yasaklarının tam bir faşizm uygulaması boyutuna geldiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:17
Tarih:22.12.2015

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Türkiye halklarının demokrasi mücadelesinde, Kürt halkının özgürlük mücadelesinde ve tüm kadınların erkek egemen sisteme karşı yürüttüğü kadın özgürlük mücadelesinde büyük emelleri olan, büyük bedeller ödeyen, mücadele pratiğiyle de ezilen tüm halkların bir umut sembolü hâline gelmiş olan şahsınızın Meclis başkan vekilliği görevine başlamasından dolayı Halkların Demokratik Partisi olarak duymuş olduğumuz memnuniyeti ifade etmek isterim.

Siz, aynı zamanda bir cumartesi annesiydiniz. Şu anda da, cumartesi annelerinin yapmış olduğu bütün etkinliklerde bulunma gayretiniz var. Ben, şahsınızda, bu ülkedeki en büyük talebini çocuklarının, katledilmiş çocuklarının cenazelerine, kemiklerine ulaşarak bir mezar hakkı olarak ifade eden cumartesi annelerini de buradan, şahsınızda, bir kez daha anmak istiyorum. Bu ülkenin, mezar arayan annelerin değil, mezarı aranan gençlerin değil, barış içerisinde, gözyaşı dökmeyen anaların ve yaşayan gençlerin ülkesi olması temennimi yinelemek istiyorum.

Buradaki pratiğinizde, tarafsız, eşit, adaletli, referansını İç Tüzük'ten ve Anayasa'dan alan bir tutum sergileyeceğinize dair olan inancımızı da vurgulamak istiyorum.

Tabii, bugün "Mevlit Kandili." Son derece önemli bir gün. İnsanlığa hakikatin, doğruluğun, ahlakın elçisi olarak gönderilen Hazreti Muhammed'in doğumunu kutladığımız bugünde, biz, bütün halklarımızın Mevlit Kandili'ni buradan kutlamak istiyoruz. İnsanlığa bıraktığı en önemli mirasın hak, hakkaniyet, ahlak ve barış olduğunu ve şu anda ülkemizin geçtiği süreç açısından da bu mirasa ne kadar ihtiyacımız olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Sayın Başkan, şu anda Silopi'de, Cizre'de, Sur'da, Nusaybin'de ve Dargeçit'te yaşanan süreç, açık bir şekilde bu devletin kendi halkına karşı başlatmış olduğu bir savaş sürecidir. Orada sokağa çıkma yasağı olarak devreye konan konsept artık evde kalma yasağına ve pencereye çıkma yasağına kadar tam bir faşizm uygulaması boyutuna gelmiştir. Silopi'deki insanların bir çoğu şu anda kendi evlerinde kalamıyorlar; ya toplu olarak kapalı spor salonlarına zorunlu olarak götürülüyorlar ya da binaların bodrum katlarında, sığınaklarda aç, susuz, top atışları altında yaşam mücadelesi veriyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Baluken, bir dakika daha veriyorum.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Bir ülkenin kendi topraklarında yaşayan yurttaşlara bunu yapma hakkı yoktur. Bir ilçede, bir kent merkezinde eğer insanların pencereye çıkma hakkı engellenmişse, evde kalma hakkı engellenmişse oradaki durum son derece vahimdir. Ben buradan gerek Hükûmete gerekse bütün Meclise bu konuda tekrar Halkların Demokratik Partisi olarak gerekli uyarıları ifade etmek istiyorum.

Silopi'de günlerdir defnedilmeyi bekleyen cenazeler sokak ortasında tutulduğu için, definlerine izin verilmediği için çürüyorlar. Sayın bakanlar burada. Hangi dinde, hangi insanlık değerinde, hangi uluslararası sözleşmede, hangi ahlaki normda cenazelerin defnine izin verilmez, cenazeler sokak ortasında çürümeye bırakılır? Bunun cevabını beklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Biz insanlık adına utanç verici günlerin yaşandığı bu süreçte Hükûmeti bir an önce bu yanlışlardan vazgeçmeye davet ediyoruz.

Teşekkür ediyorum.