GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:16
Tarih:17.12.2015

HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, beni dinlerseniz... Hatipleri genelde dinlemiyorsunuz, rica edeceğim. Çünkü Komisyon sıralarında eleştirilerimizi sunduk, şimdi geçici bütçeyi konuşuyoruz, kalıcı bütçe anlamında bazı perspektif sunacak önerilerim olacak, ilkelerimiz doğrultusunda.

Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; şimdi geçici bütçeyi konuşuyoruz ama esas olarak bir ay sonra kalıcı bütçe gelecek. Geçici bütçe herhâlde bu gece ya da yarın buradan geçecek ama kalıcı bütçe esas olarak önemli olan. Geçici bütçede göremediğimiz bazı hususlar var. Esas olarak biz geçici bütçeyi her zaman eleştirdiğimiz şekilde -partimizin ilkeleri doğrultusunda- yine merkeziyetçi bir bütçe olarak gördük yani Ankara merkezli bir bütçe. Bakın, günlerdir Meclisteyiz, şu hizmet binasına binlerce insan akıyor, oluk oluk insan akıyor. Niçin olduğunu biliyoruz, genelde de iktidar partisi milletvekillerine gidiyorlar. Hep talepler, "Bartın'a şunu isterim.", "Muğla'ya bunu isterim.", "Antalya'ya bunu isterim." diye hep Ankara'ya gelmek zorunda vatandaşlarımız. Hâlbuki biz yerel demokrasiyi savunuyoruz, bütçe ademimerkeziyetçi olsun Sayın Bakanım -bütün demokrasilerde olduğu gibi- merkeziyetçi. Çünkü Ankara israf ediyor. Ben israfı Mecliste de görüyorum, her yerde, Ankara'nın her yerinde israf var ve biz halkın vergilerini harcıyoruz burada ve israf ediyoruz Ankara'da. Ademimerkeziyetçi bütçede kaynaklar ayrılır, yereller kendi kararları doğrultusunda yatırımlarını yaparlar. Biz Ankara'dan Sinop'a nükleer santral kararı alıyoruz.

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Dağda israf ettiğin çocuklara gel, dağda israf ettiğin!

GARO PAYLAN (Devamla) - Sinop onu istiyor mu diye sormuyoruz.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Teröre teçhizat, silah gönderiyor belediyeler.

GARO PAYLAN (Devamla) - O açıdan, merkeziyetçi değil ademimerkeziyetçi bir bütçe istiyoruz genel bütçede Sayın Bakan.

İkinci olarak, bütçemiz erkek egemen bir bütçe, erkek egemen. Bakın, Sayın Bakan, Komisyon sıralarında "Arkanızda 1 kadın var." demiştim, tekrar 1 kadın var. Şu anda da genelde bürokrasi de erkek, bakış da erkek, cinsiyet eşitlikçi bir bakış yok. Biz, Türkiye'nin -bütün dünyada olduğu gibi- yüzde 50'sinin kadın olduğunu biliyoruz ve kadınları esas alan ve cinsiyet eşitlikçi bir bütçe istiyoruz Sayın Bakan.

Üçüncü olarak, doğayı tarumar ediyor bütçelerimiz. Bakın, ben İstanbul'da yaşıyorum. Üçüncü köprü İstanbul'u 15 milyondan 20 milyona doğru çıkaracak bir potansiyel taşıyor. İstanbul'un tek akciğerini yok ediyor üçüncü köprü ve oraların da imara açılması, ranta açılması konusunda ciddi kaygılarımız var. Karadeniz de, son nefes alacağımız yer belki, "Yeşil Yol Projesi"yle orası büyük bir risk altında. Nükleer santral projeleri. Bunların ivedilikle durdurulmasını istiyoruz. Zaten Rusya'yla bir problem var, hemen iptal edebiliriz Sayın Bakan o Mersin'i.

Diğeri, sermayeden yana bir bütçe gördük biz, emeğin adı bile geçmiyor. Emekten yana bir bütçe istiyoruz, emeği esas alan, sermayenin çıkarlarını değil, emeğin çıkarlarını esas alan bir bütçe istiyoruz.

