GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın sataşma nedeniyle yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:16.12.2015

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Sayın Baluken kürsüden yapmış olduğu konuşmada daha önceki diskurlarda da kullanılan bir ifadeyi tank resimlerini göstererek tekrar etmiş, "halkına karşı eyleme geçen bir devlet" tanımlaması çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti devletini "halkına karşı askeriyesini harekete geçiren bir devlet" şeklinde anlatmaya çalışmıştır. Bir kere, bu talihsiz, bu son derece yanlış, bu o bölgede yaşanan gerçekliği bütünüyle ters yüz eden yaklaşımı, ifadeyi reddediyorum.

TUĞBA HEZER ÖZTÜRK (Van) - Gerçeği ne o zaman?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Bu devlet, aynı zamanda, bu çatının altında görev yapan HDP'li vekillerin devletidir.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Zaten onun için itiraz ediyoruz, hepimizin devleti olduğu için böyle yapamaz diyoruz.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Bu devlet hep beraber... Evet, buna hakaret ederek, aşağılayarak, devleti halkına karşı göstererek değil...

O tanklar acaba, hangi büyük tehlike karşısında orada? Bu devlet hiçbir zaman halkını tehlike olarak görmedi. Ama orada bir PKK tehlikesi, bir PKK tehdidi var halkı kendisine kalkan olarak kullanan. Sayın Baluken bunun üzerine konuşsun; o PKK örgütüne, onun eylemlerine, onun, halkın arkasına geçerek güvenlik güçlerinin üzerine açmış olduğu ateşlere, girişmiş olduğu bombalamalara, açtığı hendeklere ilişkin eleştirel bir laf etsin. Sonuçta bu ülkede barışın sağlanmasının yolu elbette ki meşru siyaset içerisinde müzakere ama terör örgütünün ne yaptığına ilişkin bir akıl da o müzakerenin içinde gereklidir.

Sayın Mahmut Tanal Bey'in ifadesine ilişkin olarak: Angajman kurallarının ne olduğunu biliyoruz biz. Bu ülke Suriye'ye de, Rusya'ya da o angajman kurallarını elbette anlattı. Buna ilişkin birçok açıklamalar da vardır. Sınırınız var, sınırın ötesinde yaşanan bir savaş hâli var. Siz o sınırı hangi kurallar çerçevesinde koruduğunuza ilişkin karşılıklı bir anlayış içerisinde o bilgileri veriyorsunuz. Ortada bir ihlal var; Türkiye'nin hükümranlık alanına ilişkin, daha önce de yapılmış, tekrar edilmiş bir ihlal var.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - 170 defa ihlal olmuş. Daha şimdi mi aklınıza geldi?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Buna karşı kullanılmıştır angajman kuralları.

Bir de şu Musul Büyükelçiliği ve Süleyman Şah Türbesi meselesi sürekli zikrediliyor. Musul Büyükelçiliğinde bizim görevlilerimiz IŞİD teröristleri tarafından rehin alınmıştı. O zaman bu Mecliste şöyle bağırıyordu arkadaşlar: "Tehlikenin geldiğini görüyorsunuz, niçin orayı boşaltmadınız?" Bağırma bu şekildeydi. Süleyman Şah Türbesi'ni boşalttık, "Vatan toprağı boşaltılır mı?" Bağırma bu defa buna dönüştü. "Boşaltmayın, provokasyon olsun, Türkiye savaşa girsin." Bu mu isteniyor? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)