GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/2, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18) No.lu Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:13
Tarih:10.12.2015

BESİME KONCA (Siirt) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu selamlıyorum.

Evet, hocam da söyledi, bugün İnsan Hakları Haftası. Aynı zamanda Ankara Garında 102 insanın katledilmesinin ikinci ayı doldu. Ve aileler buraya, bu Parlamentoya seslerini duyurmak ve özellikle Hükûmete duyurmak... Hükûmetin bu konuda bu süreci açığa çıkarması ve bu katliamlar karşısındaki sorumluluğunu yerine getirmesi için burada seslerini duyurdular. Ama bugün bu Parlamento ve özellikle Hükûmet bu görevin farkında değil, bugünkü bütün konuşmalarda da buna dair bir değerlendirme, bir açıklama yapılmadı.

Evet, İnsan Hakları Haftası insanların birbirlerine karşı uyguladıkları şiddet sonucu oluşan, karar alınan bir hafta değildir. Devletlerin, özellikle iktidarların, hükûmetlerin ve erkek egemenlikli zihniyetin bireye, toplumlara, halklara uyguladığı şiddet ve katliamlar sonucu alınan bir karardır ve bugün burada direniş içerisinde olan bütün toplumlar açısından, bireyler açısından harcadıkları emekler, özgürlükler için, eşitlikler için, barış için bedel ödeyen bütün insan hakları savunucularını selamlıyorum. Ve bunun için bedel ödeyerek uzun süredir cezaevlerinde olan tutuklu ve hükümlü binlerce insanı da selamlamak istediğimi belirtmek istiyorum.

Şimdi, burada önerge hâline getirilmek istenen aileyi güçlendirme ve boşanmaları önleme kararlarını tartışmak istiyoruz. Ancak AKP'nin bu konuda yapmak istediği politika ile gündeme getirmek istediği önerge ile pratik içerisinde uyguladıkları politikalar arasında ciddi bir çelişki söz konusudur. Biz aileyi koruma, boşanmaları engelleme çabası gösterirken öncelikle toplum için ne yapıyoruz? Toplumu nasıl korumamız gerekir? Ve elden giden bir toplumsal bir Türkiye gerçekliği söz konusuyken aileyi korumaya çalışmak, boşanmaları engellemek tersi bir durumdur. AKP Hükûmeti için çelişkili bir durumdur.

Bugün Suriye'yle yaşadığı çatışma, İran'la yaşadığı, Irak'la krizli hâle geldiği, Rusya'yla krizli hâle geldiği, "kürdistan"da yıkımı başlattığı ve iç savaşı geliştirmeye çalıştığı bir süreç içerisinde boşanmaları önlemeye çalışma politikalarını geliştirmek, bunu tartışmak gerçekten bu Parlamento açısından büyük bir eksikliktir. Evet, aileyi koruyalım, aileyi kurtaralım ama ülke elden gidiyor; ülkeyi kim kurtaracak? Yaşanan çatışmalar, yaşanan yoksullaştırma, ülkeyi silah deposu hâline getirme, kültürleri birbirlerine karşı kışkırtma, kırım hâline getirme... Toplumsal cinsiyet açısından erkeği bu kadar güçlendiren, güç hâline getiren, kadını bu kadar hiçleştiren AKP Hükûmeti döneminde kadına şiddet yüzde 1.400 artmıştır. 181 bin çocuk evliliği gerçekleşmiştir.

Bütün bunlar varken, Türkiye'nin geleceğini, toplumun geleceğini, kadının geleceğini, özgürlüğünü sağlayabilmek için, çocuklarımıza güçlü bir gelecek bırakabilmek için, önce iktidar olarak, AKP Hükûmeti olarak, devlet zihniyeti olarak temelde tartışmamız gereken şeyler vardır ve temeli tartışmadan, ideolojik olarak, politik olarak, kültürel olarak, ekonomik olarak, vicdani ve ahlaki olarak "bu ülkeyi nasıl yönetiyoruz"u tartışmadan aileyi tartışmak ya da boşanmaları önlemeye çalışma yaklaşımları, kâğıt üzerinde ya da birçok arkadaşın buraya getirdiği gibi hukuki kavramlarla, rakamlarla açıklamaya çalışmak doğru bir politika değildir ve sonuç alıcı bir yöntem de değildir. Zaten bugüne kadar bu Meclis böyle çalıştığı için sonuç alınmamıştır, böyle çalıştığı için başarılı politikalar geliştirilememiştir ve siyasetini, iktidarını tekrar tekrar korumaya çalışan bir hükûmet gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

AKP Hükûmeti, bir dönem, Türkiye'yi demokratikleştireceğini, Kürt sorununu demokratik bir temelde çözeceğini söylemişti. Arkasından Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bu süreci buzdolabına aldığını söylediler ama bugün aslında yaşanan süreç, AKP Hükûmetinin, kendisini derin bir dondurucuya kapattığı süreçtir. Öncelikle eğer Hükûmet doğru işler yapmak istiyorsa, Türkiye'yi demokratikleştirmek, kadını özgürleştirmek ve çocuklara özgür bir gelecek bırakmak istiyorsa, öncelikle 7 Haziran seçiminden sonra aldığı kararla, seçim sürecini tekrar yenilemekle, kendi iktidarını korumak için, kendisini tekrar iktidarda tutabilmek için kendisini koyduğu buzdolabından, derin dondurucudan önce AKP zihniyetinin çıkması lazım. Eğer bunu gerçekleştirmezsek, gerçekten burada vereceğimiz önergelerle ciddi sonuçlar almayacağımızı düşünüyorum. 26'ncı Yasama Döneminin sağlıklı bir pratik geliştirmesi ya da siyaset yürütmesi için bunların çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, özellikle aileyi koruma ve boşanmaları engelleme konusunda birçok arkadaş bazı şeyleri belirtti, ben, kısmen bazı noktalarda dile getirilmeyenleri dile getirmek istiyorum.

Türkiye'de aslında AKP Hükûmeti döneminde -ki daha önce de bunlar vardı- aileyi koruma değil, aileyi yıkma temelinde geliştirilen politikalar var. Bunların nedenlerini şöyle açıklayalım: Evet, yoksullaşmadan bahsediyoruz ama hükûmetlerin sorumsuzluğu karşısında işçi kazalarıyla ne kadar aileyi dağıttık, ne kadar çocuğu annesiz, babasız bıraktık? "Terörle mücadele" adı altında yıllardır sürdürdüğümüz ve on binlerce insanı cezaevine aldığımız KCK operasyonlarıyla ne kadar çocuğu annesiz, babasız bıraktık? Ne kadar çocuğu annesiyle, babasıyla çocuk yaşta, 2-3 yaşında cezaevlerinde yaşamaya mahkûm ettik? Annelerin sırf çocuklarının psikolojisi bozulmasın diye cezaevlerini "çalıştığım iş yeri" diye tanımladığını bu Hükûmet biliyor mu? 3 yaşındaki çocuğun "Anne senin iş yerindeki kapıcılar ne kadar kötü." dediğini biliyor musunuz? Gardiyanların tepkileri karşısında, gardiyanların annelerine hakaret etmeleri karşısında 3 yaşındaki çocuğun bu sistemi nasıl sorguladığını biliyor musunuz?

HALİL ELDEMİR (Bilecik) - Dağa kaçırdıklarınızı düşünün.

BESİME KONCA (Devamla) - Eğer yarın bir gün aileyi koruma, güçlendirme ya da boşanmaları engelleme temelinde politikaları tartışacaksanız bu koşulları değerlendirecek misiniz, bu koşulları ele alacak mısınız?

Yine, yıllardır söylediğimiz ve sizin bugün de AKP Hükûmeti olarak dile getirmekten çekindiğiniz, "Biz 90'lara dönmüyoruz." dediğiniz süreçleri tekrar ele alıp o süreçlerde ne kadar ailenin faili meçhul cinayetler yaşayıp dağıldığını, göç etmek zorunda kaldığını, kültüründen, dilinden, toprağından koparıldığını ve faili meçhulleri gören çocukların, kendi çocuklarının gözlerinin önünde katledilen babaların hesabını kimlerin vereceğini sorgulayacak mısınız?

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Kendi yaptıklarınızı mı anlatıyorsunuz?

HALİL ELDEMİR (Bilecik) - Dağa kaçırdığınız çocukları konuşun.

BESİME KONCA (Devamla) - Hayır.