Sayın Bakan, bütçenizi savaş bütçesi olarak gördük tekrar maalesef. Güvenlik harcamaları yükselmiş 2015'te, 2016 için de tekrar çok ciddi bir yükseliş öngörüyorsunuz. Biz barış bütçesi talep ediyoruz.

Bakın, Sayın Bakan, bütün AKP'li hatipler çıkıyorlar "Yol yaptık, yol yaptık." Allah razı olsun. Kim taş üstüne taş koyuyorsa Allah razı olsun. "Havalimanı yaptık, havalimanı yaptık." Allah razı olsun. Bakın, ben beş aydır Hakkâri'ye, Şırnak'a, Amed'e, Mardin'e gidiyorum, oradaki sokağa çıkma yasaklarının durması için mücadeleler veriyoruz, insan hakları, insanlık onuru için mücadeleler veriyoruz. O yollardan en son gittiğimde hep şunu gördüm: Askerî konvoylar gidiyor Sayın Bakanım.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Hendekleri de gördün mü?

GARO PAYLAN (Devamla) - Sürekli, Kirpi mi diyorsunuz, Akrep mi diyorsunuz, inanılmaz büyük paralara olduğu belli olan askerî konvoylar o şehirden o şehre, o ilçeden o ilçeye gidiyor. Havalimanlarından sürekli savaş uçakları kalkıyor Sayın Bakanım, sürekli savaş uçakları kalkıyor.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Niye acaba?

ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum) - Sebebini de açıkla?

GARO PAYLAN (Devamla) - Barışçı bir bütçe değil, maalesef o yollardan da, havalimanlarından da hayra araçlar geçmiyor, insanlar seyahat özgürlüklerini kullanamıyorlar.

Bakın, "Eğitim bütçesini artırdık." diyorsunuz, sağ olun, Allah razı olsun. Eğitim bütçesini artırmak önemli bir şey ama çocuklarımıza ne öğretiyoruz, ne veriyoruz? Bebeklerden katiller mi yaratıyoruz, birbirlerinden nefret eden, ötekiler oluşturan bir eğitim politikası mı güdüyoruz, buna bakmamız lazım.

Rus savaş uçağı düşürüldü 24 Kasım Öğretmenler Günü Sayın Bakanım. Savaş uçağının düşürüldüğü gece Sayın Cumhurbaşkanı öğretmenlere bir resepsiyon verdi, orada "Rus savaş uçağını düşürdük." dedi Sayın Cumhurbaşkanı ve öğretmenler inanamadığım şekilde, avuçları patlarcasına alkışladılar. Öğretmen bunlar ya, bu ülkenin öğretmenleri avuçları patlarcasına alkışladılar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bakın, bir ülkenin önce öğretmenleri barıştan yana olacaklar. Barıştan yana olacaklar, çocuklara barış rüyaları anlatacaklar, kardeşlik rüyaları anlatacaklar.

HARUN KARACA (İstanbul) - Ayıp be, ayıp be!

GARO PAYLAN (Devamla) - Sayın Bakan, bütçeniz maalesef tekçi bir bütçe, tek bir inanç ve tek bir etnisitenin kültürel hakları çerçevesinde oluşmuş bir bütçe. Biz bütçenin çoğulcu bir bütçe olmasını istiyoruz. Türkiye'nin bütün halklarına, bütün inançlarına kendilerini geliştirmeleri ve kendi imkânlarını geliştirmeleri için olanak yaratmasını istiyoruz, bu yönde açılım yapmasını talep ediyoruz. O açıdan, savaşa kaynak ayırmayalım, hayra kaynak ayıralım, barışa kaynak ayıralım diyorum her anlamda.

Sonra, örtülü ödenek ciddi anlamda artıyor, bunun hayır olmadığını biliyoruz. Genelde örtülü ödenek dediğimiz silaha kaynak ayırır, maalesef örtülü ödenek rakamları da inanılmaz bir şekilde yükselmiş durumda.

