GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Oturum Başkanı, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın Meclisin özel gündemle toplanması nedeniyle gündem dışı söz vermemesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında Oturum Başkanı, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın Meclisin özel gündemle toplanması nedeniyle gündem dışı söz vermemesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:6
Tarih:28.11.2015

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi öncelikle saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Sayın Başkan, birkaç oturumdur sürekli Genel Kurulu yönetme şeklinizi İç Tüzük'e göre değil daha çok şahsi kanaatleriniz üzerinden şekillendiriyorsunuz. Bu tutumun doğru olmadığını ve sizi burada Genel Kurulu yönetirken bağlayan bir İç Tüzük olduğunu hatırlatmak istiyoruz.

Usulle ilgili tartışmaları öne alma konusu İç Tüzük'te son derece nettir. Nitekim siz de kendiniz okuduktan sonra yapmış olduğunuz tasarrufun yanlış olduğuna kanaat getirdiniz ki usulle ilgili bu şekilde bir gündem işlettiniz, bir tartışma başlattınız. Yapmanız gereken şey, usulle ilgili her talep olduğunda İç Tüzük 63'e göre bütün konulardan önce usul tartışmasını açmak ve onu yürütmek olmalıdır. Dolayısıyla umarım bundan sonraki tutumlarınızda daha çok AKP Grubunu kayırmaya çalışan bir anlayış üzerinden İç Tüzük'ü elinin tersiyle bir kenara iten bir tutum içerisinde olmazsınız. Bu temennimizi ifade etmek istiyorum.

Tabii, "Bugün çok önemli bir gündemimiz var. O nedenle gündem dışı konuşma hakkı tanıyamıyoruz." demek hakikaten hicap duyacağımız bir cümle demektir. Bugün Diyarbakır'ın orta yerinde, aylardır hedef gösterilmiş olan bir baro başkanı katledilmiş, onun yanında bulunan bir polis memuru yine nereden geldiği belirsiz bir kurşunla katledilmiş, onlarca sivil yurttaşımız yaralanmış; şu anda Sur ilçesinde, aylardır tüm Kürt kentlerinde olduğu gibi, yapılan sokağa çıkma yasaklarıyla sivil katliam girişimlerine başlanmış, siz de burada bunun önemli gündemden dolayı tartışılamayacağını söylüyorsunuz. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Eğer Diyarbakır'ın sokaklarında insanlar ölüyorsa bu Parlamentonun bundan daha önemli bir gündemi olamaz.

Baro başkanı, aylardır hedefleştirilen bir psikolojik kampanyadan sonra bir suikast timi tarafından, bir keskin nişancı tarafından eğer sokak ortasında katlediliyorsa bundan daha önemli bir gündem olamaz.

Hükûmet programı okunacakmış, Hükûmet programı görüşülecekmiş. Hükûmet programı zaten ortada. Hükûmet programı aylardır Silvan sokaklarında, Nusaybin sokaklarında, Cizre sokaklarında, Silopi sokaklarında. 12 Eylül döneminde bile uygulanmayan, günlerce süren sokağa çıkma yasaklarını Hükûmet programı olarak zaten biliyoruz. On üç gün boyunca sokağa çıkma yasağı Kenan Evren döneminde bile uygulanmadı. Onlarca yurttaşımız bu, "yasaklar" adı altında uygulanan katliam girişimiyle yaşamını yitirdi. Silvan'a, Nusaybin'e, Cizre'ye, Silopi'ye herhangi biriniz zahmet edip gitmiş olsaydınız programın oradaki halk tarafından zaten biliniyor olduğunu görürdünüz. Hükûmet programı, Türkiye'yi bölgesel bir savaşın içerisine çekecek şekilde, her türlü çılgınlığı yapacak şekilde zaten bütün dünya kamuoyunda görüldü. Neredeyse ülkemizi Orta Doğu'daki savaşın merkezine çekecek şekilde halklara en büyük faturayı getireceksiniz. Hükûmet programı, sadece haber yaptığı için -ki o haberi Başbakan Yardımcısı olan şahıs kendisi de doğruladı- MİT tırları ve AKP ilişkilerini yazdığı için gazetecileri cezaevine gönderen uygulamalarla zaten ortada. Bu Hükûmet programının, dolayısıyla, Meclis kürsüsünden görüşülecek bir tarafı zaten kalmamıştır. Baro başkanını katleden, sivil insanları katleden, gazeteciyi cezaevine tıkan, Türkiye'yi bölgesel savaşın eşiğine getiren bir program gerekçe gösterilerek burada baro başkanının katledilmesi olayıyla ilgili söz hakkımızı gasbedemezsiniz.

Ben, Tahir Elçi'ye sıkılan kurşunun bütün Türkiye halklarına sıkıldığını, bütün Türkiye halklarının demokratik geleceğine ve barışına sıkıldığını bir kez daha ifade etmek istiyorum. Öyle, iktidar partisinin Grup Başkan Vekilinin, sanki bir muhalefet partisiymiş gibi, sanki iktidarla ilgili hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi yaptığı açıklamayı kabul edilir bulmuyorum. Her siyasi cinayet açığa çıkarılıncaya kadar sorumluluğu siyasi iktidardadır. Eğer bu konuda ifade ettiğiniz düşüncelerde samimiyseniz bir an önce Tahir Elçi'yi katledenleri açığa çıkarıp yargı önüne çıkarma ve gerekli cezayı işletme durumuyla karşı karşıyasınız demek istiyorum. Maalesef, bugüne kadar, Tahir Elçi'nin takip ettiği Roboski katliamı, Medeni Yıldırım cinayeti...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS BALUKEN (Devamla) - ...Nihat Kazanhan cinayeti başta olmak üzere Türkiye'deki bütün siyasi cinayetlerle ilgili AKP Hükûmeti sınıfta kalmıştır, umarız bu cinayetle ilgili o yanlışlardan vazgeçip bir an önce gereğini yerine getirir.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Baluken.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Ama, gereğini yerine getirmediğiniz sürece bütün siyasi sorumluluk sizin boynunuzdadır. (HDP sıralarından alkışlar)