BAŞKAN - Kürsüdeki hatibe müdahale etmeyelim sayın milletvekilleri, lütfen.

BESİME KONCA (Devamla) - Bugün bunların halen... 90'ları kabul ettiniz, toplumun ne kadar darmaduman edildiğini, savaşın, çatışmaların ne kadar insan hayatına, insan haklarına mal olduğunu kendiniz söylediniz. Peki, buna dair bir şey yaptınız mı? Bugün de en fazla... Evet söyleyelim, bugün de ciddi anlamda Başbakan söylüyor, "İşkenceye sıfır tolerans." diyor ya da "Şiddete sıfır tolerans." Evet, işkenceye sıfır tolerans çünkü çok ciddi, doğrudan katledilmeler var. Doğrudan katledildiği için işkenceye geniş bir zaman tanınmıyor belki.

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Teröre ve teröristlere sıfır tolerans.

BESİME KONCA (Devamla) - Bunun terörle alakası yok, kadın cinayetleri için söylüyorum. Bazı arkadaşlar tekrar tekrar dile getirdikleri için söylemiyorum. "Eşitlik fıtratta yoktur." diyenler için, "Kadın için kariyer anneliktir." diyen zihniyet için... Ya da -bugün Gençlik ve Spor Bakanımız buradadır- İstanbul Üniversitesinde tacize uğrayan onlarca kadının, öğrencinin yaptığı eylemler karşısında taciz eden hocanın hâlen üniversitede görevli olması, sadece kınamayla yetinilmesi...

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Kredi Yurtlarla ne alakası var onun?

BESİME KONCA (Devamla) - ...ve Spor Bakanımızın genç kızların tacize uğramaması için bulduğu çözüm olarak "Üniversiteye en yakın yerden kapı açılsın." demesi, bunlar sizin uyguladığınız politikalar değil midir? Bu politikalara hangi temelde çözümler geliştireceksiniz?

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Yanlış bilgi veriyorsunuz.

BESİME KONCA (Devamla) - Bunların hepsinin Hükûmet olarak sorgulanması... Hükûmet olarak eğer Türkiye'deki aile kurumunu güçlendirmek istiyorsak ki iktidarın arka bahçesi olarak geliştirilecek bir şey değil, aile özel alandır. Eğer doğru bir toplumsal gerçekliği, doğru bir toplumu ekonomisiyle, sanatıyla, sinemasıyla, kültürüyle, toplumsal değer yargılarıyla güçlendirirseniz o zaman aile de...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BESİME KONCA (Devamla) - ...demokratik bir temelde, özgürlükçü bir temelde kendisini koruyacak ve güçlendirecektir.

Şunu yine soracağım: Hâlen 90'larla hesaplaşmayıp yirmi yıldır, yirmi beş yıldır beşikteki çocuğunu bırakarak...

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Nasıl hesaplaşmadık? Bununla ilgili yapılanları hepiniz çok iyi biliyorsunuz.

BESİME KONCA (Devamla) - ...cezaevine alınan insanların çocuğunun evlenip torun sahibi olduğu hâlde hâlen çocuklarını görememesinin hesaplaşmasını...

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Konca, sözlerimizi tamamlayalım.

BESİME KONCA (Devamla) - Eğer aileyi doğru kurmak, geliştirmek istiyorsanız buradaki sorumluluğunuzu yerine getirmeniz gerektiğini düşünüyorum. Eğer bütün bunların sözde kalmamasını istiyorsak önce iktidar olarak kendi zihniyetimizle, kendi yaklaşımımızla hesaplaşacağız.

Bunu da sorayım...

BAŞKAN - Sayın Konca, süreniz doldu, bağlayın cümlenizi lütfen.

BESİME KONCA (Devamla) - Yıllardır söylüyorsunuz, "Biz türban yasasını değiştirdik, bugün türbanlı kadınlar burada." diyorsunuz. Kaç tane başbakan yardımcısı kadındır?

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - 2 tanesi.

BESİME KONCA (Devamla) - Kaç tane bakanınızdan kaç tanesi kadındır?

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - En çok kadın vekil bizde var Hanımefendi.

BESİME KONCA (Devamla) - Parmak sayısıyla geliştirdiğiniz politikalarla temsil yaptığınızı söyleyemezsiniz.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)