Sayın Bakan, Başbakan Hükûmet bütçesini açıklarken "Güvenlikçi bakışla özgürlükçü bakışı dengeleyeceğiz." demişti. Maalesef kantarın topuzu inanılmaz bir şekilde kaçtı. Özgürlükçü bakış bir kenara kondu; buzdolabına değil, derin dondurucuya kaldırıldı. Biz bir an önce özgürlükçü bakışa dönmek gerektiğini düşünüyoruz. Ve insanlar şu anda en temel haklarından yoksunlar arkadaşlar.

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Silahlar betona girdi mi?

GARO PAYLAN (Devamla) - Maalesef bütçemiz silaha ayrılıyor, oradaki Kirpilere, Akreplere ayrılıyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Ne yapalım?

GARO PAYLAN (Devamla) - Bakın, giderler, açıkladınız, 138 milyar lira öngördünüz yetki almak için. Geliri öngörmediniz, ortaya koymadınız, açığı da bilmiyoruz ama ben size -rakamlar önemli değil, bütçe performansınız da iyidir, umarım ki gelecek sene de iyi olacaktır, açığımız sıfır olur rakam olarak- esas açıklarınızı açıklayacağım: Bu memlekette toplumsal barış açığı var arkadaşlar, inanılmaz bir şekilde, artan bir şekilde; bu memlekette adalet açığı var, bu memlekette demokrasi açığı var, bu memlekette basın özgürlüğü açığı var ve en önemlisi vicdan açığı var.

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Silahları gömün, hemen barış gelir bu memlekete.

GARO PAYLAN (Devamla) - Vicdanlarımız nerede, onlar da buzdolabında mı? İnsanlar öldürülüp, o araçların arkasında boynuna ip takılıp çekilirken hepimiz gördük, tepki vermedik.

ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum) - Cesetlerin altına sığdırdığınız bombaları ne yapıyorsunuz? Öldürülmüş cesedin altına bomba sığdırmak hiç insanlığa yakışır mı?

GARO PAYLAN (Devamla) - Çocuklar öldürülüyor ve vicdanımız maalesef buzdolabında. Bizler tekrar kötülüğün sıradanlaştığı günleri yaşıyoruz maalesef.

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Siz orada kaç yıl yaşadınız da bunları anlatıyorsunuz? Orada siz bir ay yaşayın, sonra konuşun, sonra barıştan söz edin.

GARO PAYLAN (Devamla) - Bakın, bugün kötülükle uğraşıyoruz. Sebebi şu: Çünkü ceberut bir devlet anlayışı var. Maalesef ve maalesef, umudumuz olan, hani "Müslüman demokratlar" olarak adlandırıyordunuz ya kendinizi, geçmişte "Mücadele ediyoruz." dediğiniz ceberut bir devlet anlayışı vardı, paralelcilerle beraber yürüyordunuz; paralelcilerle yol ayırdınız ve yeni koalisyon ortağınız maalesef tekrar o ceberut devlet anlayışı oldu. Bakın, bu devlet aklanmadı. Bu devlet hiçbir zaman yüz yıllık karanlığıyla yüzleşmedi. Bu devlet ve bizler, maalesef, hep bir yüzleşme umudumuz vardı, geçmiş yıllarda bu olmuştu ama tekrar o ceberut devlet anlayışıyla kol kola girdiniz. Ne çabuk unuttunuz başörtüsü zulmünü, ne çabuk unuttunuz 28 Şubatı.

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Hiç unutmadık ve unutturmayacağız. 1968'lerden beri neler çektiğimizi hiç unutmadık, unutturmayacağız.

GARO PAYLAN (Devamla) - Ve bunlarla yüzleşmediğiniz sürece siz de, biz de, hiçbirimiz güvende olmayacağız.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Siz geçmişinizle yüzleşin.

GARO PAYLAN (Devamla) - Maalesef, o ceberut anlayış bugün bize kastediyor, yarın tekrar size kastedebilir. O açıdan, bir an önce özgürlükçü bakışa dönelim diyorum el birliğiyle.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)