GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Başkan Vekili Ahmet Aydın'a görevinde başarılar dilediğine, bütün başkan vekillerinin İç Tüzük çerçevesinde ortak bir anlayışla Meclisi yönetmesi gerektiğine, Diyarbakır'da tarihî mirasımıza yapılan saldırılar ile Rus donanmasına ait bir geminin İstanbul Boğazı'ndan geçişi sırasında Montrö Anlaşması'nın ruhuna aykırı girişimini kınadığına ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in Suriye'ye asker gönderilmesiyle ilgili bazı ifadelerini kabul edilemez bulduğuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:11
Tarih:08.12.2015

OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Görevinizde başarılar diliyorum.

Bundan sonra görev yapacak bütün Meclis başkan vekillerinin de İç Tüzük çerçevesinde ortak bir anlayışla Meclisi yönetmesi gerektiğini, bu konuda bir mutabakatın oluşması gerektiğini bu vesileyle ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maalesef PKK terör örgütünün saldırıları, şehitlerimiz, sivil kıyafetli askerlerimize olan saldırı, polisimize olan saldırı... Maalesef bu kanlı saldırılar devam ediyor. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Ama bunun ötesinde, aynı zamanda Diyarbakır'da tarihine ve manevi değerlerine dönük olarak da saldırılar gerçekleşmekte. 1516-1520 yıllarında Bıyıklı Mehmed Paşa tarafından yapılan ilk Osmanlı eseri Kurşunlu Camisi'nin PKK terör örgütünün attığı patlayıcı maddelerle yakılmış olması, gerçekten tarihe yönelik bir saldırı olmasıyla bunun bir münferit hadise olmadığını da görüyoruz. Tahir Elçi'ye yönelik saldırı sırasında, Akkoyunlu Hükümdarı Kasım Han'ın inşa ettirdiği Dört Ayaklı Minareye yönelik olarak yapılan saldırıyı da dikkate aldığımızda, bu saldırıların orada bir tarihe yönelmesini gerçekten bütün milletimizin de ibretle ve o yörede yaşayan insanlarımızın da ibretle takip ettiğini ve bu hususu kınadığını da biliyoruz. Bu bakımdan, hep birlikte, bu tarihî mirasımıza yapılan bu saldırıları kınamaya ve sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Diğer taraftan, Boğaz'dan geçen Rus donanmasına ait bir gemiden omuza alınan bir füzenin kullanılması, gösteri amaçlı yapılmasını Türkiye'nin egemenlik ve hükümranlık haklarına yönelik bir hasmane tutum olarak değerlendirdiğimizi ifade etmek istiyorum. Türkiye'yi bir tehdit olarak mı gösteriyorsunuz yoksa Türkiye'ye yönelik bir tehdit misiniz? Eğer böyle ise Montrö Anlaşması bu tehditle nasıl baş edebileceğimizi zaten ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, Rusya'nın bu şekilde, Montrö Anlaşması'yla Türkiye'nin hükümranlık hakkı olan özellikle Boğazlar üzerinde, Montrö'nün ruhuna aykırı bu girişimini de kınıyorum. Bundan sonra tekerrürü hâlinde Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin de Montrö'den kaynaklanan haklarını kullanması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Öte yandan, NATO Genel Sekteri Stoltenberg'in, özellikle NATO'nun IŞİD'e karşı savaşmak üzere Suriye'yle ilgili asker göndermeyeceğini söylerken "Bu mücadeleyi Müslümanlar için yürütemeyiz." ifadesini çok talihsiz görüyorum. Dolayısıyla, NATO bir Hristiyan kulübü müdür? Bu konuda NATO ittifakının alacağı kararlar çerçevesinde nerede ne olursa bununla ilgili güvenlik tedbirlerini bu ittifakın belirleyeceği kararlar doğrultusunda almak durumundadır. Dolayısıyla, bu meseleyi "Müslümanlar için savaşmayız." demek suretiyle âdeta bir dinler eksenine taşıması NATO'nun ruhuna aykırıdır. Dolayısıyla, bu bakımdan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in bu ifadesi çok talihsizdir. O zaman sormak gerekiyor: Libya'da ne işiniz vardı? Kuzey Kore'ye giderken biz ne amaçla gittik? Afganistan'da hangi amaçla bulunuyorsunuz? Dolayısıyla, Stoltenberg'in bu meseleyi Müslümanlar arasında bir mesele olarak gören yaklaşımını doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyorum. Bu kategorik yaklaşım gerçekten kabul edilemez ve NATO'nun oluşturduğu güvenlik şemsiyesi anlayışına da aykırı olduğunu bu vesileyle ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum.