| Konu: | Başkanlığın, siyasi parti gruplarının Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeliğine aday göstermeleriyle ilgili uygulamasının İç Tüzük'e uygun olup olmadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 14.07.2015 |
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Bu vesileyle görevinizi kutluyorum. Tarafsız, adil bir biçimde Türkiye Büyük Millet Meclisini yöneteceğinize olan tam inancımla kürsüyü ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; aslında Sayın Başkanın başımıza ördüğü bir beladır bu. Kendisi Başkanlık Divanındayken Sayın Bostancı'nın getirdiği bir öneri üzerine bir hukuk boşluğu güya böyle doldurulmaya çalışıldı ama bunu yaparken -Sayın Bostancı'yı tanırım dört yıldır, pratiktir, zekidir ama- öyle bir iş yaptı ki çok affedersiniz "Bir deli bir kuyuya bir taş attı, kırk akıllı çıkaramadı"ya döner bu iş, inanın buna döner.
Şimdi, ne Başkanlık Divanının ne de Genel Kurulun -evet, Genel Kurulun gücüne saygımız çok büyük ama- ne Başkanlık Divanının ne Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanının ne de Genel Kurulun bir İç Tüzük ihdas etme yetkisi yoktur arkadaşlar. Burada yapılan çok açık ve aleni bir İç Tüzük ihdasıdır, bir kural ihdasıdır, âdeta kendiliğinden bir kanun ihdasıdır.
Şimdi, buradaki herkes okuduğunu anlayacak kabiliyet ve kapasitede. Sayın Bostancı o konuda hepimize belki beş çeker ama şimdi Sayın Bostancı -tutanaklardan okuyorum, Başkanlık Divanı tutanaklarından- bir öneri yapıyor yani sorun çözülemeyince, "Kura mı çekelim yoksa Siyasi Partiler Kanunu 35'e mi gidelim?" meselesinde anlaşılamayınca bir öneri yapıyor: "O da versin, o da versin, Genel Kurul kimi seçerse seçsin." Böyle bir şey olmaz! Kaldı ki Sayın Bostancı'nın bu önerisine Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanı ne diyor biliyor musunuz? "Aslına bakınca çok adil gibi olur da kanuna aykırılık olduğunu ben de söyleyeceğim." Yani böyle bir şey olabilir mi? Hep söylemişimdir, on üç senedir burada söylüyorum, kanunlar her yerde çiğnenir -keşke çiğnenmese- ancak kanunların hiç çiğnenmeyeceği bir yer varsa ora burası. Yani ele güne mahcup oluruz. Bizle ilgili bir şey de yok. Milliyetçi Hareket Partisi de bizim için saygın bir partidir, Halkların Demokratik Partisi de saygın bir partidir. Kaldı ki Milliyetçi Hareket Partisinin burada Siyasi Partiler Kanunu'nun 35'e kıyas yaparak "Ana muhalefeti belirlerken alınan oya bakıyorlar." iddiası bizce makul değildir, kusura bakmasınlar. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hukuku doğru yorumlamak zorundayız ve doğruyu söylemek zorundayız.
OKTAY ÖZTÜRK (Mersin) - Sana sormuyor ki zaten.
YAVUZ TEMİZER (Elazığ) - Söyledikleriniz doğru değil.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Burada, geçmiş uygulamalara baktığımızda da bunun çok örnekleri var, Başkanlık Divanında üyeliklerde de var, komisyon üyeliklerinde de var, kura çekilmiş. Kura yeni bir şey değil ama şimdi bu yapılan yeni bir şey Sayın Başkan, yanlış bir şey. Ben bunu bu kayıtlara geçeyim Cumhuriyet Halk Partisi adına da, yarın bunun hesabı sorulursa -Anayasa Mahkemesinde- eylemli iç tüzük iddiasıyla on gün içinde Anayasa Mahkemesine gidilirse bu seçim iptal olur. Arkadaşlar, bakın, Meclisi kapatacağız, yarın tekrar sizi çağırırlar buraya. Eylemli iç tüzükten gidersek Anayasa Mahkemesi bunu iptal eder. Öbür türlü de gidilebilir yani Anayasa 133'e de aykırı. Bunun için de gidilebilir. Gene bu Mecliste çıkmış olan 6112 sayılı Kanun'un 35'inci maddesine de çok açık aykırı. Bakın, şimdi önünüze geldi. Şunu görebiliyor musunuz? Böyle şey olur mu? Kanun demiş ki: Siyasi parti gruplarına düşen üyelikler için her parti kendine düşen için 2 katı aday gösterir. Bizim milletvekillerimiz, şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisinin gösterdiği, A bölümünde, Adalet ve Kalkınma Partisinin arzu ettiği adaya da oy verecekler, vereceğiz. Milliyetçi Hareket Partisinin gösterdiği bölümde de onların arzu ettiği adaya oy vereceğiz, hiçbir tereddüt yok. Ama aşağıda, şimdi, bir şey yapıyoruz, aşçı tabağı gibi. "Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi grupları tarafından gösterilen adaylar."
Sayın Başkan, Allah hayırlı uğurlu etsin, oraya oturdunuz. İlk gün yanlış yapmayın. İlk gün kanunu ihlal etmeyin. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) İlk gün Anayasa'nın çiğnenmesine alet olmayın, olmayın. Ben bunu söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi kurulduğu günden beri hukuka saygılı, kanunlara saygılı, hukukun üstünlüğüne inanan bir partidir. Buradaki kastımız üyelik MHP'de kalsın, HDP'de kalsın değildir. Biz, burada, hukuku ve Anayasa'yı savunmak zorundayız, bunun için buradayız. Biraz sonra belki Genel Kurulda bir oylama ihtiyacı olabilir. Sayın milletvekillerine de rica ediyorum... Hepinize tekrar hayırlı uğurlu olsun, 25'inci Dönem inşallah huzur içinde geçsin. Siyaset bir nezaket ve vicdan işidir. Bu çerçevede, gelin, ilk günden, siftah bir, kanunu ayaklarımızın altına alarak, Anayasa'yı yok sayarak "Ben yaptım, oldu." mantığıyla iş yapmayın, yarın çok üzülürsünüz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)