| Konu: | Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bazı yerleşim yerlerinde uygulanan sokağa çıkma yasaklarına, mülki idare amirleriyle görüşmek isteyen Halkların Demokratik Partisi milletvekillerinin muhatap alınmadığına ve bu mülki idare amirlerinin uyarılması konusunda İçişleri Bakanlığının bir genelge göndermesi için Meclis Başkanlık Divanının müdahil olması gerektiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 09.12.2015 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, bir konuyla ilgili Genel Kurulu bilgilendirmek üzere ve Başkanlık Divanınızın da bir tavır, bir tutum ortaya koymasını talep etmek üzere söz aldım.
Biliyorsunuz, hukuksuz bir şekilde, Anayasa'ya aykırı olarak devam ettirilen sokağa çıkma yasaklarına karşı halkımız ve partimiz, büyük bir mücadele, büyük bir direniş örneği ortaya koyuyor. Ancak partimizin yapmış olduğu çalışmalara yönelik fiilî olarak sürekli öldürücü müdahaleler, alanda idari, mülki, adli amirlerin muhatap almama şeklinde bir itibarsızlaştırma kampanyasıyla karşı karşıya kalıyoruz.
Bugüne kadar, milletvekillerimize yönelik yapılan öldürücü müdahaleleri, eş başkanlarımıza yönelik suikastları dile getirdik. Uzun süredir Parlamentoda dile getirmemize rağmen bir türlü çözüm bulunmayan bir sorunla karşı karşıyayız. Milletvekillerimiz gittikleri illerde, o ilin yetkili valisiyle ya da herhangi bir idari amiriyle sorunu çözme adına görüşme talebinde bulundukları zaman muhatap alınmıyorlar. Atanmış bir vali, yüz binlerce insanın iradesini temsil eden bir seçilmiş milletvekilini muhatap almama terbiyesizliğini ve basiretsizliğini gösteriyor. Konuştuğumuz bu dakika itibarıyla da Mardin Valisi aynı basiretsiz ve terbiyesiz tutumu sergilemeye devam ediyor.
İki gündür Mardin'de olan Sayın Ali Atalan, Sayın Mizgin Irgat ve Sayın Berdan Öztürk Milletvekillerimiz Mardin Valisiyle görüşme talebinde bulunmalarına rağmen,, kendilerine bu saate kadar herhangi bir randevu verilmemiştir. Milletvekillerimiz, bu saat itibarıyla Mardin Valisinin makamında oturuyorlar ve Mardin Valisi kendileriyle görüşünceye kadar da orada oturmaya devam edecekler.
Parlamentonun ve milletvekillerinin itibarını sağlamak Meclis Başkanlığının ve Meclis Başkanlık Divanının da görevidir. Dolayısıyla sizin de bu tutumla ilgili, Mardin Valisi başta olmak üzere, bu tutumu sergileyen valileri uyaracak İçişleri Bakanlığından bir genelgenin hızla bütün valilere ulaştırılması noktasında müdahil olmanız gerekiyor. Eğer bir kentte yüz binlerce oyla seçilmiş bir milletvekili dikkate alınmıyorsa o kentin Ankara'dan atanmış bir memur olan valiyi de dikkate almama hakkı doğuyor. Öz yönetim talebi derken tam da bunu ifade ediyoruz. Öz yönetim dediğimizde atanmış bir memurun, halkın iradesini tanımama, arkanızda yazan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." sözünü boşa çıkarma tutumundan dolayı vali, kaymakam ve kenti yönetecek bütün meclislerin o kent tarafından, o kentte yaşayan halklar tarafından seçilmesini ifade ediyoruz.
Dolayısıyla bu konuyla ilgili -Hükûmet yetkilileri de burada- Hükûmet olarak vermiş oldukları bir talimat var mı? Herhangi bir ilin valisinin o ilin seçilmiş milletvekillerini muhatap almama, randevu vermeme ya da onu dikkate almama gibi bir talimatı olup olmadıklarını açıklamalarını istiyoruz. Sizin de Başkanlık Divanı olarak, Parlamentonun ve milletvekillerinin itibarını koruyacak bu yaklaşımlarla ilgili bir tavır ortaya koymanızı, oturuma ara vermek suretiyle, Mardin Valisini arayarak kendisini Parlamento iradesinin üstünde görme hakkına ve haddine sahip olmadığını hatırlatmanızı istiyoruz.
Diğer taraftan, söz konusu görüşmeye konu olan Nusaybin'deki sokağa çıkma yasağı dördüncü gününde, Sur ilçemizdeki sokağa çıkma yasağı da sekizinci günündedir. Yasalara ve Anayasa'ya, hukuka aykırı bir şekilde işletilen bu sokağa çıkma yasaklarında Sur'da bugüne kadar, son sokağa çıkma yasağından bugüne kadar 5 sivil yurttaş, Nusaybin'de de dört gün içerisinde 5 sivil yurttaş yaşamını yitirmiştir. Onlarca yaralı da mahallelere ambulans ulaşamadığı için ölümle maalesef pençeleşmek durumunda kalmaktadır. Bunun bir çözüm olmadığını, silahla, halka yönelik öldürücü müdahalelerle bir sonuç alınmayacağını Halkların Demokratik Partisi olarak bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Oradaki sorunların çözüm yönteminin diyaloğu ve müzakereyi esas alan demokratik siyasi çözüm olduğunu, halkın taleplerine savaş açmanın da diktatöryal bir sistem olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, teşekkür ediyorum.